Mutluluk neydi sizce? Zengin olup, her istediğini elde edebilmek mi, yoksa sevdiklerinle güzel, çok güzel bir gün geçirip eğlenebilmek mi?
Bence benim için sevdiklerim yanımda olsun yeter. Hep birlikte, bir arada olalım. Güzel bir gün geçirmesekte olur, ama yeter ki hep beraber olalım. Ne yapıyorsak birlikte yapalım.
Aramızdan birinin üzüntüsüne birlikte katılalım, ya da birimizin sevincine yine birlikte katılalım. Aile de bunu gerektirmez mi zaten. Birbirimizin sevincine de, üzüntüsüne de hep beraber ortak olmak değil midir Aile?
Ve şu an da olduğu gibi. Herkes burada. Hep beraberiz, hep birlikteyiz. Ve en önemlisi mutluyuz. Annem, babam, Engin abi, Gülsüm abla, abik, eşi Güneş abla, arkadaşlarım. Ve benim kalbim, sevdiğim adam, huzurum. Tam da yanı başımda. Ne zaman kafamı ona çevirsem, onunda zaten bana baktığını görüyorum. İşte huzur onun bakışlarında, gözlerinin içinde, ta derinlerinde kaybolmak benim için...
Ve evet, Abimle Güneş abla da 2 ay önce evlendiler. Ve şu anda da çok mutlular. Hepimiz mutluyuz. Ve bir aileyiz. Hepimiz kalabalık bir aile olduk. Bu 6 ay da bağlarımız daha da güçlendi. Bağlandık birbirimize.
O günden sonra, yani Eren'in bana evlilik teklifini ettikten sonra tam 6 ay geçti. 6 ay. Arada tatlı atışmalar, küçük kavgalar ve küçük kıskançlıklar olsa da birbirimize daha da bağlandık görünmez bir iple. Birbirimizi o kadar çok seviyoruz ki... Ve bu sevgi de bitecek gibi durmuyor. Bitmesin de zaten.
Hatta birlikte evlilik hayalleri bile kurmaya başladık. Abim ve Güneş ablanın da çokta mutlu bir evlilikleri var. Rüzgar'da 1 ay önce Ceyda'ya evlenme teklifi etti. Onların da ilişkileri güzel bir şekilde ilerliyor. Herşey yolunda. Güzel bir şekilde ilerliyor.
Peki hayatın anlamı nedir sizce? Ölüm gibi karanlık bir yolda yürümek mi, yoksa yaşam gibi aydınlık bir yolda yürümek mi?
Mesela bazıları hayattan zevk almazlar. İşte bu kişiler hayattan zevk almadıkları için karanlık bir yolda yürüdüklerini sanıyorlar. Hayat onlara ölüm gibi gelir. Onlar artık kendine göre yaşayan bir ölü olduklarını düşünürler. Ama öyle değildir işte. Çünkü güzel günler bize gelmez, biz onlarla yürüyeceğiz...
Bazıları ise hayattan zevk alanlardır. Hayat onlara mutluluk verir. Bu yüzden de aydınlık yoldur onların ki. Ve o yolda ilerleyenler mutlu da olabilir. Mutluluk bize gelmez çünkü bizim ilerlememiz gerekir, ki mutlu olmayı bilelim. Çünkü mutluluk bir tercih ya da bir istek değildir. Sen sadece hiç bir şey düşünmeden ilerle, gerisi zaten gelir. Biz de öyle yapıyoruz. Mutlu olmak için doğru zamanı beklemiyoruz. Kendiliğinden mutlu olmaya çalışıyoruz. Şu an olduğu gibi. Umarım bu mutluluğumuz bozulmaz. Umarım.
Aşık olduğum adamın sesiyle birlikte düşüncelerimden sıyrıldım.
"Nerelere daldın yine sen?" dedi muzip bir ifadeyle.
"Hiççç. Öylesine. Şu an herkesin, bizim ne kadar mutlu olduğumuzu düşünüyordum sadece."
Eren'in bakışları bir an önümde ki tabağa kaydığında kaşları çatık sinirli halini aldı birden.
"Güzelim tabağını bitirmemişsin ama."
"Canım istemiyor."
Ve birden o kaşlar çatıldı yine.
"Ne demek canın istemiyor. Bak burada hep beraberiz. Mutluyuz, senin de dediğin gibi. Bizim de istediğimiz bu değil miydi zaten? Bu güzel pikniği de artık hakettik diye düşündük öyle değil mi? Ama sen hiç bir şey yememişsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİĞİN İNTİKAMI 2 (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteEziğin İntikamı adlı hikayenin 2. kitabıdır. 🌹🌹🌹 Bakalım Hazal ve Eren'in hayatları ve ilişkileri bundan sonra nasıl ilerleyecek. Yine birileri gelipte ikisinin arasını bozmayı başaracak mı, yoksa hiç kimse onların aralarına giremeyecek mi? H...