7.BÖLÜM "GECE"

39 6 0
                                    

Gökyüzü kara bulutlara boyanmış, yağmur çiselemeye başlıyordu. Bütün gece kafamdaki düşüncelerle savaşmıştım ve gözüme bir damla uyku girmemişti. Yirmi dört yıllık hayatımda huzurla uyuduğum çok az zaman vardı. Alper öldüğünden beri bu nerdeyse imkansız bir hale dönüşmüştü. Onu benden alanları nasıl ölmekten beter edebilirim, sahip olduğu her şeyi onun ruhu bile duymadan nasıl alabilirim diye düşünmekten uyuyamıyordum geceleri. Hayat garipti. Birçok insana karşı iyi bir yer değildi ama bana tam anlamıyla cehennem gibiydi. Abimin olmadığı bu dünyada mutlulukta yoktu benim için. Hayatım sadece birkaç sahte gülümsemeden, kirli oyunlardan ve başkalarıyla savaşmaktan ibaretti.

Sabah ki dersten beri Sudeyi görmemiştim. Evde olup olmadığını bilmiyordum ama tuhaf bir şekilde onun varlığına alışmıştım. Bana samimi yaklaşıyor, elinden geldiği kadar buraya uyum sağlamamda yardımcı oluyordu. Ama bir yandan da kıskanç bir insan olduğunu biliyordum. Kendisi de bunu açıkça belli ediyordu. Ona söylediğim yalanlar bir gün ortaya çıktığında benden nefret edecekti, biliyordum ama ben amacıma ulaştıktan sonra başka hiçbir şey umrumda olmayacaktı.

Saatin öğle on ikiye geldiğini gördüğümde siyah bir tayt ve beyaz kazağımı giyip mutfağa inmiştim. Büyük ihtimalle herkes kahvaltısını yapmış olmalıydı. Her zaman olduğu gibi evde yine büyük bir sessizlik vardı.

Bugün benim için büyük gündü. Bu akşam için şimdiden sabırsızlanıyordum. Vahap, bir adamı oyuna getirip ona götürmemi istiyordu. Bunu yapmak için de aklıma birkaç şey geliyordu ama kabul ettiğime göre onun kurallarına göre oynamam gerekiyordu bu oyunu. Plan yapmak ve oyun çevirmek benim işimdi zaten. Polis olduğum zamanlarda da birçok operasyon yapmış, hep böyle işlere kafa yormuştum.

Mutfağa girdiğimde sadece Kemâl'in olduğunu görmüştüm. "Günaydın," dedim sandalyeye otururken.

Aynı şekilde karşılık verdiğinde Kemâl'in içtiği sigarayı görünce kaç saattir sigara içmediğim aklıma gelmişti.

Kemâl içtiği sigaranın dumanını yüzüme doğru üflerken kaşlarımı çattım. "Ne o, Berrak Acar," dedi gülmeye başlarken. "Ciğerci kedi gibi bakmaya başladın."

Ona gözlerimi devirdiğimde önünde duran paketinden bir dal çıkarıp yaktım. "Beni sinir etme, Kemâl." dedigimde sigaradan bir duman çekmiştim.

"Kahvaltı ettin mi sen?" dedi şüpheci bakışlarını gözlerime diktiğinde. Başımı olumsuzca salladığımda açlığımı unutmuştum.

"Bir daha sana sigara yok," dedi parmağını gözümün önünde sallarken. "Hem sana yakışmıyor."

"Kime yakışıyor ki?" dediğimde diyecek bir şey bulamamış olacak ki susmuştu. Ama ben zaten bırakacaktım bu illeti. İstesem Kemal'e aldırtabilirdim ama buna gerek duymuyordum.

"Bu arada," dedi sigarasının izmaritini söndüğünde. "Sana akşam yapman gerekenleri anlatacağım."

Vahap Boran'ın anlatacağını söylemişti diyecektim ama son anda bunu söylemekten vazgeçmiştim. Onun yüzünü görmek istemeyen ben değil miydim zaten? Onun yerine Kemâl'in olmasını tercih etmem gerekiyordu.

Kemâl, her şeyi tek tek anlattığında bende onu büyük bir dikkatle dinlemiştim. Adamın çapkın olduğundan bahsetmiş, ama her kızı da kolay kolay beğenmediğini söylemişti. Sorun değildi. Ben bir şekilde o adamın dikkatini çekebilirdim. Vahapta bunun farkında olduğu ve büyük ihtimalle bana güvendiği için beni seçmiş olmalıydı.

"Bunu yapabileceğinden emin misin, Berrak?" dedi endişeli bir sesle.

Emindim. Onlar farkında değildi ama benim bu dünyada korktuğum veya yapamam dediğim hiçbir şey kalmamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HOYRAT ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin