Taehyung afallayarak geri geri gittiğinde Jungkook'ta yaklaşmıştı aralarındaki mesafeyi daha da kapatarak. Jungkook, Taehyung'un ona karşılık vermesine sinirlenerek Taehyung'un dudağını acımadan dişlerinin arasına almış, tavşan dişlerini pembemsi dudaklara geçirmişti. Taehyung acıyla inliyerek kendine gelmiş ve bu dudaklara karşılık vermek mecburiyetinde kalmıştı ya da öyle hissetmişti. Jungkook biricik sekreterinin ona karşılık vermeye başladığında savaşan dudakları tebessümle iki yana kıvrılmıştı. Bunu Taehyung çok rahat bir şekilde anlamıştı. Öpüşmeleri en sonunda derinleşmekle beraber daha da hoyratlaşmıştı. Sanki dudakları öpüşmüyor, savaşıyorlardı. Taehyung ağzını araladığında Jungkook'un dilini davet etmişti. Jungkook ise tabikide bu daveti geri çekmemişti. Jungkook'un da o sıra öpüşürken de elleri hiç durmuyordu. Çok hızlılardı, her an her yerdeydiler, aynı sahipleri gibi. Taehyung bu hıza yetişemiyordu, çünkü alışık değildi. Eller en sonunda yerini bulmuştu, Taehyung'un kalçası. Jungkook Taehyung'un kalçasını sıktığında, bir inilti kazanmıştı. Jungkook Taehyung'un kalçasından tutarak kaldırdığında öpüşmeleri devam ediyordu. Taehyung bacaklarını Jungkook'un beline sardığında Jungkook elini Taehyung'un kalçasından çekmiş, Taehyung'un saçlarına yerleştirmişti, yumuşak saçlara. Taehyung saçına değen ellerle geçmişe bir yolculuk edip rahatlarken bir anda kendini kağıtlarla dolu olan masada bulmuştu, patronunu ise tam üstünde. Jungkook Taehyung'un üzerine eğilerek dikkat çekici esmer boynu daha da görüş açısına girmesini sağlamıştı. Esmer boyna adete bir sırtlan gibi saldırmıştı. İlk önce ısırıyor, sonra ise emerek öpücükler bırakıyordu, esmer boynun her zerresine. Taehyung ise inlemekten başka hiçbir şey yapamıyordu, ne de olsa patron Jeon Jungkook'tu. Jungkook, duruşunu Taehyung'un üzerinde dikleştirip, Taehyung'un gömleğinin düğmelerini yavaşça açmıştı, ellerini esmer tene sürterek. gömleği tümden açıp odanın bir köşesine fırlatmıştı. Şuanlık odak noktası gömlek değildi. Jungkook gördüğü manzarayla birlikte şok olmuştu. Taehyung'un göğsü yara bere içindeydi, çürükler ve daha nasıl oluştuğu bilinmeyen morluklarla doluydu. Jungkook tekrar Taehyung'un üzerine eğilerek kaldığı işine bu sefer diliyle devam etmişti. Dili yavaşça aşağılara doğru iniyor bazı yerlerde turlar atıyordu, özellikle de morluk ve çürük olan yerlere ayrı bir ilgi gösteriyordu. Çürük olan yeri ilk önce yalıyor sonra ise öpücükleriyle şenlendiriyordu. Dili yavaşça inerken Taehyung'un pantoluna denk geldiğinde Taehyung birden onu itmiş, bir köşeye fırlatılan gömleğini alarak, odadan hızlıca çıkmıştı.
yine biliyorum çok geç attım bolümü, affedin be yawrucaklarım, bir sonraki bölümde görüşürüüüz ❤