Multimedia: Derin Nisan Gündoğdu
Bardaktan su boşalırcasına yağan yağmurun verdiği huzur ile kitabımı okumaya devam ettim. Böyle havalarda ya ders çalışırdım ya da kitap okurdum. Sonuçta huzur dolu bir anı daha da huzurlu hâle getiriyordum.
Ben Derin Nisan Gündoğdu. İstanbul'un bir semtinde küçük bir evde anneciğimle kalıyorum. Üniversite son yılımı da bitirmiş, bu sene KPSS'ye hazırlanıyorum.Türkçe öğretmenliği başından beridir istediğim tek meslek. Hiçbir zaman doktor olacağım ya da avukat olacağım demedim. Tek istediğim öğretmen olup anneme benim bakmamdı. Artık sıra bendeydi.
Babam ise şuan da başka biriyle yuva kurdu ve bir tane erkek çocuğu var. Annem ile zamanından anlaşamadıkları için anlaşmalı boşandılar. Babam da fırsat o fırsat boşandıktan iki ay sonra bana mısın demeden evlendi.
Annem de kendini bana adadı ve bir eşe hiçbir zaman ihtiyaç duymadı. Canım benim ya..
Sınavıma daha sekiz ayım vardı. Daha da çok çalışmam gerekiyordu. Sosyal hayatım bu sene eskisi gibi değil normal olarak. Sadece bir yıl dişimi sıkarsam sekiz ayın sonunda serbest hayatıma devam edecektim.
Kitabımı daha fazla okuyamayacağımı anladığım da komodinin üzerine koydum ve yataktan kalktım. Pencereyi kapatıp perdeyi çektim. Çalışma masamın başına geçip testimi çözmeye başladım.
Yaklaşık olarak bir saat geçmemişti ki kapı çalmıştı. Kapıyı açtığımda kimseyi göremedim. Tam kapatacağım sırada yerde duran zarfı farkettim. Merdivenlerin üst katına doğru başımı uzattım aynı şekilde aşağıya doğru da baktım ama kimse yoktu. Hemen zarfı alıp içeriye girdim.
Çabucak zarfı açtım içinde ki kağıdı alıp okumaya başladım.
"Ah,bu içimde ki aşk.. bitmiyor sana karşı . Bitsin de istemiyorum. Hep yanımda ol benimle ol istiyorum. Elbet o günler de gelecek gün ışığım. Biraz sabretmen gerek. Biliyorum sen de biran önce kavuşmak istiyorsun ama az kaldı. Seni seviyorum Nisan yağmurum.."
Ağzım açık bir şekilde yazılanları okudum. Koca bir şakaydı bu başka bir açıklaması olamaz. Hemen Dila'yı arayıp hesap sormam lazımdı. Nasıl böyle bir şaka yapabilir bana.
Titreyen elimle zar zor telefonun ekran kilidini açtım ve Dila'yı aramaya ekledim.
"Alo, Efendim Derin"
"Yaptığın şaka çok komikti gerçekten Dila."
"Anlamadım?" Diye karşılık verdi.
"Gerçekten uzatacak mısın bu şakayı!? Diyorum ki yaptığın şaka hiç hoş değil"
"Derin, gerçekten anlayamıyorum seni. Ne şakasından bahsediyorsun?"
"Kanka lütfen bana o notu ben yazdım de. Lütfen"
O sırada başka kim adresimi biliyor diye teyit ettim kendimi. Ama yok kimse bilmiyor ki evimi. Benim Dila dışında başka yakın arkadaşım yoktu.
O yüzden tek umudum Dila'nın sana şaka yaptım demesiydi."Derin, gerçekten korkutuyorsun beni. Ben not falan yazmadım. Hemen yanına geliyorum. Sakin bir yere ayrılma canım ve sakin ol"
Telefonu kulağımdan çekip koltuğa bıraktım.
Hadi ama Derin notun sana geldiği bile belli değil. 'Nisan yağmurum' derken edebiyat yapmıştır. Belki de sevdiği başka biriydi ama yanlış kapıya koydu. Yoksa başka açıklaması yok bunun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN YAĞMURUM
Teen FictionKPSS öğrencisi Derin Nisan, sınav senesinde başka bir sorunla uğraşmak zorunda kalıyor. Derin'e aşık olan Bartu'nun bırakmaya pek de niyeti yok gibi. Cumartesi ve pazar akşamları yeni bölüm gelecek. Sizden isteğim okuduktan sonra oy vermeniz...