İLK ADIM

81 11 20
                                    

İlk adımı anlatırken insan : doğumundan , onunla birlikte olduğu insanlardan , ardından gelen onların geçmiş insanlarından...

Sözlerle sıraladığımız fakat kurduğumuz temelin öncesine tekabül eden ve gelen arazide izi kaybolmuş ve merakımızı körükleyen atalarımızla süre geliyor. Başlığımızı yazacakken bilmediğimiz ve bizi buraya kadar getiren zamana lütuf ederek öğrendiğimiz çağlara armağan ederiz ilk adımlarımızı ; ilk yaşamlarımızı...

İlk adımların başlangıcı birçok özdeşliğe sahip olsada mensup olduğum bu grupta "ilk adım" bir çok  düşüncede sunumumu ve mevcutluğu bağlı olduğumuz yaşama sığınca yaşam barındıran bir sandıktan , düşüncelerimizle özleşen bir bağlayıcı ve barındırıcı bir yapıya dönüştüğünü görme ihtimalimiz ve düşünme ihtimalimiz var. Bunu engelleyecek bir unsur olduğunu şu anlık düşünmüyorum , tabi doğanın "boyunduruğundan" kurtulan insansa bambaşka konular yer alıyor cümlelerimizden.

Ne nefret ettiğimden nede sevdiğimden ; Yaşamayı bana gösterdiğinden...

İlk adımlarım söylenen adalı topraklarda olmuş. Demokrasi denilen , fikirlerin özgür ama savaş çığlığıyla dolu ada topraklarında olmuş ilk adımlarım. Bana sorarsanız benim ilk öğrendiğim mavi gökyüzü oldu adımlarım.




[ "Umudum doldu : yerim yok kalacak , yurdum yok toprağıma basacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


[ "Umudum doldu : yerim yok kalacak , yurdum yok toprağıma basacağım. dediğim yok gölnümde" dediğimde yaşam defterimde göz gezdirdiğim ilk rengim , baktığım o küçük gözlerle ilk öğrendiğimle üzerine hayaller kurduğum ilk rengim. Bir zaman Savaşın katlarında hizmet eti , bir zaman yaşama ev sahipliği yaptı. Bir zamanda bir yerde durdu ve bizler için oradaydı bir zaman sonra...

Payaştıkça o mavi gökyüzünü , anlıyorsun o olduğunu ; anlıyorsun kim olduğunu.]

                                                                İnsan I (1)


Zaman denen anlarda siyah fakat gümüş gibi parlatan ve görünen renklerin ardında duran o parlak noktalar dururken başka bir zaman anında gökyüzünün okyanusa karıştığı ve sanki ressamların benim için çizdiği oyduğu bulutlu gökyüzünde ; İlk adımım benim o gökyüzündeydi.

Çocukluk desem de Hypetia nın aklından gözlerine doğru taşan düşünceleri bu mavi gökyüzünü düşündürmenin yanında getirdiği sevinç ayrıydı. Sanırım buda benim her halde.

Bu mavi gökyüzü acaba nerede duruyor dediğimi düşünü yorumda , bu konuda haklıydım. Fakat haklılık yaşam çerçevesinin kendine ait davranışı. Yada sadece bizlerin bulunduğu bir davranış.

Düşüncenin akıntıyı etkilmesi gibiydi. O akıntı beni diğer ilk saya bileceğim mekanıma : toprağıma , ayak bastığım adanın maviliğine götürdü.

Ayak attığım toprak , bastığım o arazinin yaşam dolu izleri beni kendime ve nedense hep düşündüğüm o gülümseten gözlerime ; baktığım dünyaya gülüp duruyordum : eğleniyordum , ağlıyordum , kızıyordum ve ardından gelen tüm duygularımla kuruluyordum sanki bir zanaatkar elinden çıkar gibi.

Adımlarım gerçeklikten tutun platonun gerçekliğinede uzanıyordu. Bu beni tuhaflaştırıyor ve yaşamımı dahada fark ettiriyordu. Fakat yaşamım tek burada başlamıyordu ne yazık ki...

Fakat bu konuda duygularımla uzlaşıla bilecek yollar bulsamda kendimde olan farklı saydığım durumlarda mevcuttu. Fakat hepsinin bir sırası olsada bazen kendileri alınan ve konuşulanları çiğniyordu.

"Suç kimde ?" sorusunu dersek işte sorula bilecek ilk soru ola bilir hayatta , ilk adım ola bilir hayatta.

Beni bu topraklarda onunla tanıştırdı. iki yeni dostumla , ömür boyu uğraşacağım kişilerle...

DANTENİN GÜNLÜĞÜ ŞEYTANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin