--------------------------------------
Derin bir nefes aldıktan sonra, kapıyı yavaşça açtı adam. Sokağın aydınlığı gözlerini kamaştırıyordu, neredeyse bir yılı aşkın zamandır evden dışarıya çıkmamıştı. Biran vazgeçmek, kendini tekrar eve kapatıp onun geri dönme ümidini kaybetmemek istedi. Kapıyı sertçe geri kapatıp kendi kendine söylenmeye başladı "Hadi Çınar, yapabilirsin. O yok artık, dönmeyecek, koşarak kucağına atlayıp "Naber benim adamım" demeyecek sana. Sevseydi gitmezdi, sevseydi her şeye rağmen seni seçer kalırdı , eğer ki sevseydi dönerdi bunca zaman. Kim bilir belki çoktan unuttu seni ve şuan daha mutlu, belki... belki... belkide başka biri var hayatında Naber Adamım dediği"
Çınar kapının önündeki, büyük çöp poşetini ve eski diz üstü bilgisayarını alıp hızla sokağa attı kendini. Poşeti çöp konteynerine attıktan sonra arabasına binip, Hakan'ın evine doğru yola çıktı. Hakan ve Çınar fakir bir mahallede, yoksulluk içerisinde büyüyen çocukluk arkadaşı olup ve şuanda ise, yıllar önce ortak olarak kurdukları bir sanal pazarlama sitesinin sahipleridir.
Kapıyı açan Yelda, büyük bir şaşkınlık yaşadıktan sonra, soğuk bir tavırla elini Çınar'a uzatıp "Ho.. hoş geldin Çınar. " dedikten sonra eşi Hakana seslenir "Hayatımmm, kapıya gelir misin ?"
Karşısında Çınar'ı gören Hakan aşırı derecede mutlu olup, Çınar'a sımsıkı sarılarak "Kardeşim benim be... İşte bu ya işte bu, sonunda kral aramıza geri döndü. Gel kardeşim içeri girelim. Tekrar hoş geldin aramıza."
Hakan'ın omzuna elini atan Çınar "Hoş buldum kardeşim, hoş buldum." diyerek salona geçerler.
O sırada okuldan gelen Hakan'ın oğlu Zafer, Çınarı görünce "Aaaaa Çınar amcam gelmiş" deyip, Çınar'a sımsıkı sarıldıktan sonra, dizine oturup "Nerelerdesin sen Çınar amca ya? Ne kadar zaman oldu gelmiyorsun bize, baksana sakalların bile beyazlamış"
Çınar bir an ne cevap vereceğini düşünerek "Eeeeee, ben aslında bura...." derken, Hakan aniden araya girip " Oğlum söyledim ya ben sana Çınar amcan bir iş için yurt dışına çıktı, işi bitince geri dönecek diye"
"Aaa doğru.Unutmuşum ben onu baba ya . Amma da uzun sürdü işin Çınar amca be, çok özledim seni"
"Bak döndüm işte, artık buradayım. Sen ne kadar da büyümüşsün, kocaman delikanlı olmuşsun artık. Söyle bakalım, baban bilgisayar aldı mı sonunda sana? "
Zafer "Yok be Çınar amca, nerdeee. Müzik ses sistemini bile zar zor aldılar."
Yelda araya girerek "Daha yaşı küçük, altıncı sınıfa geçsin öyle alacağız."
"Anne ben on bir yaşındayım ve altıncı sınıfa geçmeme daha bir sene var. Ayrıca hani yarı yıl tatilinde alacağız söz demiştin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...
RomanceKöprücük kemiklerinin çukuruna dolan göz yaşlarınla yıkamak isterim kirli yüreğimi. Aklanayım, paklanayım ve sadece sana ait olayım. Sen yeter ki vazgeçme, her zorluğu aştığımız gibi şimdikini de aşarız yalvarırım vazgeçme. Her sabah uyandığında yin...