SÎMURG

İlk Haber

Merhaba arkadaşlar 3 yıl sonra tekrar kendimi burda buldum. 3 yıl önce yazmaya çalışmış bazı sebeplerden dolayı yazmayı bırakmıştım. Ve yıllar sonra yeniden gelen yazma isteğim bana dedi ki hiç bir hikaye yarım kalmayı hak etmez. Benim yazma serüvenim de hak etmiyor. Yepyeni bir hikaye ile karşınızdayım. Çok bekledim ve işte hikayemizin ilk bölümü sizlerle. Umarım beğenirsiniz. Desteğinizi esirgemeyin, sizleri seviyorum wattpad ailem.

_____________
KOROĞLU Evi

Güneşin odaya yaydığı ışık ile gözlerini hafifçe aralayan Berfin sanki az önce yatmış gibi hissediyordu. Ve öyleydi yatalı 2 3 saat olmuştu. Yastığından zor olsa da ayrılarak hafifçe doğruldu. Bi an durakladı, yüzüne dün gece olanları hatırlaması ile koca bir tebessüm yerleşti. İzmirden geleli iki ay olmuştu ama yıllardır beklediği şeyler bu iki ay içinde çok hızlı gerçekleşmişti. Dün gece heyecandan bir o yana bir bu yana dönmekten yatamamış öyle güzel hayaller kurmuştu ki bi an kalbi duracak gibi hissetmişti. Ama hayır ölemezdi o gün dün gece değildi. Bu sabah hiç değildi. Gözlerini kırpıştırıp saate baktı. Saat 10 a geliyordu. Yatağından çıkmak istemese de az önce ona seslenen annesi kahvaltının hazır olduğunun habercisiydi. Yataktan kalkıp doğruca banyosuna gidip ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra pijamalarını çıkarıp sade beyaz renkte tişörtünü ve kot pantolonunu üzerine çekti. Aynadan kendisine baktığı sırada yatamamışlığının verdiği etkiyi o güzel yeşil gözlerinde oluşan kızarıklardan fark etti. Şaşırmamıştı. Ne zaman uykusuz kalsa o kırmızılıklar onu beklercesine hemen yerleşirdi koca gözlerine. Kızıl beline kadar uzanan dalgalı saçlarını bir hamlede ev topuzu haline getirdiği an aşağı inmek için hazırdı. Merdivenlerden hızla indi. Bahçe kapısının önüne gelince dedesinin sesini duydu ve olduğu yerde konuşulanları dinlemeye karar verdi. O an dün gece anne ve babasının Berfine bahsettikleri konu aklına geldi. Berfin anladı ki herkes ciddiydi. Bu iş gerçekten olacaktı. Kalbi sevdiği adamın adını kendi adıyla yan yana duyunca öyle hızlı atıyordu ki ilerde gerçekleşecek olan görüşmelerdeki halini düşünmek bile istemiyordu. Berfin kalbinin sesini etrafındakiler duyacak diye öyle korkuyordu ki. Derin bir nefes aldı ve bahçe kapısından girip kahvaltı sofrasında onu bekleyen ailesinin yanına hızlı adımlarla gidip günaydınnn canım ailem dedi çok ta kısık olmayan bir sesle. Sofrada bulunan Annesi Gülşah'ın Babası Mehmet'in ve Dedesi Davut'un gözlerini buldu üzerinde. Koca bir gülümseme ile masanın başında yer alan dedesinin yanına gidip kollarını dedesine sardı.
-Günaydın canım ailem, canım dedem.
+Günaydın güzel torunum. Hadi geç otur sofraya kahvaltımızı yapalım konuşacağımız önemli konular var.
Berfin hızla masada bulunan boş sandalyeyi çekerek oturdu kahvaltı sofrasına. Sabah kalktığında aç olan kıza ne olmuştu böyle. Şimdi ise düşünmekten sofradaki hiç bir şeyi görmez olmuştu. Yemek için bişeyler atmıştı ağzına. Tek istediği annesi ve babasıyla konuştuğu konuyu bir de dedesinden duymak ve ileride ne yapacaklarını konuşmaktı. Ya da kendini kandırıyordu tek düşündüğü yıllardır düştüğü sevdasıydı. Aşkı karşılık bulabilecek miydi? Bu düşüncelerle kendini yiyip bitiriyordu.

Sofra toplanıp kahveler yapıldı. Gülşah Hanım önden Berfin de kahveleri alıp annesinin peşinden onları salonda bekleyen 2 erkeğin yanına gittiler. Herkes kahveleri elinde oturduğu sırada Berfin merakla ona söylenecekleri bekledi.
İlk söze giren dedesi oldu Berfin'e dönüp bir süredir aklında olan düşüncesini anlatmaya başladı. Dedesinin anlattıkları içerisinde Berfin için önemli olan yer Kadir Beyin bir süredir Azat ile Berfini evlendirme düşüncesiydi. Kadir Bey, Davut Beyle bu fikrini paylaşmış ve onun da onayı olursa en kısa zamanda Berfini istemeye geleceklerini söylemişti. Davut Bey, Kadir Bey'in bu konuyu çok önceden ailesi ve torunu Azatla konuşup onlardan onay aldığını düşünüyordu fakat yanılıyordu. Kadir Bey bu kararı tek başına almış geçenler de ise sadece oğlu Murat Beye söylemiş ondan da en yakın zamanda oğlu Azatla konuşup oğlunun bu evliliğe onay vermesi ve bu durumu kabul etmesi gerektiğini söylemesini istemişti. Ama bundan Davut Bey'in haberi yoktu.