Gözlerim sinirden dolmuş bir şekilde belki de yüz kez gezdirdim gözlerimi yazılan mesaja. Ben nasıl bir şeyin içine düşmüştüm böyle?! Nasıl olabilir.. Aklım almıyordu. Evimi gözetliyordu. Koşar adım pencereye koştum, sinirle açtım ve gözlerimi etrafımda gezdirdim.
Aklıma gelen bileklikle hemen attığım yerden aldım, ve sinirle dışarıya attım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kesinlikle ihbarda bulunacaktım, Allah'ım sen bana yardım et! Nasıl çıkacağım bu lanet oyundan.
Telefonuma yeniden gelen bildirim sesiyle gözlerimi açıp kapattım. Ondan olduğuna adım kadar emindim, hemen elime alıp mesaj bölümüne girdim.
Gönderen: Özel Numara
O bilekliği atarak benden kurtulacağını mı zannediyorsun? Ha eğer öyle bir düşüncen varsa kusura bakma güzelim seni sevindiremeyeceğim. Sana uyu demiştim. Eğer biraz aklın varsa uyursun Nisa'm. İyi Geceler :)
Küfür edermişçesine mesajın sonuna attığı gülen surata gözlerimi devirdim. Mesaj bölümüne tekrar gelip sohbeti silecektim, ama durdum silmemem gerekiyordu. Yarın sabah direkt karakola gidip şikayette bulunacaktım, ve bu mesajları delil olarak göstermem gerekir.
Işığımı kapatıp yatağıma geçtim, ve mesaja bakmaya devam ettim. Bunu yanına bırakmayacaktım. Bu cesareti nereden buluyordu böyle? Hem evimi gözetliyordu, hem de kapımın önüne kadar gelebiliyordu. Bunun cezasını çekecekti, elini kolunu sallaya sallaya evimin önünde duramazdı!
Bir an önce havanın aydınlanmasını bekledim, saat 8'e doğru gelince yatağımdan kalktım, üzerimi giyinip Dila'yı aradım.
"Alo.." Dila'nın uyku dolu sesine karşılık verdim.
"Dila, kalk hazırlan ve yanıma gel. Çok acil."
"Acil mi? Tamam kapat hemen geliyorum."
Telefonu kapattıktan sonra yatağıma oturdum, anneme anlatmalı mıydım bilmiyorum.. Ama şimdi söylersem yanımdan ayrılmazdı, işine de gitmezdi. o yüzden anneme söylemeyi akşama erteledim.
Mutfağa gidip anneme kahvaltısını hazırladım, o sıra da Dila gelmişti. Olanları şu an anlatamazdım, annem duyardı. Annem de geldiğinde masaya oturup yedik.
"Bir yere mi gideceksiniz?"
"hayır."
"evet"
Dila'yla birbirimize bakıp kaşlarımızı kaldırdık.
"Evet mi hayır mı?" dedi annem gülerek.
"Dila erteledik ya planımızı ne çabuk unuttun dedim" sinirle gülerek.
"Tabii ya, valla aklımdan uçmuş. Semra teyze gitmiyoruz bir yere evdeyiz."
Annem başını sallayıp sandalyeden kalktı.
"Ben de kaçayım artık işe, hadi bulaşıklar size kaldı." güldü.
"Kolay gelsin anne,"
"Kolay gelsin Semra Teyze,"
Annem çantasını alıp bize avuç içlerini öpüp, öpücük yolladı ardından kapıdan çıktı. Annem kapıyı kapatır kapatmaz Dila bana dödü. Ben de ona dödüm.
"Çabuk anlat,"
"Dün gece bana bir mesaj geldi, mektubu yazan kişiden," Dila gözlerini kocaman açtı,
"Şaka yapıyorsun."
"Keşke, al bak mesajlara." elimde ki telefonu ona uzattım, mesajlar bölümüne girdi ve okudu.
"Oha! bu cesaret nereden geliyor?! Hadi kalk, hemen karakola gidiyoruz."
"Seni o yüzden erkenden çağırdım zaten. Ben hazırım sadece dünkü mektubu almam gerekiyor, onu da gösterelim."
"Bekliyorum,"
Odama gidip mektubu koyduğum yerden çıkardım. Odamdan çıkıp Dila'nın yanına gittim. 'Hadi gidelim," dercesine başımı salladım. Ayakkabılarımızı giyip kendimizi dışarı attık. Belki buralarda bir yerde bizi izliyor. Olur mu olur!
Yaklaşık 10 dakika sonra karakol merkezine ulaşmıştık. Derin bir nefes aldım, o sıra da Dila destek olurmuşçasına kolumu sıktı.
"Korkma tamam mı, ben senin yanındayım. O şehir eşkıyası hiçbir şey yapamaz sana. Anca mesaj atar maganda!"
"evimin önüne gelen, evimin içine de girer. Ama ne olursa olsun onu şikayet edecektim. yanında bırakmayacaktım. Hadi girelim,"
"Tamam." birlikte içeriye girdik, ve sandalyelerin üzerine oturduk. Yardımcı bir komiser sağ olsun bize yardımcı oldu ve hemen başkomiserin odasına girdik."
"Buyrun,"
"Merhaba, bir şikayette bulunacaktım ben."
"Lütfen oturun, öncelikle adınızı ve yaşınızı öğrenebilir miyim?"
"Ben Derin Nisan Gündoğdu. 23 yaşındayım."
"Sizin?" bakışları Dila'ya kaydığında, Dila hemen cevap verdi.
"Dila Kurtulmuş. 23 yaşındayım."
"Pekala, şikayetinizi öğrenebilir miyim?"
derin bir nefes alıp söze girdim, ve her şeyi anlattım. Mektubu ve bana gönderdiği mesajları gösterdim.
"Tamamdır kızlar, şikayetiniz kayıt altına alındı. En ufak şeyde derhal bizi haberdar ediyorsunuz. Ayrıca ID adresiyle mesajı atanın kim olduğuna ulaşınca sana haber vereceğiz, şu kağıda adını soyadını ve telefon numaranı yazar mısın?"
Önüme uzatılan kağıt parçasına dediklerini yazdım.
"ID adresinden sonuca ulaşmanız kaç gün sürer? Peki buldunuz ve yakaladınız diyelim ne olacak?"
"Sonuca ulaşmamız değişkenlik gösterebilir. Bulduğumuz zaman bir dava açarsınız, Tabii hala şikayetçi olursanız. Geriye kalanı da Adalete bırakırsınız Derin Hanım,"
başımı salladım ,
"Teşekkür ederim, kolay gelsin amirim."
"Kolay gelsin," Dila'da baş selamı verince kapıya doğru ilerledik. Kapının kulpunu aşağıya indirdiğim zaman dışarıdan da bir baskı uygulanmıştı. Kapı açıldığı zaman görüş alanıma öfkeli gözler göründü. Kısa bir göz göze gelişimizin ardından omzuma çarpıp içeriye girdi.
"Kör müsünüz?"
"Kusura bakmayın" gözlerime bakmayıp cevapladı ve koltuğa oturdu.
"Boşver Derin gidelim biz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN YAĞMURUM
Teen FictionKPSS öğrencisi Derin Nisan, sınav senesinde başka bir sorunla uğraşmak zorunda kalıyor. Derin'e aşık olan Bartu'nun bırakmaya pek de niyeti yok gibi. Cumartesi ve pazar akşamları yeni bölüm gelecek. Sizden isteğim okuduktan sonra oy vermeniz...