Y/N: Flashbackler yok bu bölümde. İyi okumalar!❤️
Yüzüme bakan anlamsız bakışları bittiğinde koluma başladığı dövmeyi yapmaya devam etti. Jungkook'un kalkan kaşlarını görmezlikten geldim ve dudaklarımı birbirine bastırıp Yoongi'yi izlemeye devam ettim.
Nasıl bu kadar ruhsuz olabiliyordu?
Koluma ölüm ilanımı damgalarken bir daha yüzüme bakmadı. Bense gözlerimi benden kaçıran bakışlarından ayırmadan dövmeyi bitirene kadar ona bakmayı sürdürdüm.
Buradaki ilk günümde bu yüzden bu kadar rahat olmalıydı, zaten bir Akrep üyesi olduğu için orada görünmesi onun için bir sorun teşkil etmiyordu.
"Artık resmi olarak bir Akrep ajanı haline geldin Jung Nara, yaşadığın süre zarfı boyunca sadakatin ve bağlılığın bu çeteye olmak zorunda." dedi nihayet yüzünü bana döndürdüğünde. "Aksi ölüm demektir."
Alayla gülümsedim. "Sadakat."
Kaşlarını çatıp devam etti. "Burada öğrendiklerin ve öğreneceklerin tamamen Akrep ininde kalmak zorundadır, herhangi bir bilgi sızıntısı diline mal olur."
Dolan gözlerimi kırpıştırarak başımı salladım. "Dilime."
"Liderin izni dışında herhangi bir Akrep ajanına verdiğin zarar eline, bacağına belki de koluna mal olacaktır."
Yutkundum. "Elime, bacağıma veya koluma."
"Akrepler, son günüme kadar!"
Tüm salon bu cümleyi tekrar ederken dişlerimi sıktım, herkes bu cümleyi tekrar etmemi bekliyordu böylece tören sonlanabilirdi.
Kesik bir nefes alırken hayal kırıklığımı yeterince yansıttığına inandığım gözlerimi ondan çekip Jungkook'a çevirdim. Söylememi beklediğini başını hafifçe sallayarak belli etti.Tiksintimin yüzüme yansımamasına özen göstererek başımı Yoongi'ye çevirdim ve tükürürcesine tekrarladım.
"Akrepler, son günüme kadar."
Salondan gelen cansız alkış eşliğinde hışımla ayağa kalktım ve Yoongi'ye sertçe çarparak salondan çıktım, kapıda gördüğüm ilk Akrep'e odamı sorduktan sonra birkaç kere kaybolarak odama varmayı başarmıştım.
Önümü göremememden de kaynaklanmış olabilirdi, emin olamıyordum.
Sertçe çarptığım ahşap kapıya bakarak içimde tuttuğum çığlığı bıraktım ama yeterli değildi.
Hiç rahatlamış hissetmiyordum.
Hayır, hiçbir şey hissetmiyordum.
Elimi sakatlama riskini görmezlikten gelerek kapıyı yumruklamaya başlamıştım, aniden açılan kapı ve beni oradan uzaklaştıran
Jungkook ne zaman beni duvara sıkıştırmıştı bilmiyordum.
"Bırak." dedim tıslarcasına.
Anlamsız bir şekilde beni süzdü.
"Bırak dedim."
Başımın iki yanında tuttuğu bileklerimi daha da sıktığında bacağımı onu tekmelemek için kaldırmıştım ki bundan kolayca kurtulup yüzümü duvara yapıştırmıştı.
Reflekslerim bile ölüydü.
Hislerim gibi.
"Lider onayı dışında herhangi bir Akrep ajanına zarar vermenin sonuçları var Nara ve ilk günden bir uzvunu kaybetmeni istemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is a losing game | jungkook
Fanfic"Bu sefer aşka oynamaya var mısın?" | Tamamen @anidendolunay 'a ithaf edilmiştir.