1.Bölüm

173 38 107
                                    

Rüzgar'ın yüzüme savurduğu ince kahverengi saçlarım ve üşümüş ellerimi sıcak nefesimle ısıtmaya çalışıyordum. Öte bir yandan ayaklarımı ileri geri sallıyordum. Yeni evimizin arka bahçesinde ki zincirleri paslanmış her an kopup düşecekmiş gibi duran salıncakta oturuyordum.

Henüz 18 yaşımda son sınıf öğrencisiyim. Seattle'dan Alaska'ya babamın tayini yüzünden gelmek zorunda kaldık. Babam'la birlikte yaşıyoruz. Henüz 2 yaşındayken annemi kaybetmemin üzerine babamla birbirimizi tanımlıyorduk bir nevi tüm zorlukların altından beraber kalkarız. Annemi hiç hatırlamıyorum ama babamın hep anneme benzediğimi iri kahve gözlerimi annem'den aldığımı söyler. Evet annemin nasıl biri olduğunu hiç bilmiyorum çünkü bir fotoğrafı bile yok.

Şimdiyse babam ve nakliyat çalışanları yeni evimize eşyaları yerleştirirken bende Alaska'nın pek alışık olmadığım soğuk havasını soluyordum. Eski okulumda'da pek sosyal olduğum söylenmezdi. En yakın arkadaşım Jean ve Hailey'den başka pek muhattap olmazdım. Genel olarak asosyal bir kız olmuşumdur. Fakat tek arkadaşlarım'da Seattle'da kaldılar. Ki burda yeni arkadaşlıklar kurabilicekmiyim hiç bilemiyorum bunun pek umrumda olduğu da söylenemez.

Henüz daha oturduğumuz sokaktan başka bir yeri bilmiyordum. Ben yeni sokağımızı düşünürken babamın sesini duydum.

-Nicole! Hadi kızım yerleştirme bitti sayılır. Karnımızı doyuralım.

-Tamam Baba! Geliyorum.

Yavaş bir şekilde eski salıncaktan kalktım ve etrafıma göz gezdirdim. Aslında güzeldi tek katlı müstakil bir evdi burası, daha şimdiden arka bahçesi hoşuma gitmişti yanlızlığı ve sessizliği seven bir insandım hep. Ve bahçenin az ilerisinde ormana giden bir patika yol ve uzun uzun ağaçlarla çevriliydi pek tekin bir yer değildi ama benim için bir sorun teşkil etmiyordu.

Yavaş adımlarla eve doğru adım attım. Evin içerisi pek büyük değidi. Tam babam ve bana göre bir evdi. Az içeride salona adım attım evet eşyaların çoğu yerleştirilmişti. Ve babam ortada duran masanın üzerindeki pizza kutusundan atıştırıyordu. Bende yanına kuruldum ve aç olan karnımı doyurdum.

Yemek'ten sonra odama girdim. Köşedeki arka bahçeye bakan pencerinin önündeki yatağıma oturdum. Ve penceremden ağaçlık ormanı izlemeye koyuldum. Evet zor olucaktı yeni okul, belki yeni arakadaşlar bunlar pek sorun değildi aslında, sadece iyi bir üniversiteyi kazanıp kendi başına bir düzen kurmak istiyordu. Babama daha fazla yük olmak istemiyordum. Kapımın çalınmasıyla kafamı kapıya çevirdim. Babam muzip bir tebessümle bana gülümsüyordu.

-Nicole artık yat dinlen yarın yeni okulunun ilk günü mağlum bugün'de yoruldun, iyi geceler.

-Sanada iyi geceler Baba

Babamın haklı olduğu gerekçesiyle yanı başımdaki gece lambasını'da söndürüp kendimi yarın için uykunun kollarına bıraktım.

~~

İnce tül perdemden vuran loş ışık ve babamın sesiyle gözlerimi hafif araladım.

-Hadi Nicole kahvaltı hazır yarım saat vaktin var. Daha ilk günden geç kalmak istemezsin değil mi?

-Ah... ta..bi baba.

Uyku mahmurluğuyla yataktan kalktım. Lavoba'da işlerimi halledip, yeni okul formalarımı giydim. Hafif dizlerimin üstünde Koyu bir lacivert etek üstümde'de beyaz bir lacoste ve dizlerime kadar gelen siyah bir çorap ve sneakrlarimla hazırdım. Saçlarımı her zamanki gibi serbest bıraktım fazla özen göstermeyi sevmiyordum.

Mutfağa geçtim. Babam her zaman ki gibi şık bir gömlek ve elindeki gazetesini okuyordu. Karşısına oturup kahvaltımı bitirdim. Babamla pek bir sohbet etmezdik zaten. Üzerime montumu alarak aşağıya indim. Babamda geldikten sonra arabayla yola çıktık.

Oldum olası yolculukları sevmezdim. Alaska Seattledan çok farklıydı soğuktu ve şehrin enerjisi neredeyse hissedilmiyordu.Belki de tek hoşuma giden şey bu "uzak ve sessiz" ben aklımda ki düşünceler ile çetişirken babamın sesiyle öne doğruldum.

-Evet geldik.

-Teşekkürler baba, görüşürüz.
-Hey Nicole?!

-Efendim?

-Neyse yok birşey iyi dersler herhangi bir sorun olursa ararsın seni alırım.

-Tamam baba

Ve yeni okuluma ilk adımımı attım.

OrmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin