Bölüm 16

40 6 4
                                    


1 Haftadır Gazel Mavilerde kalıyordu. Gazel ilk başlarda Demirle konuşmamak için dirense de Mavi ablasının ikna etmesiyle konuşmuşlardı ona ne kadar kırgın olsa da eskisi kadar kavga etmiyorlardı. Bu bile onlar için mucizeydi. Şimdi ise herkes toplanmış gündemin tek konusu düğünü konuşuyorlardı. Davetiye nikah şekeri gelinlik damatlık. Hayat ilk başka sevdiği adama kızsa da şimdi evlenecek olmanın heyecanını yaşıyordu. Sevdiği adamın zaten kadını olmuştu ama işin formalite kısmı imzalar kalmıştı. O geceden sonra daha çok üstüne düşüyordu genç adam Hayatın. Onun incinmesinden deli gibi korkuyordu.

Diğer bir köşede sessizce tartışan Melek ve Barış takıldı herkesin gözüne. Herkes sessizce onları izlerken onlar bunun farkında bile olmadan tartışmalarına devam ediyorlardı.

"Bana bak kadın o kıyafeti o düğünde giyebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Seni eve kitlerim yine de o düğüne gidemezsin" Melek artık sabrının son demlerini yaşıyordu. Tamam Barışın onu kıskanması hoşuna gidiyordu ama Barış arkadaşımı korumak için dediği zaman genç kadının sinirleri yeniden alevleniyordu.

"Sana ne Barış istediğimi giyerim. Hah şimdi sana bana ne hakla karışıyorsun derdim ama cevabını bildiğim şeyleri sormak adetim değil. O yüzden Arkadaşım istediğimi giyerim. Sende buna karışamazsın." Genç adam sinirden dişlerini sıkıyordu. Seni seviyorum kıskanıyorum o yüzden bunları giymeni istemiyorum demek istese diyemiyordu. Korkusundan değildi. Daha sevgili bile değilken çok üzmüştü Meleği Şimdi ona olan hislerinden bahsetse olacaklardan korkuyordu. Onu üzmekten onu yaralamaktan. Daha önce hiç aşık olmamıştı ki. Tek korkusu buydu zaten. Onu yeterince sevememek onu yeterince mutlu edememek. Haklıydı genç kadın. Sen bana ne hakla karışırsın diyecek olsa vereceği cevap belliydi Arkadaşımı koruyorum. Niye bu kadar inat ettiğini kendi de bilmiyordu. Her gece aklında ve kalbinde Melekle uyurken niye bu kadar inat ediyordu bilmiyordu. Her Meleği görmesinde kalbinin yerinden çıkmasına aldırış etmeden niye bu kadar inat ediyordu bilmiyordu. Her zaman zamanı var demişti ama ona aşık olduğunu anlamasının üzerinden neredeyse 1 yıl geçmişti ama hala zamanı var diyordu genç adam. Belki de yaptığı işti onu ondan uzaklaştıran. Kendisini bu kadar çok sevmesini istemiyordu. Geç adamın yarını bile göreceğinden ümidi yokken birde arkasındakileri yarım bırakmak istemiyordu. O kendi içinde savaş verirken onları izleyen arkadaşlarını fark etti.

"Size de eğlence çıktı ha. Hem siz bizi boş verin 2 ayda hem düğün hem de kreş işini nasıl halledeceksiniz onu düşünün bence" Barışın söylediğiyle Hayatın telaşı yeniden boyut göstermişti.

"Evet Akıncım bu sorunun cevabını sen ver istersen Malum 2 ay sonraya düğün tarihi alırken aklınız neredeydi acaba. Ortada hiçbir hazırlık yokken tarihi erkenden aldınız ya" cümlesi ne kadar sitemliyse sesi de bir o kadar şefkatliydi genç kadının. Kızamıyordu sevdiğine zaten kızmakta istemiyordu. Onunla birlikte olduktan sonra ondan ayrı kalmak ölüm gibi geliyordu 2 ayın biran önce gelmesi için deli gibi kıvranıyordu. Genç adamında ondan farkı yoktu. Genç kadının sıcaklığını aldıktan sonra tüm aklı fikri uçup gitmişti. O günden sonra yalnız kalamamışlardı hiç ve bu genç adamın sabrını fazlasıyla taşırıyordu. Onun sıcaklığına doyduktan sonra yeniden istiyordu ama bu mümkün olmamıştı daha. Sanki daha fazlası mümkünmüş gibi kendine çekti genç kadını. Dudaklarını yeniden yerini bulmuş saçlarında geziyordu.

"Merak etme sevgilim ev hazır zaten kreşte. Kreş için gerekli izinleri bu hafta halledeceğiz zaten. Daha sonrada bu kadar insan var herkes bir işin ucundan tuttuğunda değil 2 ay 1 aya hazır olacak her şey" Haklıydı bir bakıma bu kadar insan bu kadar sevenleri varken her şey çok güzel olacaktı farkındaydı bunun geç kadın

SANCILI HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin