𝐈𝐈 - Dördüncü Bölüm

10K 1K 383
                                    

╳ ╳ ╳

Jimin dalgın bir biçimde yerde oturuyor, elindeki otları örüyordu. Küçük bir yavru kurt da ona eşlik ediyordu. Küçük kız, Suyoun, eğilmiş tombul elini Jimin'in dizine koymuş örgüsüne hayranlıkla bakıyordu.

"Al bakalım." Bitirdiği çiçekli tacı kızın saçlarına yerleştirirken kocaman gülümsedi Jimin. Yüzünü buklelerin çevrelediği kız mutlulukla ciyakladı.

Jimin göğsünde özlem dolu bir ağrı hissetti. Bir gün o da çocuk sahibi olabilmeyi diledi. Ama eğer bir çocuğu olacaksa, onu güzel bir yerde, birbirlerini sevip değer verdikleri iyi bir eşle yetiştirmek isterdi. Jungkook'un hiç yavruları olsun ister miydi diye merak etti. Bu merakı hemen aklından sildi sonra, derinlere gömülü olan ihtimalleri yeniden yüzeye çıkarmaya gerek yoktu. Ayrıca, zaten burda bir çocuk büyütemezdi. Dışlanır ve küçük görülürlerdi, tıpkı Jimin'in taşıdığı yükleri sırtlanmak zorunda kalırlardı. Küçük masum bir çocuk bunu asla haketmiyordu.

"Oppa, çiçek!" Kız gülümsedi, yanaklarında iki derin gamze vardı. Düşen çiçeği aldı, taç yapraklarından birinin ucundaki ufacık karartıya rağmen serpilmiş güzel bir çiçekti. Küçük kız çiçeği Jimin'in kulağına takmaya çalıştı.

Jimin kızın elini tutmadan önce çiçeği takmasına yardım etti. "Teşekkür ederim Suyoun-ah."

Kız kıkırdadı, birkaç adım geriye attı ve tacına dokundu. Sonra birden kollarını kaldırdı ve başka bir tarafa döndü. "Appa!"

Jimin onlara yaklaşan alfaya baktığında onun Jisung olduğunu farketti. Daha önce onunla hiç konuşmamıştı. Oldukça uzundu, omzuna kadar gelen saçları ve tehditkar çekik gözleri olan bir alfaydı.

Jisung Suyoun'u kucağına aldı ve tıpkı bir babanın kızını sevdiği gibi yanağına öpücük kondurdu. "Hey prenses, kafandaki ne bakalım?"

Suyoun mutlulukla ciyakladı. "Oppa benim için yaptı."

Jisung Jimin'i farkettiğinde gülümsemesi gerildi. "Anladım." Kızı yere bıraktı ve köy meydanını işaret etti. "Hemen arkandan geleceğim. Bak bakalım yolda anneni görecek misin?" Kız kafasını salladı ve hemen harekete geçti, kısa bacakları onu çok uzağa götüremiyordu. Jisung Jimin'e döndü ve ters bir bakış attı. "Lütfen kızımla bir daha konuşma."

Jimin sanki yere vurulmuş da oraya yapıştırılmış gibi hissetti. "Ö-özür dilerim."

Jisung sinirle çenesini kastı, ve sonrasında kızının peşinden aceleyle gitti.

Jimin boğazından yukarı tırmanan hıçkırığı hissetti. Ne yaparsa yapsın hep böyle oluyordu. Onlar için her zaman dışlanan olacaktı.

Eve geri yürürken tanıdık bir figürü farketmesiyle durdu... Euna. Birbirlerine gülümsüyorlardı, Jungkook rahat bir şekilde kahkaha atıyordu. Jimin artık bastıramadığı kıskançlık dalgasının geldiğini hissetti.

Sürüdeki rütbesini sağlamak için bir eşe ihtiyacı var.

Yer ayaklarının altından kayıp giderken kalbinin düştüğünü hissetti. Ta ilk başta Jimin'le eşleşmeyi istemesinin tek nedeni buydu, Jimin'i çekici bulması, onu arzulaması değildi, belli ki onu sevmesi hiç değildi. Bir önemi olmamalıydı, sonuçta Jimin onu terketmeyi seçmişti. Her şeye rağmen canını yakıyordu yine de, tüm vücudunu uyuşturan bir acı vardı. Bir eşe sahipken şimdiden yenisini aramaya başlamasını, kendi gözleriyle görmek... Tıpkı eski sürüsünde onu isteyen alfa gibi.

Bu benzerlik midesini bulandırdı.

╳ ╳ ╳

O gün güneş dağların ardında kaybolduktan sonra  kulübeye vardığında çirkin his hala Jimin'in damarlarında geziniyordu. Jungkook ateşin başında, közleri canlandırmaya çalışıyordu. Jimin'i gördüğünde gerildi, ama yine de tatlı bir şekilde gülümsemeyi başardı. Aralarındaki tuhaflığa rağmen alfa ona hala her gün nazikti. Sonuçta Jungkook iyi kalpli bir insandı ve Jimin'i isteyerek kırmazdı.

[✓] Finally • Jikook • ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin