-3-

32 2 0
                                    


Akşam yemeği için annem adımı seslendiğinde yattığım yerden ve kafamın içinde ki düşüncelerden ayrılıp oturma odasına geçtim masaya oturdum ve önümde ki tabağımla oynadım.

   "Derin?"

kendimi toparlayıp omuzlarımı dikleştirdim, ardından yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.

"Efendim anne,"

"Canın neye sıkkın? Bana anlatmadığın bir şey mi var meleğim, sen böyle yapmazdın."

boğazımı temizledim. Anneme anlatıp anlatmamak arasında gidip geldim. Kesin bir şey olmadığı için endişelendirmek istemedim. Tekrar gülümsedim ve kafamı sağa sola salladım.

"Çok büyük bir sıkıntım yok, biliyorsun sınavım var ve bu beni çok streslendiriyor. Ya kazanamazsam diye düşünüyorum sürekli." 

Bu durum gerçek olduğu için pek de yalan söylemiş sayılmıyorum. Sadece birkaç şeyi saklıyorum. o kadarcık.

"Bitanem, kazanamazsan da o güzel canını sıkma. Her zaman arkandayım bunu bilyorsun. Hem sen kazanacaksın biliyorum. O mesleği ne kadar çok istediğini ikimiz de biliyoruz, olmazsa da bir daha denersin. Bu senin hayalin, hiçbir zaman vazgeçme, hayallerinin peşinden koş."

Kocaman bir şekilde gülümsedim, "Çok haklısın annem. İnşallah bir daha denememe fırsat kalmaz. Hemen atanırım."

"Amin yavrum, hadi yemeğini ye sonra da ders." Kıkırdadım, yemeğe devam ettim. Yemeğimiz bittikten sonra kaldırdık, hemen bulaşık makinesine atıp çalıştırdım. İşim bitince odama geçtim laptopumu açıp ders çalışmaya başladım.

  Yaklaşık üç saat çalıştım, dersi burada bitirip masamı topladım, yatağa oturup elime telefonumu aldım. Whatsapp'a girip Dila'nın yazdıklarını okudum.

 "Kız Nisan"

"Ders mi çalışıyorsun? neden mesajıma bakmıyorsun."

"Alo, kime diyorum. Arıyorum açmıyorsun birde."

  Dila beni 5 kez aramıştı, dudaklarımı ısırdım hemen onu aradım. Çaldı, çaldı,çaldı.

"Alo," sesini duyduğum da hemen cevap verdim.

"Dila'm , benim havuçlu kekim. Beni aramışsın, vallahi sessizdeydi, yemek yedim sonra telefona bakmadan derse oturdum."

 "İyi be tamam, bir şey demedim."

Güldüm, o da güldü.

"Biliyorum ders çalışman gerek ama yarın kahvaltımızı dışarıda mı yapsak?"

Düşündüm, gerçekten de uzun zamandır dışarıya çıkmıyordum. Hemen kabul ettim.

"Olur, gidelim. Saat kaçta?"

"Ah, çok sevindim. Saat 9 da bekleyeceğim seni bizim evin önünde."

"Tamam canım yarın 9 da anlaştık. "

"Aynen kanka. Neyse ben kapatayım, çok uykum geldi. Hadi sen de uyu minnağım. İyi geceler"

"İyi geceler." Telefonu kulağımdan çekip kapattım. Son kez telefonuma baktıktan sonra komodinin üzerine bırakıp, ışığı kapattım ve uzandım. Gözlerimi kapattım.

 -------------------

  Saat kaçtı bilmiyorum, boğazım kurumuştu. Boğazımın şu anda bir bardak dolusu suya ihtiyacı vardı. Yerimden kalkıp mutfağa geçtim. Suyumu bardağa döküp, odama geri döndüm. Suyu içerken gözüm aralık pencereye takıldı. Suyu içip pencerenin oraya doğru gittim. Bu pencereyi kapattığıma emindim. pencereyi tam açıp etrafı kolaçan ettim. 

Kafamı sağa sola sallayıp pencereyi kapattım. Aklım neredeydi benim!? Pencereyi ne diye kapatmamıştım ki bu hava da? Perdeyi çekip telefonumu elime aldım saat tam 04.20'ydi. O sıra da gözüme bir kağıt parçası ilişti. Hemen ışığı yakıp elime aldım.

Açmaya cesaretim yoktu. Titreyen ellerime hakim olamıyordum, aklım sadece dünkü mektuptaydı. Ya yine bir aşk mektubuysa. 'Saçmalama Nisan! Böyle bir şeye cesaret edemez.'

Bir anlık cesaretle kağıdı açtım ve okudum. Derin bir nefes alıp verdim. Bunlar benim ders notlarımdan başka bir şey değildi. O kadar rahatlamıştım ki, üstümden bir yük kalkmıştı. Gelen rahatlama ile yüzüm de kocaman bir gülümseme yayılmıştı. O sıra da telefonuma gelen bildirim sesi ile meraklanıp telefonumu elime aldım. Acaba yine hangi mağaza da indirim vardı?

    Kilit ekranını açtıktan sonra mesajlar bölümüne girdim, yüzümde ki gülümseme silinince şaşırmış bir şekil de mesaja girdim.

  Gönderen: Özel Numara

    "Bu saatte neden uyanıksın? hadi yatağına geç, üstünü ört ve beni hayal et, tıpkı benim seni hayal ettiğim gibi. Hayaller de olmasa nasıl dayanacağımı bilmiyordum. O kokun, o gülüşün, o gözlerin, o kalbinin bana ait olacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum Nisan Yağmurum. Bilekliğime çok iyi bak. Senin yalnız olmadığının simgesi gibi bir şey, o bilekliğe baktıkça yanında benim olduğumu düşün, ona çok iyi bak. İyi uykular güzelim."

NİSAN YAĞMURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin