İnsan hayatına kimleri niçin aldığına dikkat etmeli. Özellikle de ilgiye bu kadar muhtaçken, hele bir de yalnızlık korkusu varsa. Çünkü sorgusuzca hayatınıza giren insanlar çok şey alıp götürebiliyorlar elinizden hemde siz hiç fark etmeden. Kimi hayallerinizi götürüyor giderken, kimi gülüşünüzü çalıyor kalbinizden. Öyle eksiliyorsunuz ki gün geçtikçe artık kendinize dahi yetmediğiniz anlar gelip çatıyor. Ne zaman ki artık herşeye gülemediğinizi ve en büyük felaketlere dahi üzülmediğinizi fark edince anlıyorsunuz bir şeylerin ters gittiğini. Çünkü başkalarına öyle güzel duyguları heba etmiş oluyorsunuz ki size en donuk yüz ifadeleri kalmış oluyor. En samimi hislerinizi sorgusuzca feda ederken size sahte gülümsemeler kaldığını fark edemiyorsunuz bile. Ve bir maske kuşanıyorsunuz en mutlu görüneninden. En güçlü, en samimi, en çoşkulu, en hayat dolu. Ama yüzünüzde eğreti duran bu maske ruhunuza da dar geliyor. Çünkü öylesine dolup taşıyor ki acılarınızı biriktirdiğiniz ruh cebiniz tüm bunları kaldıramıyor bünyesinde. Sonra birazı gözlerinizden taşıyor kimi zaman, birazını kaleminiz saçıyor kağıtlara. Ama yılların birikmişliğini nasıl döker ki birkaç saatte insan. İşte bunun için dikkat etmeli insan. Kimi ne için hayatına aldığına. Yoksa yaşadıklarınızı taşıyacak bir hayat bile kalmıyor ellerinizde. Onu da bilmeden harcıyorsunuz hak etmeyen kişilere...