=BİRAZ GERÇEK BİRAZ RÜYA=

938 46 2
                                    

    Saat gece yarısına denk geliyordu.Rüya Sinan ile daha yakın olabilmek için bu gece bizim evde kalacaktı.Annem ve babamı da anneanneme göndermiştim zaten. Biraz zorlansam da annem anlayışlı davranarak kabul etmişti evden gitmeyi.Şu an Sinan ile Rüya salon da film izlerken ben de mutfakta mısır patlatıyordum.Canım gerçekten de çok sıkılmaya başladı. Genç çiftimiz aralarında ki problemi çözmüşlerdi.Sinan sonradan biraz trip atsa da Rüya'nın bu gece bizde kalacağını duyunca tüm siniri geçmişti mendeburun.

     Mısırlar olunca telefonumu masanın üzerinden alıp mısırla birlikte salona girdim.Girdiğim de pek de hoş bir görüntü yoktu içeride.Rüya Sinan'ın omzunun altında ezik büzük oturuyordu.Hayvan ikizim kızın resmen üzerine yatmıştı.Rüya bana beni kurtar bakışı atarken ben de kahkaha ile güldüm.Gülmem Sinan'ı rahatsız edecek olmuş ki o güzelim uykusundan uyanmıştı.

     "Lan Sinem şu gülmeni değiştir artık yaa.Ne güzel rüya görüyordum ben." cümlesini bitirince tekrar güldüm. "Ne gördün bakalım?" dedim. O sırada Sinan Rüya'yı ezdiğini anlamış olacak ki oturuşunu değiştirdi. "Ya işte Rüya ile evleniyorduk. Birden fazla çocuğumuz oluyordu. İşin ilginç kısmı düğüne den Burak'ı koluna takıp geliyordun.Değişik bir rüyaydı."

     Sinan Burak deyince Rüya ile göz göze geldim.Gözlerimi kaçırınca Rüya'nın kıkırtısını duydum.Sinan lafı değiştirmek istedi ve beni imkansıza sürükleyen şu soruyu sordu."Ben çok sıkıldım evde bir tane daha erkek olması lazım.Hadi Burak'ı arayalım o da gelsin minik partimize." Rüya ellerini çırparken ben de ellerimi iki yana salladım.

    "Ya Sinan şimdi ne gereği var eğleniyoruz işte." aslında hiç de eğlenmiyorduk. Burak buraya gelirse eğlenme ihtimalimiz artacaktı ama gelmesini istemiyordum.Gelirse benim ona olan duygularım daha çok karışacaktı.

    Rüya telefonunu elinde sallayarak konuşmaya başladı. "Ben çağırdım en geç on dakikaya burda olur."

    Sinan Rüya'nın saçlarını öperek, "İyi yaptın aşkım."Şuan da sanırım kusmak istiyordum.Mideme resmen biri tekme atmış gibi oldu. Burak'tan dolayı olduğunu sanmıyordum ama başka da ihtimal yoktu.

    Zil çaldı.Ben öldüm.Rüya ve Sinan heyecanlandı.Sanki bana evreni kurtaracaktı adam. Evreni bilmem ama benim dünyamı mahvedecek adam gelmişti.Kapıyı açmaya ben gittim.Nedensizce çok gereksiz heyecana kapıldım.Kapıyı açınca karşımda ki adama dikkatlice baktım.Dağılmıştı.Toplanamaz gibiydi biraz.Ne olduğunu anlamaya çalışırken birden sarıldı bana."Sinem hayatım boka sararken neden papatyalarım daha çok açıyor?" ne olduğunu anlamamıştım.Biraz mutlu gibiydi.İçki içtiği kesindi çünkü leş gibi kokuyordu.Kendimi onun omuznun altına yerleştirdim.Salona kadar yürütmem gerekiyordu.Salona girince Sinan üstümüze doğru yürümeye başladı."Ne oldu lan bu dümbüğe?" Burak sadece sırıttı ve koltuklardan birine oturduğu sırada, "Annem kanseri yendi lan, yıllardır yenemediği tek savaşı yendi.Daha ne olabilir ki?" dedi.Annesinin kanser olduğunu bilmiyordum.Aslında bilmemem çok normaldi.O hayatımıza gireli çok olmuyordu sonuçta.

    Rüya sevinçten halden hale giriyordu.Burak'a kahve yapmak istedim ayılması için, fakat beni durdurdular.Bugün kendi gibi olsun dediler.Bir şey diyemedim ve Burak'ın yanına oturdum.Kafasını her zaman ki gibi omzuma koydu ve sessizce konuşmaya başladı. "Biliyor musun neden kafamı durmadan omuzuna koyuyorum? O güzel saçların annemin kokusuna benziyor.Asi ama kırılgan, sevecen fakat bencil." bu çocuğun cümlelerinin üstüne ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Sessiz tonunu koruyarak devam etti. "Ben kendimi senin yanında huzur buluyorum."  Burak'ın dediklerini Rüya ve Sinan da duymuştu onlar sadece tebessüm etme ile yetindiler.

    Saat gece 03.00'a geliyordu.Rüya ve ben benim odamda kalacaktık, Sinan ve Burak Sinan'ın odasında kalacaktı ama hiç de öyle olmadı. Herkes salonda ki bir koltuğa yerleşerek uyumayı tercih etti.Ben çok susadığım için mutfağa su içmeye kalktım.Sessiz olmaya dikkat ettim çünkü herkes uyuyordu. Mutfağa varınca sürahiden bardağa su koydum. Tek dikişte bitirsim bir bardak suyu.Tam içeriye dönecektim ki Burak beni izliyordu. "Çok tatlısın Sinem." ne ara gelmişti ki? "Ayıldın mı sen, bana onu söyle?"
"Ayıldım ayıldım merak etme sen."

Gözlerimin içine bakarak sırıttı. "O zaman bir sorum daha var; söylediklerini hatırlıyor musun?" kafasını zemine eğip iki yana salladı. "Biraz gerçek, biraz rüya ama ben senle olan her ânımı unutamıyorum.

Vee bölüm sonuna tekrar gelmiş bulunuyorum.Gecenin bu vakti bölüm atacağım. Sırf arkadaşıma en kısa zamanda bölüm atacağım sözü verdiğim için.Şimdilik kendinize iyi bakınn.💜

İKİZİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin