Bugün arkadaşım bana bir şey sordu. Arkadaş denemez ama işte. Bizim eski evimiz mezarlığın yanındaydı,şimdi taşındık ve evimizin yanında bir mezarlık yok. Sorduğu soru şuydu: Eskiden evinize ağlama sesleri geliryor muydu?
Başta anlamadım. Ne alaka diye düşündüm. Sonra ekledi. "Hani evinizin yanında mezarlık vardı ya."
Sonra anladım ve düşündüm. Hayır hiç gelmemişti. Arkadaşıma dönüp hayır dedim ve kafamı sıraya koyarak uyumaya çalıştım. Aklıma takıldı bu soru. Belki de bazen ses geliyordu ama ben hiç dikkat etmemiştim. Sonra aklıma şöyle bir şey geldi:
Eskiden ağlama sesleri duymuyor olabilirim ama şu an her gece yatmadan önce ağlama sesleri kulağıma geliyor. Üstelik evimizin yakınında mezarlık bile yok ama benim içimde bir cenaze var ve o cenazeyi kaldırabilecekleri bir mezarlık yok. Bu yüzden ölü bedenim,ölü içim orada kaldırılmayı bekleyen bir cenaze olarak duruyor. Her gün gelip başında ağlıyorlar. Onları duymamak için kulaklarımı kapatıyorum. Onları duymamak için her şeyi deniyorum, her şeyi ama olmuyor. Bazen ümitleniyorum. Bir iki gün kimse gelmiyor. Sonra öyle çok kişi bir anda acılarını döküyor ki durdurmak için hiçbir şey yapamıyorum.
Eve gelince de bunlar beynime doldu.Bir gün o kadar çok ağladılar ki. Durmuyorlardı. Bekledim. Günlerce, aylarca, bekledim ama susmadılar. Ağlamaya devam ettiler. Ben de acaba canlarını yakarsam giderler mi? Diye düşünmeye başladım. Başlarda korktum zarar vermeye ama bir gün gerçekten dayanamadığım bir gün denemeye karar verdim. Aldım elime jileti. Aslında tam oldukları yere derine saplamak isterdim ama o kadar cesur değildim. Canlarını o kadar fazla yakmak istemedim ki. Belki de temelli gitmeleri ve hiç ziyaretcinin olmaması fikri beni daha çok korkuttu. Hafif, canlarını yakmayacak şekilde kollarıma kesikler attım. Bekledim. İşe yaramadı. Çok daha kötü olmuştu. Gitmek yerine daha çok ağlamaya başlamışlardı. O gün o şekilde uyuyakalmışım. Sabah kalktığımda ise bir şey fark ettim. Kimse yoktu ziyaretçi yoktu. Yalnızdım ve mutluydum. Mutlu bir şekilde giyindim,mutlu bir şekilde okula gittim. Arkadaşlarımla uzun zaman sonra cidden eğlendim. Her şeyin bittiğini sandım. Her şeyin bu kadar kolay olduğunu sandım ama yanıldım. Onlar akşam geri geldiler ama bir fark vardı. Hiç olmadıkları kadar güçlüydüler. Ağlamıyorlardı. Sanki artık öldüğünü kabullenmişlerdi. Pes etmişlerdi. Bir anlığına mutlu oldum. Kazanmıştım. Onlar pes etmişti. Artık ağlamığcaklardı. Ama sonra anladım.
Cenazeyi kaldırma vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Cenaze
Non-Fictionİçimde bir cenaze var ve asla bitmeyen bir direnç. Hayata direnen küçük yaratıklar. Tüm umutlarım bitene kadar peşimi bırakmayacak yaratıklar. Her 'Bitti' dediğim zaman çok daha güçlü gelerek beni yine sömüren yaratıklar. Onlardan kurtulamıyorum. B...