Medyada yekta
Telefonumun çalmasıyla irkikdim.
Arayan babamdı.
-Efendim baba.+Nerdesin sen.
-Evdeyim, çok yoruldum,uyuya kalmışım.
Pazar günü maç var ve sen uyuyor musun? 15 dakika içinde spor salonuna gel!Tam ne kadar yorgun olduğumu söyleyecekken telefonu yüzüme kapadı. Sinirle yataktan çıkıp elimi yüzümü yıkadım. Saate baktığımda 10 olduğunu gördüm. Bugün yeterince antrenman yapmıştık. Tabii ama her şeyin mükemmel olması gerekiyordu.
Çocukluğumdan beri basketbol oynuyorum. Bu işte yeterince iyiyim.Yani en azından maçı kazanıcak kadar. Zaten takımın da kaptanıyım. Babamda takımın koçu olduğundan üstüme çok geliyor.
Ben bunları düşünürken telefonuma mesaj geldi.
Gönderen babam:
15 dakika dolmak üzere.
Söylene söylene yataktan kalktım. Üstümü giydikten sonra aşağıya indim. Tam kapıdan çıkacakken ne kadar aç olduğumu fark ettim.Mutfaktan bir elma alıp dışarı çıktım. Spor salonu yürüme mesafesindeydi. 5 dakika sonra spor salonundaydım. Mete'yi görüp selamlaştık.
-Naber kardeşim,lan gözlerinin altına bak iyi misin sen?
+ Yorgunum, uykudan kaldırıp antrenmana getirtti.
+Boşver kardeşim maça az kaldı zaten sonra rahatlarız.
-İnşallah kardeşim
Babamın yanina gittim. Ali'yle konuşuyordu. Benim geldigimi görünce tamam gidebilirsin dedi.
-Sonunda teşrif ettiniz. Hadi hemen hazırlan maç yapıcaz
Spor salonuna gidip işimi hallettikten sonra maç başladı. Maç bittikten sonra o kadar yorulmuştum ki yere uzandım tabii benimle birlikte nerdeyse bütün takım. Onlar da haklıydılar neredeyse 3 ay boyunca ağır antremanlarla bu mac için hazırlanıyorduk. Babam
-Bu kadarlık yeter yarın saat 8 de burda olun. Daha çok çalışmamiz lazım. Yeterince iyi değilsiniz
Takımdan bende dahil itirazlar çıktı. En sonunda
- Pestilimiz çıktı maçı LeBron Jamesle yapmıyoruz. Sadece bir maç eğer kaybedersek de canımız sağolsun.
-İtiraz istemiyorum,maçı kaybetme gibi bı lüksünüz yok, hadi kalkın
Çocuklarla giyinme odasına gittik. Sercan:
-Bu kadar çok çalışıyoruz, bir tatili hak ettik çocuklar. Bizim bodrumdaki yazlığa gidelim bir kaç gün takılırız .
Çoğu kişi Sercan a hak verdikten sonra Mete:
-E kanka sen gelir misin?
Ali:
-Tabii ki de gelicek takımın kaptanı sonuçta+Şu maçı kazanalim da ondan sonra bakarız ama gelmek çok isterim. Dediğin gibi tatile ihtiyacımız var kardesim. Eyvallah.
Çocuklarla vedalastiktan sonra babamın yanına gittim.Babam dışarıda beni bekliyordu. Yanina vardığımda
-Bizim çocuklarla konuştuk. Sercanin Bodrum'da yazlıkları varmış. Oraya gidelim dedik. Hem kafamız da dağılmış olur. +Maç bitince konuşuruz .Tamam dedim. Eve geldiğimde direk üstümü değişip,duş aldıktan sonra yatağa uzandım. Zaten direk uyuya kalmışım.
O pazar günü sonunda gelip çarpmıştı. Pazar gününe kadar yine antremanlarla devam etmiştik. Şu anda giyinme odasında çocuklarla birlikte ısınma hareketlerini yapıyoduk. Babamın takımı çağırmasıyla yanına gittik.
3.kişinin ağzından
Adam karşısındaki çocuğu iyice tembihliyip yapması gerekenleri anlatıyordu. Aslında çocuk yaptığının ne kadar yanlış olduğunu bilmesine rağmen bunu yapması gerekiyordu. Çünkü kaybetme şansları yoktu. Yekta'nim ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu herkes iyi biliyordu. Bu yüzden maçtaki çocuklar giyinme odasından çıktıktan sonra Yekta'nin ve diğer çocukların suyunun içine uyku ilacı attı.İlacı suyun içine atarken hiç cekinmiyordu. Direk etki etsin diye bol bol koyuyordu.Seslerin geldiğini duyunca hemen koşarak çıktı. Yüzünde hain bı gülümseme vardı. Galibiyetin sahibi olacaklarını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
RandomGenç kız okuduğu kitapta bu kelimeyi görmüştü. Dilhun Anlamını merak etmişti. Araştırdıktan sonra içi kan ağlayan, büyük bı üzüntü içinde olan demek olduğunu öğrendi. Sebepsizce bu kelimeyi kendine çok yakın gördü. Peki bu kadar yakın görmesinin,onu...