Cem;
Elimdeki telefonu koltuğa attım ve ayağa kalktım. Yarım hissediyordum, tabiri caizse kesilmişti bacaklarım.
Gerçekleri öğrenmemizin üzerinden birkaç gün geçmişti. Sanırım üç... Tam dört gün sonra gireceğim sınavın stresi yerine güvensizlik sarmıştı her yanımı.
Evde kimsenin olmamasını firsat bilip aldığım bir paket sigarayı da cebime koyarak evden çıktım. Telefonu evde bırakmıştım, çünkü zaten beni arayacak kimse yoktu. Bir paket sigaram ve ev anahtarı yeterli olmuştu.
Sokak başına kadar yürüyüp, sessiz bir alan bulduğumda geçip kaldırımdan birine oturdum. Cebimdeki sigara paketini açıp bir dalı dudaklarımın arasına sıkıştırdığımda, diğer elimi de cebimdeki çakmağı bulmak için kullandım.
Neredeydi bu çakmak?
En son... Hayır ya, en son koltuğun altına düşmüştü. Bir daha eğilip almak da istememiştim. Çıkarken başka bir çakmak almayı unutmuşum. Çok güzel. Mükemmel hatta.
Cüzdanımı da almadığım için marketten falan da alamayacaktım. Kaderime razı gelip, paketi yeniden cebime koydum. Paketten çıkardığım sigarayı tekrar içine koymamıştım. Tam onu yere atıp ezeceğim sırada, kaldırıma biri oturdu ve atmak üzere olduğum sigarayı aldı.
Dudaklarına sıkıştırdığı sigarayı elindeki siyah çakmakla yakan kızı daha önce hiç görmemiştim.
Zehrini birkaç kez içine çektiği sigarayı iki parmağının arasına sıkıştırıp, dumanı üfledikten sonra bana döndü.
"Atmana kıyamadım, üzerine alınma."
Gözlerimdeki şaşkın ifadeyi silip cebimdeki paketi yeniden çıkardım. Sonuç olarak bir çakmak bulmuştum, öyle değil mi?
Paketi açıp içinden bir dalı çıkaracağım sırada elimdeki paketi alıp deri ceketinin cebine koydu.
"Hâlâ içmek için bir sigaramız var," dedikten sonra iki parmağının arasındaki sigarayı baş ve işaret parmakları arasında tutup benim dudaklarıma yönlendirdi.
Neler oluyordu lan?
İki dudağıma sigaranın süngeri değdiğinde, karşı koymadan dudaklarımı açtım ve zehri içime çektim. Bir kez içime çektiğimde sigarayı uzaklaştırdı ve yeniden işaret ve orta parmaklarının arasına sıkıştırdı.
İçime çektiğim için oldukça azalmış dumanı üfledim. Konuşacak bir şey bulamıyordum ve şuan ne yaşadığımı da bilmiyordum.
"Senin dilin yok mu?" diyen kıza bakıp göz devirdim.
"Önce gelip sigaramı aldın ve şimdi de hakaret mi ediyorsun?" dedim tıslar gibi.
Ona sinirli değildim ama sanki bütün kızlar bana ihanet etmiş gibi hissettiğim bir gerçekti. Nasıl kurtulacaktım acaba bu durumdan?
"Sigara benim için önemlidir ve sen de koca bir dalı atmak üzereydin, buna izin veremezdim." dedikten sonra henüz yarısına gelmiş sigarayı yeniden dudaklarıyla buluşturdu. Dudağındaki kırmızı ruj süngere bulaşmıştı.
Işıl da bu kadar fazla makyaj yapardı.
Dudaklarından yeni ayırdığı sigarayı elime tutuşturduğunda bunu artık önemsemeden derince bir nefes çektim.
Mat rujlu dudakları yukarı kıvrıldığında, nedenini sorma gereği hissettim. Bunu dile getiremeden kendisi konuşmaya başladı.
"Aldatılmışsın,"
Yüzümü yere eğip sigara kokan nefesimi dışarı bıraktım.
"Belli, güvenmiyorsun da kimseye..."
Elimdeki izmarite yaklaşmış sigarayı alıp son bir nefes çekti, zehirden. Gözlerini kıstı, dumanın girmesini önlemek adına. Neden her hareketini takip ediyordum ki?
Salaktım sanırım, birkaç gün içinde birine yeniden güvenip, birini yeniden sevmenin mümkün olduğunu sanıyordum. Bu imkansız gibiydi. Ama neden bu kadar garip hissediyordum ki?
Kaldırımın boş kısmına sigarayı söndürüp, kalan izmariti avuçlarının arasına hapsetti.
"Sigaramız da bitti, sen de beni cevapsız bıraktın ama..." dedi ve bir nefes alıp devam etti. "Ben, Elif."
İsmi Elif olamayacak kadar cüretkar bir kızdı oysa. Bunun beni ilgilendirmediğini fark edip kurcalama gereği duymadım.
"Cem," dedim biraz sessizce. "Adım Cem."
Hafif esen rüzgarda dalgalanan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Daha önce biriyle tanıştığıma hiç bu kadar memnun olmamıştım." dediğinde ellerimin üşüdüğünü hissettim.
Sigara içmek istiyordum. Hiçbir zaman bu kadar içmesem de, şuan deliler gibi sigara içmek istiyordum. Ama paketim, onun cebindeydi.
"Gitmem gerek,"
Kafamı ağır ağır salladım ve ondan önce ayaklandım. Eve gidip biraz para aldıktan sonra yeniden yollara düşecektim.
Sigara... Sadece sigara istiyordum.
Elif de ayağa kalktığında, artık yürümem için bir engel yoktu. Bir adım attım ve ona arkamı dönmüş oldum.
Kolunu uzatıp dirseğimi sardı ince parmaklarıyla.
"Paketini unuttun, Cem."
Paketi almanın doğru olduğunu düşünmüyordum.
"Kalsın," dedim. "Sen daha çok seviyorsun."
Söylediklerimi birkaç saniye düşündü. Bu sırada kesinlikle arkamı dönmemiştim, kesinlikle ona kapılmamalıydım.
"Dur o zaman," dedi.
Söylediklerinden sonra arkamı dönüp ona bakma gereği duydum. Ne kadar sözlerime sadıktım bugün?
Cebinden çıkardığı Marlboro paketini elime verdi.
"Bu paket de benim... Sende kalsın,"
Kalsın.
Kalsın bakalım.
Kafamı sallayıp hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Yeni bir paket mi alacaktım yoksa o paketten üflediğim dumanla geleceğe bir haber mi gönderecektim?
###
Ayy ben bile düştüm Cem djfbdjdndjhdjd Sizce Işıl'ın yerini doldurur mu?
Bir sonraki bölüm fazlasıyla uzun olacak. Bu yüzden biraz gecikebilir.
Kendinize iyi bakın!
♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR | Texting •B×B•
JugendliteraturBilinmeyen Numara: Körsün! Bilinmeyen Numara: Ve bunun o güzel gözlerinle hiçbir alakası yok! 130319' -Bolca küfür ve argo sözcükler barındırmaktadır.- ©2019, tombikbirbulut