multimedya: seokjin
düzenlendi.
🌉
1 HAFTA SONRA;
Şu geçen bir hafta da ruhen ve bedenen iyileşmiş ve yaşadığım kötü anları sevdiklerim sayesinde atlatmıştım.
Babam ve Jisung hapse girmişti. İlk bir babamın ceza almasına üzülmüştüm ama sonrasında Seokjin'i öldürmeye çalıştığı aklıma gelince üzülmeyi kesmiştim. Babam birinin canına kast etmişti ve cezasını çekmeliydi. Patronu Jisung ile beraber.
Seokjin, abimle daha iyi anlaşmaya başlamış ve annemle sonunda tanışmıştı. Ben taburcu olduktan sonra her gün bize gelmiş ve beraber vakit geçirmiştik.
Seokjin ayrıca Jungkook'a kendi şirketinde iş ayarlamış ve ona yeni bir ev almıştı. Jungkook ilk başta bunları reddetse de bir şekilde ısrarlarımıza dayanamayıp kabul etmek zorunda kalmıştı.
Ne pahasına olursa olsun, Seokjin'i babam ve Jisung tehditine karşı korumuştu. Ayrıca kaçırıldığım zamanlarda hep benimleydi. Ona gerçek anlamda hep minnettar kalacaktım.
Jungkook artık babamın asistanı olmadığı için yarım bıraktığı üniversitesine devam edecekti. Eskiden Jisung'un adamıydı ve bu sayede babamın asistanı olmuştu. Onlar yüzünden okulunu bitiremeden bırakmak zorunda kalmıştı.
Şimdi her şey düzeldiğine, kötü günler geride kaldığına göre eskiyi kafama takmama ve üzülmeme gerek yoktu. Her şey iyi olmuştu.
Aynanın önünde kendimi süzme eylemine son verdim ve gülümseyerek yatağım üzerindeki çantamı elime aldım. Odamdan çıkıp alt kata indiğimde mutfağa girdim ve Seokjin için pişirdiğim kurabiyeleri saklama kabına koydum. Kutuyu elime alıp evden çıktığım esnada Seokjin arabasıyla evimin önüne yeni yeni geliyordu.
Arabaya bindiğimde "Selam." dedim. Uzanıp dudağımı öptü. Geri çekildiğinde gülümseyerek "Selam." demişti.
Kurabiye kabını kucağımda sıkı sıkı tutarken "Nereye gideceğimizi konuşmadık?" diye sordum. Sabahtan karar vermiştik dışarı çıkacağımızı ama nereye gideceğimizi belirlememiştik.
Seokjin direksiyonu çevirirken "Bir dağ evi kiraladım," dedi. "Günübirliğine oraya gideceğiz."
"Şömine karşısında bana gitar çalmayacaksan kalsın lütfen." dedim gülerek.
Kısa bir anlığına bana döndü ve sırıttı. "Ah çok şanslısın çünkü tam da onu yapacağım," dedi. "dünya üzerinde yakışıklı ve zengin olup da yetenekli olan kaç kişi var ki?"
"Egoist herifin tekisin ama seni seviyorum."
Boştaki eliyle elimi tuttu ve yolculuk boyunca elimi bir kez bile bırakmadı.
...
Araba nihayet durduğunda geldiğimiz yeri pencereden incelemeye başladım. Her yerde ağaç vardı ve dışarıda fena bir rüzgar esiyordu anlaşılan. Oraya buraya savrulan yapraklardaki bakışlarım Seokjin'e döndüğünde arabadan iniyordu.
Bende indim ve yanına gittim. Beni direkt kolunun altına almış ve "Çok soğuk, hemen içeri girelim." demişti. Hızla eve girdiğimizde evin içinin dekorasyonuna hayran kalmıştım.
Her şey ahşaptı ve çok güzel görünüyordu.
Seokjin kapıyı kapatırken elimdeki kurabiye kabını sehpalardan birine bıraktım. Seokjin kutuya bakarak "Sen mi yaptın yoksa?" diye sordu kaşları havalanarak.
Omuz silktim. "Kurabiye yapmayı seviyorum ama şeklini görmezden gel lütfen, tadına odaklan sadece." dedim.
Seokjin bir tanesini eline alıp incelerken kahkahayı basmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tear 🍃 kim seokjin
Fanfictionhayrankurgu #2 Her şey, ünlü bir eğlence şirketinin CEO'su Kim Seokjin'in, kendisini ölümden kurtaran bir lise öğrencisine aşık olmasıyla başladı. #1 IN #ARMY (26.06.19) / (09.01.20) #1 IN #KIMSEOKJIN (30.08.19) #2 IN #HAYRANKURGU (31.12.19) #1 IN #...