TİTAN TOPRAKLARINDA BİR ÇOCUK [OYULMUŞ DAĞIN ÇOCUKLARI]

35 5 12
                                    

Titanın kalbi olarak şanını almış bu şehrin , insan gözlerinin önüne serilmiş olan Atinanın topraklarında ;
Şehrin yaşam dolu sokaklarında kan da aktı , Bazen şehrin en bulunmaz köşelerinde verdiği can suyuyla da aktı. Akan insanlarda oldu bu topraklarda bazen başka akan bir unsurda zaman oldu bu topraklarda. çocukluğumun hayat dolu öğrenim yaşamından yetişkinliğime uzanan bir çok zamanına kadar.

Spartılar , Atinanılar ile yapılan savaşlardan tutun büyük Yunan savaşlarındaki vurduğum kılıç darbelerine kadar. Bazen hayallerime mi saklandığı , bilmediğim ama öğrendiğim yaşam ağlarının bana ; Atinanın özgürlük ateşinde yanan kor olduğumu gösterecek kadar eski ola biliyordu. Bazen bu gördüğüm bir atanın resmi bile ola biliyordu.


[ Akan zaman insan bedenine yüklenen ağır bir hezimet veya onunla ödenen tatminkarlık duygusunun yaşattığı hayattan daha uzun , fakat daha sorgulayacağı bir yolu vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[ Akan zaman insan bedenine yüklenen ağır bir hezimet veya onunla ödenen tatminkarlık duygusunun yaşattığı hayattan daha uzun , fakat daha sorgulayacağı bir yolu vardı. Akan zamanın kumları gerçekliğime ne dokunsa nede onla gelen sahiplendiği yaşam olsa dahi , kendisini gösterdiği kadar akıcı . Gökyüzünü gösterecek kadar sabitti kendisi. Ne anlatacak ileride bu zamanın kumları.
Belki bir gün anlatacaktır tüm döktüğü ve çaldığı sırları. ]

Beden I (1)









Bana Hayal gibi gelen bu yaşam , bu ağdan ; Atinanın sokaklarından öğrendiğim yaşam ağından geliyordu. Bilmediğim ise hangi topraklara uzandığı ve kime doğru yöneldiğiydi.

Bilmek ve arayış arasında kaldığım bu yol. Bazen Hayal gibi...

Bazen hayal gibi gelir geçmiş veya gelecek fakat zamanın toprakları ne ileriye atılan yönü nede geriye atılan yönü önemsiyordu : sadece Toprağa nasıl adım attığın , nasıl can suyu verdiğin veya nasıl ölüme sürüklediğine bakıyordu. Anubisin gözü ölümde ve hayatta baktıkça bakıyordu topraklarda aynı Horusun gözü gibi, Biri aşağıda beklerken biri son uğralanışında elini tutan biriydi. Fakat ikiside haberci , ikiside zorluğun temsilcileriydi.

Ahh Hades. Uğraşılması zor tanrı.

Hadesin ne hükmü nede Horusun bakışların bu şehirdeki haylaz lığımızın engeliydi. Engel tanımayan bir macera tutkum vardı , paylaştıklarım kardeşlerim Eora ve Aitrastı : bu sokakları , bu yaşam ağını , dolaştığım yaşamlar arasındaki ruhların dolandığı bu sokakları onlarla payalşıyordum. Gördükçe , konuştukça , paylaştıkça anlam kazanıyordu yaptıklarımız.


Yaptığımız en büyük hazırlandığımızın zeminini kurardı. Sapanla insanların bacaklarına taş atardık , attığımız taşla yardım ettiğimizi hissedildikten sonra keseden belirli miktar altın çalardık. Sonrasında ortalıktan bir sis bulutunun dağılması gibi ortalıktan kaybolurduk. Mağdur geç anlardı fakat kesede sadece bir kaç altın eksildiğini görürdü.

Sonrasında Eora ile Paylaşırdım altını. Aitras bir parçasına bile dokunmazdı.

"Surların yıkılacağı nokta elbette olur" derdi bize Aitras

Eora da "Hangi noktadan dönüldü , hangi sur olduki yıkılacak bir parça duvar olsun" derdi Aitrasa.

Kanlı bıçaklı ama aklı başında iki çocuk , üstüne üstlük birbirlerini o kadar seven kardeş. Ezeli yeten beri var gibilerdi.

Birbirleriyle olan kavgalarında hep rüzgar eserdi Atinanın sokaklarında , Atina çarşısı yerinden oynar Anfi Tiyatrodaki sesler kavga için dahada yükselirdi o rüzgarlı havada. İkisi gördüğüm gladyatörlerden de üstün bir şekilde hareket ediyorlardı. Bedenleri esnek , kırılmaz çelik gibi güçlülerdi. Kavgalarının ardında taşıdıkları iki tarafta ışıklarını gösteriyordu göz bebeklerimin dibine.

Gözlerim bana oyun oynuyordu iki meleğin savaşını gördüğümü düşünüyordum. Rüzgarın güçlü esintisinin beraberinde gelen huzmeler Kanatlarını gösteriyordu sanki. Yarattıkları rüzgarları ve ardına aldığı zamanı ile görülmesi güç olan varlıklarını burada gösteriyorlardı.
Herkesin üzerine toplandığı bu iki çocuk bana döndü ve bana bakmaya başladılar.








[ Göğü delmişti , ışığı yeryüzüne tekrar getirmişti meshin en sadık dostu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[ Göğü delmişti , ışığı yeryüzüne tekrar getirmişti meshin en sadık dostu. Yer altından gelenlerde ışığı karanlıklara boğmak yerine meydana çıkacak kadar bekliyorlardı ışığın yeryüzüne inişini. Ne yerin bir şansı vardı nede göğün uzandığı bir şansı vardı.

Süleyman devri bitti ahmak. Ne durursun hala bu topraklarda.

Destanının ne Gılgamışa nede Aşilin temelerine uzanır ,  Akhita . Ne için bulunduysam oradayım.  ışıkta bu anların ve ilerleyenlerin gardiyanlığı için bulundu. Adımlarım toprakla , ışıkla bir kuruldu.

Artık ne vakit gelir savaşın akan kanı için nede bitecek bir kavganın sonu gelir. Savaşın destanı bitmezdi ama öğretikleri düşüncede savaşın , savaş olmayışındaydı. Perdenin ötesine bakmaktı.]

İnsan IV (4)









"Gördüğün ve görmediğin her şey yazıtlara dökülür. Gerçeğin adımını sadece yazıtı okuyan yoluna koyar" demeleriyle , olduğu kavga yerinde bitmişti. Yanıma gelerek ellerini uzattılar ve kalkmama yardım ettiler. Onlarla geçirdiğim günler öğrenmenin ve haylazlığın diyarında geçen zamanlardı. Bu günlerin ardında başka anılarımda var küçük bedenimde. Ailemle olan ve onla paylaştığım siyasetin , bilimin ve ezgilerin ardından birde onla gelen iki sevimli kız kardeşimin işkence çığlıkları yükselirdi.


İşkenceden kastım kesinlikle çocukluğumun verdiği saf aptallığın verdiği düşüncelerdi. Sanırım bu aptallığım ne kadar devam etse dahi çocukluğumun öğrendiği ilk renklerin sonrasını da,  bana o aptallığım öğretecekti. Evimde öğrendiğim her şey bana bir yaşam katarken ki gelen zamanın kumları karışmış anların gecelerinde ziyaret ederdi. Öğrendiğim destanlardan , tanrıların tuttuğu göğe kadar. Fakat benim kafamı karıştıran geçmişin izleri de duvarlarıma yansırdı. Sanırım yaşam ağları bana gösterecekleri hala bitmemişti. Zamanın kumları hala bitmemişti bu şehirde.

Geçtiğim zaman artık Hayatıma ekleyeceğim Mabedim kuruluyor onla gelen yaşamım şehrin temelinde 10 yılını bulacaktı. 18 yıl toplam bir yaşam. Kimine göre eskilerin ömrüne ömür katan , kimilere bir toz taneciği kadar bir yaşamdı.

Fakat şehrin yaşamı benim ve Bu 2 kardeşim için değişecekti. Artık kimin düşüncesi kimin kılıcı olacaktı.

Ailem ve ben hazır mıydım ki...

DANTENİN GÜNLÜĞÜ ŞEYTANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin