Dört

275 19 40
                                    

Beril'den;

alkyone: 5 gündür yazmanı bekliyorum.

alkyone: Tam 5 gündür aq

alkyone: Hala sindiriyor musun

karahanediz: Bak boş yapma sikicem şimdi he

karahanediz: Sen kimsin kızım bana karışıyorsun?

karahanediz: KİMSİN KIZIM SEN?!

karahanediz: Neyimsin de bana karışıyorsun?

alkyone: Sakin olsana bi

alkyone: BANA BAĞIRIRSAN GEBERTİRİM SENİ!

karahanediz: Daha karşıma çıkamıyorsun bir de gebertecekmiş

alkyone: NEDEN ÇIKMIYORUM SENCE APTAL?

alkyone: HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ?

karahanediz: Bana bağırmayı kes.

karahanediz: Bundan sonra istesek de bizden olmaz.

karahanediz: Karşıma çıksan bile.

karahanediz: Güzel olsan bile.

alkyone: Geleceği falan mı görebiliyorsun?

alkyone: Nasıl bu kadar eminsin?

karahanediz: Sus.

karahanediz: Hem senin sevgine inanmıyorum.

karahanediz: Böyle sevilmez.

(Görüldü)


    Son yazdığı mesaja bakıp bakıp moralimi daha da çok bozuyordum. Ona neden öyle demiştim ki? İçimde çok büyük bir pişmanlık vardı açıkçası. Simge moralimin bozuk olduğunu anlamıştı ki elimde tuttuğum telefonu çekip aldı ve Ediz'le olan mesajlarımı okudu. 

"Siz ne salaksınız. Niye sen öyle bir şey dedin ki? Ve o da sana neden sevgine inanmıyorum dedi?" Simge yazışmalarda mantık arıyordu galiba. Bizim konuştuklarımız da mantık ne arar ki.

"Kanka ben bir şey demedim ona, yavşağın teki." dedim kendimi savunur gibi.

"Hiçte öyle durmuyor Beril Hanım."

"Of tamam ya. Neyse onu bunu bırak da ben bu çocukla geri nasıl konuşacağım? Karşısına çıksam mı? Ne olacaksa olsun artık be." 

   Simge kafasını hayır olarak salladı. Bende kafamı okul kapısının oraya çevirdim. Ah geliyordu işte Ediz Karahan. Bütün kızların aşık olduğu ve salak gibi benim de aşık olduğum Ediz Karahan. Yanında da Ahmet Giray vardı. Zaten ikisi takılıyordu çoğunlukla. Aldığımız bilgilere göre Ahmet'le Ediz küçüklükten beri arkadaşlarmış. Ne var yeni biz de Simge'yle öyleyiz.

  Kafamı Simge'ye çevirdiğim de telefonumla uğraşıyordu.

"Napıyorsun Simge?" 

"Şu seni seven çocukla yazışmalarını okuyorum da."

"Oku oku, mal mal şeyler yazıyor zaten. Sinirlerimi bozdu o da." 

"Kanka bu çocuk seni fena seviyor he."

"Of bana ne ki."

"Ay kanka düşünsene Ediz çıkıyormuş bu anonim ne gülerim ama." deyip kahkaha attı.

"Saçmalama." deyip göz devirdim.

   Simge'den telefonumu alarak sınıfa çıktım. Ediz geldiğine göre çıkabilirdim. Simge de peşimden geliyordu. 

"Kanka ya biz bunlarla arkadaş olsak nolur ki?"

"Sonra bize kardeş gözüyle baksınlar dimi?"

"Belki bakmazlar kanka. Her şeyin kötüsünü düşünmek zorunda mısın ki sen?" dedi Simge. Her şeyin kötüsünü düşünmek bence daha iyiydi. Çünkü umutlanmak yerine baştan bitirelim değil mi ama.

"Tamam konuşmaya çalışalım sadece. Eğer mal mal davranırlarsa çüklerine vurup kaçalım." dedim gülerek. Simge de dediğime gülmüştü. Sınıfa girince koyu kahverengi gözleri benimle buluştu. Artık göz göze gelince heyecanlanmıyordum. Yani galiba.










For You [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin