Aşk... Kimi zaman acı kimi zaman dert kimi zaman mutluluk kimi zamanda korku demekti... Gurur hiç aşık olmamıştı ve olmaya da korkmuştu açıkçası... Akının çektiklerinden sonra onun aşık olmaya cesareti yoktu. Hep uzak durmuştu aşktan.
Mavinin ağladığında kendi canı yanmıştı ve bunun olmasından hep korkmuştu genç adam. Maviyi kıskanıyordu ama bunun hep arkadaşlıktan dolayı olduğunu düşünüyordu. O güldüğünde kendi de mutlu oluyordu farkında olmadan... Bunları düşünmeyi erteledi. Ne zaman düşünce işin içinden çıkamıyordu nasıl olsa...
Erkenden gelmişti buluşma yerine Maviyi beklerden aklına tanıştıkları gün gelince yüzünde tebessüm yerini aldı.
4 SENE ÖNCE
Gurur 2 aylık gizli görevden sonra artık evine döndüğü için heyecanlıydı. Annesini, baş belası kardeşini ve küçük kardeşini o kadar çok özlemişti ki. Babasını kaybedeli daha 1 yıl olmamıştı. Gurur babası öldükten sonra ailesine daha da düşmüştü şimdide onların özlemiyle yanıp tutuşuyordu.
Sabırsızdı bu yüzden çok hızlı sürüyordu arabayı ve bunun farkında bile değildi. Ara yoldan çıkan arabayı görünce hemen frene bastı ama geç kalmıştı. Neyse ki çok büyük bir kaza olmamıştı en azından "buna da şükür" diyerek indi arabadan.
"Oha. İnanamıyorum ya. Bu nasıl araba kullanmak kardeşim. Önüne baksana hayvan gibi araba kullanmak ta ne"
Gurur kazadan çok karşısındaki kadının konuşmasına şaşırmıştı. Görünüşte ne kadar güzel ve zarif görünse de konuşması pek öyle olmadığını gösteriyordu. Mavi karşısında ki adamın kendini süzdüğünü fark edince daha da sinirlendi.
"Bana bak adam senin o gözlerini oyarım çek o gözlerini üzerimden. Pis sapık"
"Sen onu bana mı dedin?"
"Burada senden başka arabama çarpan sapık var mı?"
"Hanımefendi bakın..."
"Ay birde kibar beyefendimiz. Kardeşim ne biçin araba kullanıyorsun sen ya. Bilmiyorsan sürme" Gurur kadının lafını kesmesiyle sinirlense de özür dilemesi gerekiyordu.
"Hanımefendi acelem vardı kusu..."
"Kusura bakarım alla alla. Senin acelen varda benim yok mu? Ama ben sizin gibi hızla sürmüyorum arabayı" Gurur bu kadına çarptığı için içinden binlerce küfür savurdu.
"Beni dinleyecek misiniz?"
"Hayır efendim dinlemiyorum. Hayvan herif senin yüzünden geç kaldım." Gururunda sabrı buraya kadardı.
"Bana bak kadın. Lafını bil de konuş. Acelem vardı diyorum sana. Özür dileyeceğim ona da izin vermiyorsun. Bir sakin ol be"
"Sakin falan olamam" Gurur ağzında "Çattık deliye" diye geveledi.
"Tekrardan özür dilerim ve zararınız neyse karşılamak istiyorum lütfen" Mavi sinirle yeşil gözlerini dikti adamın üstüne.
"Sizden para isteyen olmadı. Ayrıca polisle falanda uğraşamam ben. Çek arabanı da gideyim" sinirlen bindi arabasına adama adamın hala orda dikilmesine daha da sinirlendi.
"Sana diyorum çek şu arabanı allahım hala bakıyor" Gurur arabasına binerek geri çekildi. Kadın hızla uzaklaşırken arkasından bakıyordu sakinleşmesi gerekiyordu böyle gidemezdi ailesinin yanına. Eve doğru giderken içinden dua etmeyi de ihmal etmedi "Allahım ne olur beni böyle kadınlardan uzak tut yalvarırım"
Mavi arabasını servise bırakıp eve geldi hemen. Sinirle olanları arkadaşlarına anlattı hatta o kadar çok konuşmuştu ki Melek artık isyan etme noktasına gelmişti. " Ayy yeter Mavi içim şişti sus artık. Anladık geçmiş olsun kuzum iyisinde büyütme bu kadar."
Mavi aslında Meleğe laf yetiştirirdi ama çıkmaları gerekiyordu. Kızlarla çıkarak arkadaşlarıyla buluşacağı mekana geldiler. Aynı sırada Gururda annesini ikna ederek arkadaşlarının yanına gitmek üzere çıktı evden.
Gurur restauranta geldiğinde iki çift göz birleşti ortaya tek kelime döküldü. "Yok artık" Mavi arkadaşlarıyla gülerken gördüğü kişiyle yüzü solmuştu ama kendini toparlayarak ayağa kalktı. "Senin ne işin var burada beni mi takip ediyorsun pis sapık" Gurur masaya iyice yaklaşarak başıyla arkadaşlarına selam verdi ama Mavi sinirden bunun farkında değildi.
"Bana bak kızım kendine gel artık. Benimle doğru düzgün konuş" masadakiler olayları şaşkınlıkla izlerken Akın olaya el koyma ihtiyacı hissetti. "Siz ikiniz tanışıyor musunuz?" ikisi de aynı anda " Hayır" dedi.
"Çok belli acaba tanışsanız neler olacaktı merak ediyorum" diyen Meleğe ters bakışlar atmaya başladı Mavi. "Tanışmıyoruz canım arkadaşım. Bu sabah arabama çarpan öküz" bir süre kimseden ses çıkmadı. Barış en sonunda dayanamayıp kahkaha atmaya başlayınca Mavi gözlerini Barışa dikti.
"Deli misin be adam neye gülüyorsun. Bunun neresi komik" Barış kahkahalarını susturmayı nihayet başardı.
"Senin bize sabahtan beri yok şehir eşkıyası yok öküz falan diye bahsettiğin Gurur muydu?"
"Adı her neyse işte. Hem bir dakika siz nereden tanıyorsunuz bu adamı"
"Senin o şehir eşkıyası dediğin adam bizim arkadaşımız Mavi aynı ekipteyiz. Görevden yeni geldi bende Hayatla ve sizinle tanıştırmak için çağırdım." Dedi Akın gülerek. Mavi şuan utancından bayılabilirdi. Konuşmak istedi ama ne diyebilirdi ki? Adam polisti ve o bugün adama demediğini bırakmamıştı. Buda yetmezmiş gibi birde arkadaşlarının arkadaşıydı.
"İyide madem polisti bugün neden söylemedi. Ben o kadar da söylenmiştim" Hayat ve Melek Maviye imalı bir şekilde baktı.
"Sanki konuşmama fırsat verdin. Maşallah Allah bir çene vermiş sonra yürü ya kulum demiş. Lafları ağzıma tıkadığın için bir şey diyemedim."
"Aaa delinin zoruna bak. Ne yapsaydım arabama çarptınız diye tebrik mi etseydim." Onlar tartışırken masadakiler keyifle gülüyordu. Ama Hayat bu durumdan biraz rahatsız olmuştu. Sevgilisinin arkadaşıyla daha düzgün tanışmak isterdi. Tabi arkadaşı izin verseydi eğer.
"Bu arada Akın tanıştıramadı ama ben Hayat" elini uzattı Gurura. Gurur biraz önceki kasvetli havadan kurtularak elini uzattı genç kadına.
"Kusura bakma lütfen Memnun oldum seninle tanıştığıma"
"Bence artık yemek yemeliyiz ben çok acıktım" diyen Melek olmuştu. Mavi ve Gurur birbirlerine sinirli bakışlar atsa da hiç konuşmamışlardı ta ki Gurur Mavinin hukuk okuduğunu öğrenene kadar.
"Valla seni tebrik ederim. Çok iyi bir tercih hukuk. Sende bu çene varken başka meslek düşünmen itici olurdu."
..........
Gurur o günden bu güne kadar nasıl geldiklerini anlamadı. İlk günler ne kadar zıt gitseler de birbirlerine şimdi çok iyi arkadaş olmayı başarmışlardı. İlk başlarda Mavinin çenesine katlanamazken şimdi onun çok konuşması en çok hoşuna giden şeydi.
"Selam" düşüncelerinden Mavinin sesiyle kurtuldu ve ayağa kalkarak sarıldı arkadaşına.
"Hoş geldin" Mavi yerine otururken Gurur da onu izliyordu. Dünkü haline göre gayet iyi görünüyordu.
"Fena halde acım ona göre" genç adam gülerek garsonu çağırdı. Siparişlerini de verdikten sonra Gurur artık dayanamadım aklına takılanları sorma gereği hissetti.
"Mavi. Ben dünkü halini düşünüyorum ama işin içinden çıkamıyorum. Eğer anlatmak istemiyorsan seni an..."
"Konu annem Gurur" Gurur Mavinin sözünü kesmesine başka zaman olsa kızabilirdi ama şuan buna hiç gerek yoktu.
"Nasıl yani ne oldu ki Nilgün Teyzeye"
"Öz annemi bulmamda bana yardım eder misin?"
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
Teşekkür ederim... Keyifli okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANCILI HAYATLAR
ChickLitMavi... Babası tamda ona yakışan bir isim koyduğunu düşünüyordu. İsmine zıt yeşil gözleri ona en çok yakışan şeydi. Başarılı bir avukat olmak için elinden geleni yapmış şimdi ise kendi hukuk bürosunu açmıştı. Bu hayatta en çok değer verdiği şey arka...