multi; seokjin
düzenlendi.
🌉
"Daha fazla bu evde yaşayamayız. Lanet olsun yaşadığım öğrenilmesin diye ülkeyi de terk edemiyorum."
Seokjin sıkıntıyla oflarken Yoongi ayakta dikilmiş ona bakıyordu. Jungkook gider gitmez Seokjin'i aramış ve eve dönmelerini söylemiştim. Yoongi itiraz etmiş, Jungkook denen herifin etrafta olabileceğini bu yüzden bana telefondan tarif ettiği bir odaya girip bilgisayardan kamerayı izlememi söylemişti.
Kamerada tek bir kişi bile görünmemişti. Dakikalar içinde eve girdiklerinde Seokjin ilk olarak bana sarılmış ve iyi olduğumdan emin olmuştu. Onlara olan biteni anlattığımda ikiside düşünceli bir hale bürünmüşlerdi.
"Jeon Jungkook..." dedi Yoongi. "Kim ki bu adam?"
Seokjin ona göz ucuyla baktı. "Her kimse burada yaşadığımı artık biliyor."
Yoongi koltuklardan birine oturdu. "Gidecek daha iyi yerlerimiz var, sorun değil hyung."
Seokjin bana baktı. "Muhtemelen Jungkook seni benimle gördü. Yoksa yaşadığımı bildiğini nereden öğrenecek ki?"
"Bir gün yakalanacağını biliyordum. Neden beni görmeye geliyorsun ki?" dediğimde Yoongi araya girip bana arka çıktı. "Sunyeon doğru söylüyor. Bir süre birbirinizi görmeseniz iyi olur."
Seokjin bana anlamını çözemediğim bir şekilde baktı ve omuzlarını düşürdü. Yoongi'nin dediklerini yapmaya mecburduk ve sanırım bu moralini bozmuştu.
Gerçi benim de. Onu yanımda görmeye alışmıştım.
"Babamla en son ne zaman konuştun? Hâlâ bir gelişme yok mu?"
Yoongi kafasını iki yana salladı. "Bu sabah konuştuk. Herhangi bir iz yok. Onun dışında şirketi artık idare etmekte zorlandığını söyledi. Yaşlı bir adamın eğlence şirketinde oyun geliştirmesi kulağa garip geliyor zaten."
Seokjin homurdandı. "Şu tehdit mevzuları olmasaydı ekibimle piyasaya süreceğim harika bir oyun tasarlıyordum!"
Yoongi destek olurcasına omzuna vurdu hafifçe. "Ekibinden aldığım habere göre dediğin oyunu geliştirmeyi ertelemişler. Bu da sen şirkete döndüğünde kendin geliştirebilirsin demek."
Bu Seokjin'i mutlu etmedi. Aksine daha da huzursuz bir havaya büründü.
"Şirketin başına kim bilir ne zaman geçerim? Tüm bu olaylar sona erse bile bir süre hapis yatacağım. Biliyorsun, değil mi?" dedi Yoongi'ye bakarak.
Yoongi bakışlarını kaçırıp diyecek bir şey bulamazken Seokjin bana döndü. "Gel seni eve bırakayım. Bugün yeterince yorucuydu."
Onu başımla onayladım. Oturduğum yerden kalktım ve onu takip ettim.
Arabasına bindiğimizde Seokjin kafasını direksiyona yasladı ve biraz öylece durdu.
Onun için kötü hissediyordum. Başarısını kıskanan birisi tarafından tehdit ediliyordu ve onu bulmak için kanunen yanlış bir şey yapmak zorunda kalmıştı. Tüm bunlar sona erdiğinde ise sanki suçlu o'ymuş gibi ceza çekecekti.
Kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime kilitledi. "Bugün yaşananlar bana içinde bulunduğum durumu bir kez daha net bir şekilde hatırlattı. Bir bataklığın ortasındayım ve seni de buna çekiyorum." dedi somurtarak.
Sesi keyifsizdi ve birkaç saattir hep böyleydi. Güleç tarafıyla daha haşır neşirdim ve böylesine mutsuzken ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilmiyordum çünkü enerjiyi yükselten taraf normalde kendisiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
tear 🍃 kim seokjin
Fanfictionhayrankurgu #2 Her şey, ünlü bir eğlence şirketinin CEO'su Kim Seokjin'in, kendisini ölümden kurtaran bir lise öğrencisine aşık olmasıyla başladı. #1 IN #ARMY (26.06.19) / (09.01.20) #1 IN #KIMSEOKJIN (30.08.19) #2 IN #HAYRANKURGU (31.12.19) #1 IN #...