4
Arka koltukta yabancı biri olmasına rağmen sanki her zamanki yolculuklarımızdan biri gibi sessizce eve gidiyorduk. Mete dikiz aynasından arka koltuktaki adama bakıyor, bir yandan da gergin olup olmadığımı gözlüyor gibiydi. Sonunda iyice yola odaklanmaya karar vermiş olmalı ki ilgi odağından çıktık fakat hala söylemek istediği bir şeyler vardı. Nasıl olmazdı ki?
"Gerçek olamayacak kadar... delice. Değil mi?" diye mırıldandım sessizce.
"Hala bana garip bir şaka yaptığınızı düşünüyorum."
"Bir de bana sorun." Sessiz dakikaların ardından sesini ilk kez duyduğumuz Behçet Aral gözleri hala kapalıyken devam etti. "En son nerede olduğumu bile hatırlamazken kendimi bambaşka bir zamanda buldum. Kimsiniz bilmiyorum. Nereye gidiyoruz, bilmiyorum. Esas şaka bu olmalı."
Mete'yle birbirimize bakıp ne düşündüğümüzü tartarken ellerimi kaldırdım. "Bunları ben yazmadım."
"Yazdıkların beni korkutuyor artık."
"Beni de." Geri kalanında yine sessizliğe gömülen yolculuğumuzun sonunda nihayet eve vardık ve Behçet'i uyandırmak için arkama döndüğümde çoktan uyanmış olduğunu fark ettim.
Islanıp kurumaktan kırışmış kıyafetleri, dağınık gür saçları ve şaşkın bakışları gerilmeme neden olmuyor değildi. Tedirginliğim her saniye daha da artarken "Ne yapacağız?" diye sesleniyordu iç sesim. Etrafta dolanan bakışları gergin bakışlarımı bulduğunda bir süre öylece kaldık ve en nihayetinde dışarıyı işaret edip evi gösterdiğimde arabadan indik. Mete, ben ve hemen arkamızdaki Behçet eve doğru yürürken tok bir ses duyduk.
"İşte burası! Gelmem gereken yer aynı böyle bir yerdi." Mete kapıyı açtığında bir şey söylemeden içeri girdim.
"Senden bir şey rica edebilir miyim Mete?" Anahtarını bırakıp bana döndükten sonra kollarını göğsünde birleştirdi. Şaşkınlığını üzerinden atmış her zamanki ciddi ifadesine kavuşmuş gibi görünüyordu. "Eşofman takımlarından birini Behçet'e verebilir misin? Telafi edeceğimden emin olabilirsin. "
"Böyle kalmasına izin verecek değilim elbette ama... Sence mantıklı mı? Adamın Behçet Aral olduğuna emin miyiz?"
"Değiliz." Kafeyi kirletmemek için ıslak kıyafetleriyle öylece dikildiği gibi tahminen aynı sebepten salonun ortasında dikilen adama baktım. "Delice, bugün bu kelimeyi çok kullandım faka delice. Yine de gerçek olduğunu düşündüğümde sihirli geliyor. Neler olabileceğini merak etmiyor değilim."
İkimiz konuşurken Behçet bize doğru birkaç adım attı. Yüzünde mahcup bir ifade vardı ve yanımıza geldiğinde hafifçe eğildi. "Burada kalmaya param yetmeyebilir."
"Parasının artık geçerli olmadığını anlatamadım bir türlü." Cevap bile vermeden koltuklara kurulduk. Mete televizyonda oturum açtığı Netflix'te King Kong'u açıp kaldığı yerden seyretmeye başladığında ben de göz ucuyla şöyle bir baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarın Etkisi
RomanceElimin altında kalemimle ıslanmayı bekleyen defterime değen boş bakışlarım daha da bulanıklaştı. Şimdiye kadar yazdığım en zor cümleler kalemimden dökülmemek için direniyor gibilerdi. İlk ve son kez birini öldürmek üzereydim, hem de kelimelerimle...