Bölüm II: Hissikablelvuku

182 47 242
                                    

Layezal

2

Hissikablelvuku

Tarih ve saat bırakır mısınız?

24.05.19. 05.57.

️▫️▪️▫️▪️▫️

Bazen saçmalardınız ve saçmaladıklarınızı toparlanmanız biraz uzun sürerdi. Küçük bir çocuk olduğum zamanlar kendimi her yalnız hissettiğimde o evden kaçmaya çalışırdım. Sonradan anladım ki annem kaçmak istediği içinmiş. Kendimi hiçbir uere ait hissedemediğim yirmi yedi yıllık hayatımda ne yaşadığım eve sığabilmiştim ne de sokaklara. Benim bir yerim bile yoktu bu dünyada. Hayatın istenmeyen o kenara itilmiş çocuğuydum çünkü. Şimdi duruyordum hatta o kadar eziliyordum ki bu hastane bana sığmadığım dünya gibi geliyordu. Hayatım sanki buraya, bu ana hapsolmuştu.

Hastanenin kirli beyaz duvarlarına yorgun ve boş bakışlar atıyordum. Canım yanıyor diye bağırmamak, çığlık atmamak, ellerimi ağzımakapatıp hıçkırıklarımı gizler gibi ağlamaya çalışmamak o kadar zordu ki... Ruhumsa bana ihanet edercesine katil olduğumu haykırırken, ben sadece bu akşamın yaşanmamış olmasını diliyordum. Dilememekten başka çarem kalmamıştı. Bırakmamışlardı.

Yanımda oturan adama baktım. Babama, çocukluğumun katiline, insanın ruhuyla birlikte bedeni de nasıl ateşe verilir, bana bunu öğretmişti. Beni de o ateşin içinde ruhumla başbaşa bırakıp arkasına bile bakmadan gitmişti. Insafsızdı, hatta insan bile sayılmazdı... Kaçmıştım çünkü biliyordum. Sonumu getireceğini biliyordum. Yollarımı kapatmıştı. Hayatımın ona çıkmayan her kapısına beton dökmüştü. Şimdi ne kapılar açılıyordu ne de ben bu cesedin başından ayrılabiliyordum. Ruhumu, aklımı hatta kimse fark etmese bile bedenimi de orada bırakmıştım. O kimdi, neden oradaydı, nereden biliyordu gecenin bir vakti orada olacağımızı? Aklımı kaçırmamak için çaba sarfederken Süveyda'nın uyanması için dualar ediyordum. 'Uyan, uyan ve artık neler olduğunu anlat!' dememek ,odaya dalmamak için kendimi tutuyordum.

Şimdilik kaçışım Süveyda'nın hastanelik olmasıyla noktalanmıştı.
Cahit Gümüşyıldız bu sefer şanslıydı. Yolsuzun, haksızın, kaçakçının tekiydi ama en önemlisi katildi. Yanındaki kadına baktım. Sahra... gerçek manada dışarıdan bakıldığında alakaları olamayan iki insanın birbirine bu kadar benzemesi şaşkınlık vericiydi.

Ikisi de menfaatçiydi ama bu kadarla da kalkmıyorlardı. Bana olduğu gibi anneme de çok kötülük etmişlerdi. Sahra bile... onun gibi bir kadının kimseye böyle bir şey yapmaya hakkı bile olamazdı. Evli bir adamın metresiydi ve karısına eziyet ediyordu. Sinir katsayım tırmanırken unutmaya çalıştım. Düşümemeliydim çünkü düşünürsem ağlardım. Duramazdım, içimde biriktirdiklerim bir gece ağlamakla geçecek şeyler değildi. Bana günler lazımdı hatta belki haftalar, aylar...

Midemi bulandırıyorlardı. Öyle ki yüzlerini bile görmek istemiyordum. Neden böyleydi, anlayamıyordum. Bir insan neden kötü olurdu, anlayamıyordum. Bana neden kötülükler yapmışlardı anlayamıyordum. Ben kime ne yapmıştım, onu hiç bilmiyordum. Ama Cahit Bey'in ne istediğini biliyordum. Derdi beni kölesi etmekti. Yıllardır yapmaya çalışıp yapamadığı şeyi yaptırmaktı. Bu akşam işlediğim suçla onun avuclarının içine özgürlüğümü bırakmış mı sayılıyordum? Onun ellerinden koparıp almaya çalıştığım özgürlüğü kendimi ona mahkum ederek mi alıyordum... İsteği açık ve netti. Parmağımdaki alyansı çevirmeye devam ettim. İstediği beni hayatı boyunca kendisine para kapısı yapmaktı.

-Meyus Serisi 1- LAYEZALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin