Tarih ve saat bırakın💖
•••Is demum miser est, cuius nobilitas miserias nobilitat...
Bahtsızlıklarının namı alıp gitmiş adama denir, mutsuz diye...
°°°
Yaklaşık yarım saat önce Bahadır gelmişti, ve hâlâ sohbet ediyorduk. Aslında benden bu şekilde bir tavır beklemediği kesindi ama onunla iyi anlaşmak zorundaydım. Zaten nişanlıydık, bunu ikimizde istemiyorduk. Nişanlandığımız gece aklıma geldi aklıma birden bire. Gözlerimi yere indirdim, düşünmeye başladım...
~
O gece nişan yemeği bahanesiyle dışarı çıkmıştık.
Aslında bana göre bahaneydi. Çünkü; Bahadır gerçekten de onunla nişanlanacağımı düşünüyordu. Bense bunun asla mümkün olmayacağını düşünüyordum, tabii ne kadar mümkünse.Kırmızı abiyem yerleri süpürürken ben oturduğum sandalyede hiç rahat değildim, bunu belli etmemeye çalışmak için ise ayrı bir çaba gösteriyordum.
Bahadırın gözlerine bakamıyordum, o ise gözlerini benden ayırmıyordu. Uzun zaman boyunca öylece durduğumuzu hatırlıyorum sadece. Benim suskunluğa yemin etmiş dilim kilidini kırmazken o konuşmaya başladı.
"Ahlem bu evliliğin olmasını istemediğini biliyorum o yüzden seni zorlamayacağım fakat senden ayrılamam," dedi. Kafamı kaldırıp ona bakmaya tenezzül etmedim, o da zaten bunu umursamadı.
"Seninle gerçek bir ilişkimiz olmayacak fakat sen benden başkasıyla evlenemezsin! " Oturduğu sandalyeden ayağa kalktı ve terasa çıkıp bir sigara yaktı.
~
Çoğu kızın hayallerini süsleyen bir yapıya sahipti Bahadır. Para , başarı, şöhret, saygınlık... fakat ben, babasından bile hayır görmeyen ben, hiçbir erkeğe güvenmeyeceğime dair yemin etmiştim ve bu Bahadır ile alakalı bir durum değildi. Ben genel olarak güvenemiyordum. Hiç kimseye, hiçbir şeye... hatta bazen kendime bile...
Çocukluğum kocaman bir bocalama süreciydi. Ne yapacağını bilemeyen, savunmasız bir kız çocuğunun içindeki girdapta kayboluşu... Kiminin hayatı mürai işte. Benim ki gibi... Babamdan nefret etmeli miyim, etmemeli miyim? Hiç bilemediğim o süreç... o koca zaman dilimi...
Aklım iyiden iyiye bulanmaya başlamıştı. Ne zaman bunları düşünsem böyle oluyordum zaten...
Gözlerimi çevirdiğim yerden hâlâ daha bi'dolu düşünceyle sarılırken, kolumdan kavranmamla kendime geldim. Bir anda irkilmemden olsa gerek Bahadır öne atıldı beni kendine çekti ve hiç beklemediğim o hareketi yaptı. Bana sarıldı! "Beni seviyor musun yoksa nefret mi ediyorsun, anlayamıyorum."
Tepkimi beklemediği açıktı. İlk bir kaç dakika onun bocalamasının geçmesini bekledim. Kendini toplayıp bana cevap verdi. Çok düşündüğü belliydi ki zaten bana kendi sorusuyla cevap verdi.
"Beni sevmediğin gerçeğini ne değiştirebilir ki? Seni sevmem mi ?" dedi.
Gözlerime hem alay hem de acıyla baktı. Başını yere indirdi. Bir vahayı andıran yeşil gözlerini üzerimden çekti ve kendimi boşlukta, gözlerinin kuyusundan düşer gibi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Meyus Serisi 1- LAYEZAL
Mystery / Thriller© Tüm hakları saklıdır. Bir gece bir kadının hayatını daha ne kadar düğümleyebilirdi ki? Kaybedecek tek şeyi kız kardeşi olan bir kadının sürüklenişinin hikayesi... Ahlem Gümüşyıldız 27 yaşında genç ve güzel bir savcıdır. Isteyebileceği her şeye sah...