BELİNDA

Elma Yanak

Bu nasıl bi tatlılık. İçim gitmişti resmen. Siyah renk Range Rover bir Jeep. Camlarıda arabanın tonuna uygun renkte filmliydi. Gerçekten kusursuz görünüyordu. İçinden uzun boylu , kahverengi kıvırcık saçlı , gold renk saati ve siyah smokinli sert mizacı olan bi çocuk çıktı. Yavaş adımlarla restorana geldi ve içeri girer girmez göz göze gelmiştik. Bi arabaya bakıyordum bi çocuğa. Çocuk o kadar yakışıklı değildi ama kötü de değildi. Masaya oturana kadar gözlerini benden alamadı. Cebinden özel kutusunda kalın bi pro çıkardı ve arada beni yokluyordu. Bende ona belli etmeden arada bi bakıyordum. Göz göze geldiğimizde oluyordu tabi. Sonra Joseph onun masasına bir menü götürdü. Night Killer küçük bi restorandı ama yeri cadde üzerinde olduğu için böyle zengin müşterilerde geliyordu. Bir kaç dakika sonra gözleriyle beni süzen o çocuğun siparişini almaya gittim
- Buyrun hoş geldiniz ne alırdınız
Prosunun ağır bi kokusu vardı kıyafetinde de hafif bi parfüm kokusu. Saç traşıda idare ederdi. Birazda kirli sakalı vardı.
- Hoş buldum , Barbekü Soslu Kaburga alıyım yanındada salata ve soğuk su olsun
- Peki
Konuşurken gözlerimin içine inanılmaz bakıyordu. Bende hiç kaçırmıyordum gözlerimi. Az değildim bende. Açık konuşmak gerekirse kendimi çok güzel buluyordum insanlarında beni öyle bulduğuna inanıyordum. Boyum , kilom tam istediğim gibiydi. Konuşmam etkileyiciydi. İkna kabiliyetim yüksek ağzımda iyi laf yapardı.
- Burdamı çalışıyorsunuz
Hiç beklemiyordum çocuk benle sohbet etmeye çalışıyordu. Belkide beklemeliydim o kadar bakıştık ne de olsa. Hafif tebessüm ederek
- Evet burada çalışıyorum
- Sizin gibi bir güzelliğe pek yakıştıramadım burayı
Of şu yanaklarım of hemen kızarmıştı. Utandırmıştı beni bu konuşması derin bi nefes aldım.
- Teşekkür ederim o sizin nezaketiniz ben siparişinizi sisteme geçeyim
Çocuğu gerçekten etkilemiş gibiydim. Biraz ağırdan alayımda o koşsun peşimde diye konuşmayı kısa kestim. Siparişi geçtim ve telefonum çaldı. Arayan 911' di. İçimden "ee 911 ne alaka ki şimdi" diyordum. Açtım ve arayan trafik polisiydi bozulan arabama park halindeyken başka bi arabanın çarptığını ve çarpan arabanın şoförünün yoğun bakımda benim arabamın ise hurdaya çıktığını vede çekici tarafından çekildiğini , en kısa zamandada San Francisco Emniyetine gitmem gerektiğini söylediler. Lanet olsun duran bi arabaya nasıl bi insan gelip vurabiliyorki ! Başıma yavaştan bir ağrı girdi. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Ben köşede kara kara düşünürken Joseph' de çocuğun yemeğini götürdü. Yemek yeyişide idare ederdi. Gerçi Barbekü Soslu Kaburgayıda elini kullanmadanda yiyemezdi. O yemeğin yenme usulü öyleydi. Sonra çocuğun telefonu çaldı acil bi haber almıştı sanırım. Ellerini ıslak peçeteyle temizledi ve kağıda bişeler yazıp masanın kenarına bıraktı. Kalktı kasaya giderkende son bi bakıştık ve gitti. Masayı toparlamak için gittim ve kağıtta " Akşam yemeği ? " altında ise telefon numarası yazıyordu.