00.08

3.2K 208 74
                                    

Önümdeki bedenin kapı açmasını beklerken kollarıma ellerimi sürdüm.
Üşüyorum  ve bu aptal kâtiyen kapıyı açamamıştı. Sinirle soluduğumda duyduğum kıkırtı sesini es geçip cüsseli bedeni bir kenara ittim ve anahtarı yerleştirip saat yönünün tersine çevirdim.
'tık' sesini duymakla gülümsedim ve koşarak içeri girdim.

Biraz daha dışarıda kalsaydım muhtemelen gerizekalı Jungkook beyin bedenini ateş yakmak için kullanacaktım.

Şu an nerede miydik?

Sözde 'evimiz'de idik elbette.

Evimizde...

Derin bir nefes alıp koltuğa kendimi bıraktım ve neredeyse hiç değişmeyen battaniyeyi üzerine çektim.

Jungkook ,ben bunları yaparken nihayet gelebilmişti. Derin bir nefes aldığında ben evi incelediğim için ne yaptığına dikkat etmemiştim dizimmde bir ağırlık hissedene kadar. Yol boyunca ben dırdır etmiştim fakat o sesini çıkartmamıştı.

"Rosé,saçlarımı okşar mısın ?"
Gözlerimi devirdim.
'aldanma rosé iyi çocuk rollerine giriyor...'

Ben tepki vermezken o elimi tutup saçlarına  götürdü ve hareket ettirmeye başladı.

"Beni yoruyorsun" az öncekine nazaran mayismis ve yorgun çıktı sesi.

"Fakat asla şikayetçi değilim. bu yorgunlugumuzun daha güzel seviyelerini yaşayacağız."

Son söyledikleriyle gözlerin kocaman olurken hızla ayağa kalktım.

"Bana bak Jeon . Seni gebertirim." Ayağa kalkmamla başı koltuğa düşmüştü ve şu an uykulu halinden eser yoktu ben ayakta dikelirken o karşımda öylece sırıtıyordu.

"Ölümüm senin elinden olsun isterim."

Nefesimi sesli bir şekilde veri ellerimle saçlarımı geriye attım.

" İğrençsin" Sırıtması tüm yüzünü kaplarken merdivenlere doğru ilerledim.

O aptalla uğraşacak kadar güçlü değildim. Dün gece uyuyamamıştım ve saat muhtemelen gecenin bir yarısı, üç ya da dörttü.

Siyah kapılı odanın önüne geldiğimde. Sadece bekledim. Kapıyı açmak istiyordum. Benden sonra ne olmuştu görmek istiyordum. Neler olmuştu öyle...

Yutkunup arkamı döneceğim sırada beni izleyen Jungkook beklemiyordum.

"Uyuyalım." Yorgun sesi kulaklarıma ulaştığında bir müddet tepkisiz kaldım.

"Sen burada uyu ben misafir odasına giderim." Bildiğim misafir odasına ilerlemeye başladım.

"Rosé."

Bileğimde hissettiğim teni ile derin bir nefes aldım. Dokunuşlar aynıydı, fakat artık o ten sadece bana dokunmuyordu.

"Lütfen,sadece bir hafta."

Derin bir nefes aldım. İstemeye istemeye başımı salladım. Ona söz vermiştim ve ben asla sözlerimden dönmezdim.

Bileğimi narin bir kuşmuş gibi tuttu ve kapıya doğru ilerledi.

Kapıyı açtığında gözlerimi kapattım. Eğer bu oda değiştiyse çok üzülürdüm. Jungkook'un sevmiyordum fakat bu oda benim için çok değerliydi.

"Gözlerini aç Rosé. Odada samara yok." Kıkırtılı sesi kulaklarıma ulaştığında sinirle soluyup gözlerimi açtım.

"Ha ha ha! Oysa ne çok severim Samara'yı."

Derin bir nefes aldığında dolaba ilerlemeye başladı. Ve bende bir şey fark etmiştim.

Duvarda duran resmimi...

Dolabın kapanma sesini işitmemle o tarafa dönecektim ki yarı çıplak bir Jungkook görmeme çığlığı basıp hemen gözlerimi ellerimle kapattım.

"ŞAPŞAL! BİR KIZ VAR ODADA."
Sinirle bağırdığı da sözlerimin bitmesiyle "Bitti mi?" dedi.

Gözlerimi açıp hızla sırıtan yüzüne doğru ilerlemeye başladım.

"Benim canımı sıkma Jungkook."

Derin bir nefes aldı ve yaslandığın dolaptan ayrılıp önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Canını sıkma güzelim." Derin bir nefes aldı.

"Üzerini değiştir ve uyuyalım."
Gözlerimi devirip dolabımda ilerledim ve bir pijama takımı çıkartıp saçlarımı savura savura banyoya ilerledim.

Kapıyı çarpıp kapattım ve hızla kilitleyip üzerimdeki şeri çıkartmaya başladım. Elimdeki pijama takımını izledim.

Siktir...

Ala ala bunu mu almıştım? Bende şans olsa zaten...

Derin bir nefes alıp mecburiyetle tavşanlı pijamayı üzerime geçirdim ve altını da giyip çıkarttığım kıyafetleri katlayıp kenara koydum.

Odadan çıktığımda Jungkook çoktan siyah yatağın içine girmişti. Düzenli nefesleri uyuduğunu bir göstergesiydi.

Yatağın yanına ilerlediğimde derin bir nefes alıp. Gece lambasının cılız ışığının yüzüne vuruşunu izledim.

Gözlerim dolarken sırtımı yatağa yaslayıp duvardaki resme baktım.

Bir zamanlar mutluluk kokan bu oda artık sadece kırgınlık ve hüzün kokuyordu...

01.05

Onun kötü olduğunu söylerken ciddi miydim?
Bilmiyorum...
O gülerken bir tavşan.

~~~

Selaminko beybiler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selaminko beybiler. Sizi çok seviyorum. Kitabımı okuyan ve destekleyen herkese teşekkür ederim.
@Rosekook18  özellikle sana çok teşekkür ediyorum ne olursaolsun beni desteklediğin için.
Nice K'lara. 

01.05.2019

  

bed¦a rosekook fic. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin