on

331 40 8
                                    

31.12 2017

Yoongi Hazırlanmaya başla (20.30)

Yoongi Bir saate oradayım (20.30)

Jimin gelme (20.31)

Jimin Yoongi gelme (20.31)

Jimin gitmem istemiyorum (20.32)

Yoongi Aşağıdayım (21.20)

Yoongi Jimin hadi ama (21.22)

Yoongi Kapıyı aç ve dışarı gel (21.24)

Jimin istemiyorum Yoongi (21.26)

Jimin çok yorgunum (21.26)

Görüldü


Jimin

21.30

Yattığım yerden doğrularak odamın camından dışarıya baktım.

Yoongi bahçe duvarına yaslanmış camıma bakıyordu ve ben de ona doğru baktığım için göz göze geldik ve böylelikle gafil avlanmış oldum. Birlikte uyduğumuz günden beri ona çok yaklaşmamaya çalışıyordum. Doğum günümden beri ondan kaçmaya çalışıyordum işte fakat çok da başarılı olamamıştım, çünkü o her seferinde bana mesaj atarken ben de her seferinde ona cevap veriyordum. Kendime yeniliyordum.

Telefonum elimde tirediğinde Yoongi'den geldiğini bildiğim mesajı hızla açtım. Kaçmanın bir anlamı yoktu artık.

Yoongi Gece yarısına kadar seni bekleyebilirim Jimin

Jimin geliyorum

Pijamalarımı bir çırpıda üstümden çıkarırken olabileceğinin en sadesi şekilde giyinmeye başladım. Altıma siyah bir pantolon geçirirken üstüne siyah bir boğazlı giydim. Hava soğuktu ve ben zaten biraz halsizdim.

Üstüme yünlü bir ceket alırken gerekli diğer eşyalarımı da alıp dışarı çıktım. Rüzgâr hafif bir şekilde esiyordu ama buz gibi soğuk vardı. Yoongi'nin kızıl saçları hoş bir şekilde alnına dökülürken esen hafif rüzgardan dolayı da dalgalanıyordu. İster istemez gülümsedim. Üstünde siyah pantolon ve gri bir hoodie vardı, üstüne aldığı yünlü ceket ile kombinini muazzam tamamlamıştı. İnanılmaz hoş gözüküyordu. Sürekli böyle giyiniyordu ve bu cidden benim en sevdiğim tarzlardan biriydi.

"Bir an cidden kapını kırmayı düşündüm," derken bahçe kapısından çıkmak üzereydi. Ben de arkasından ilerledim.

"Gelmek istemediğimi söylemiştim," diye mırıldandığımda sessiz kaldık. Yürümeye devam ederken ne ben konuşuyordum ne de o.

On dakika boyunca yürürken sürekli burnumu çekiyordum fakat o bundan hiç rahatsız değildi. Hem de hiç. En sonunda hapşırdığımda kafasını bana çevirdi.

"Sana gelmemem gerektiğini söylemiştim," dedim sitem edercesine.

"Hasta olduğunu söylememiştin," dedi o da benim çıkardığım ses tonuna benzer bir sesle.

can't hold usHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin