Her şey güzel olacak bugün içimde öyle bir his var. İlk defa sabaha umutlu bir şekilde kalktım ama şan dersine gitmek istemiyordum. Onunla bir kere daha karşılaşırsam fena olurdu benim için. Ama Beren'in ısrarıyla gitmek zorunda kaldım. Üstümü hızlıca giyinip aşağı indim.
-Hayal kızım hadi sofraya.
-Yemeyeceğim anne. Ben çıkıyoruum. Dedim ve hemen saçlarımı toplayıp kapşonlumu alıp çıktım.
Hava güneşliydi ama yakıcı değildi. Başımda duran güneş gözlüğümü gözlerime indirdim. Hızlıca durağa doğru yürüdüm. Durağa geldiğimde bir hayli yorulmuştum. Buradan okula yürüyerek gidemezdim. Derken taksinin gelmesiyle taksiye bindim. Telefonumdan maillerime bakarken arabanın durduğunu farkettim. Dalmış olmalıyım. Hafif mahcubiyet tebessümüyle parayı uzattım.
Arabadan indiğimde bugun sınavım olduğunu tekrar hatırlayıp notlarımı çantamdan çıkardım. Bir yandan yürüyor , bir yandanda notlarıma göz atıyordum. Derken konferans salonunun önünden geçerken gelen yüksek müzik sesleriyle irkildim. Normalde yoluma devam edip sınıfa gidebilirdim ama merakıma yenik düşüp salona doğru ilerledim. Salonun kapısına geldiğimde her tarafın kalabalığını farkettim fakat sahneyi göremiyordum. İlkinde sahneyi göremesemde ikincisinde gördüm. Bulut. Yine kendi çapında konser veriyordu. Aslında müzik tarzı benim tarzım değildi ama sesinde bir derinlik vardı. İnsanın içine işleyen. Pek beğenmemiştim ortamı.
-Ah birde bunlar eksikti. Konser alanı değil sanki bekârlığa veda partisi. Dedim gözümün ucuyla sahnedeki dans eden kızlara bakarak.
Omzuma bir elin dokunduğunu hissettim.
-Çok sıkıcı öyle değil mi? Dedi yabancı bir ses ve tedirgin olarak arkamı döndüm.
Üst sınıflardan bir oğlandı. Pek tanımıyordum ama sorusuna cevap vermekle yetindim sadece.
-Evet gerçekten sıkıcı.
-Hem müzik okulundayız hemde bu ortamlar sıkıyor bizi ne ilginç. Dedi tebessüm ederek.
-Mecbur alışıcaz. Dedim aynı tebessümü göstererek.
En azından şu sıkıcı ortamda kafa dengi birini bulmuştum.
BULUT..
-Evet arkadaşlar hepinize beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.
Konserden önceki son prova olduğu için benim için çok önemliydi. Neredeyse herkesin eğlendiğini görebilmiştim. Fakat gösteri boyunca iki kişi vardı. O kadar kalabalığın sadece iki kişi nasıl dinlemeyipde sohbet halindelerdi. Bizim okuldan üst sınıflardan bir çocuk ve karşısında bir kız vardı. Ama kızın arkası dönük olduğundan kim olduğunu çıkaramıyordum.
Kumral saçlarını hafif bir topuzla tutturmuştu. Üzerinde bordo renkli bir gömlek , altında kısa siyah bir etek , dizlerine kadar siyah uzun bir çorap , gömleğinin üstünde uzun salaş beyaz bir hırkası vardı. Yüzünün yarısı bana doğru dönüyordu ama yinede göremiyordum. Son kez bi bakmak istedim. İşte tam o anda kafanı çevirip etrafı süzmüştü. Hayal.. Ah o küçük hanım. Demek benim müziğimi beğenmeyip sohbet etmeyi tercih etmişti. Çok farklıydı çok.
Gitarımı bırakıp hemen sahneden indim. Bir an önce şirkete gidip babama hesap vermem gerekecekti. O yüzden ceketimi hemen aldığım gibi arabaya atladım. Yol boyunca aklımda cevapsız bir sürü sorular vardı. Neyseki bu sorular yine cevapsız kalmaya devam ediyordu. Bunları düşünürken arabayı şirketin önüne park edip indim arabadan.
-Leyla babam içeridemi?
-İçeride Bulut Bey fakat şuan meşgul.
-Ha doğru ya o önemli toplantılar değil mi?
-Evet efendim.
-Tamam geldiğimi söylersin babama. Dedim ve Leyla'dan bir makas alıp merdivenlerden indim.
Kapıya doğru ilerlediğimde sağ tarafta asansörün olduğu yerde kalabalık vardı. Merakıma yenik düşüp direk oraya yöneldim. Kalabalığı açarak :
-Hayırdır. Ne oluyor burada?
- Bulut Bey şey asansörümüz arıza yapmış. Ve.. Bir hanımefendi asansörde mahsur şuan.
-Ne? Nasıl olur böyle bir şey bu nasıl ihmalsizliktir. Çekilin şuradan. Kim var tanıyormuyuz?
-Hayır efendim. Dışarıdan biri.
HAYAL..
-Ya ne yapacağım ben burada. Sıkıştım kaldım. Dedim korku dolu bir sesle.
Asansörden hayatımdan hep nefret etmişimdir. O da binevi fobim. Şimdi ne yapacaktım. Hemen elimi çantama atıp karıştırdım çantamı belki bulurum bir şeyler diye. Ama nafile.. Asansörün havalandırması vardı fakat açamamıştım. Boyum pek uzun olmadığından uzanıp açamadım bile. Artık iyice nefessiz kalmaya başlamıştım. İçerideki hava bitmek üzereydi. Korkudan dağılan saçlarıma elimi atarak , sırtımı yaslayarak oturdum olduğum yere. Gerçekten korkuyordum. Ya kurtulamazsam buradan.
-Ya yardım ediiin. Lütfen nolur yardım ediiin.
BULUT..
-Efendim asansörü aşagı çekmeyi başardık sadece kapıyı açacağız o kadar.-Tamam çabuk halledin çabuk. Dedim ve levyeyi elime alıp demir kapıyı açmaya çalıştım. Olmadı. Kollarımı kıvırıp tekrar denedim. Çıt diye bir ses geldi. Nihayet açmayı başarabilmiştim.
Hemen asansör kapısına arkamı dönerek elimdeki levyeyi görevlilerden birine verirken arkam dönük bir şekilde ;
-Kusura bakmayın hanımefendi. Bizimkilerin ihma.. diyecektimki bu sözleri söylerken arkamı dönmüştüm.
Eveeet merhaba arkadaşlar. Yine uzuuun bir aradan sonra geldim. İnşanllah beğenirsiniz. Vote leri unutmayalımm