CATBOY ~JİKOOK

~FİNAL(1/2)~

Öncelikle bir şeyden bahsetmek istiyorum. #WATTSY2019'a katıldım. Kazanamayacağını biliyorum, sadece şansımı denemek istedim.

Wattsy hakkında bilgisi olanlar buradan veya mesajlardan yardımcı olabilir mi?

NOT1= BU BÖLÜMDE BOLCA ZAMAN ATLAMALARI OLMAKTADIR VE BÖLÜM UZUN OLDUĞUNDAN KONTROL EDEMEDİM. YANLIŞLARIM VARSA AFFOLA.

SİZİ SEVİYORUM.

İYİ OKUMALAR

---MİN YOONGİ---

1ay sonra

Koltukta uyuyan, Hoseok'un yanına geçerek yere oturdum. Bileklerinde ki zincirlerin canını yakmadığına emin olmak için uyandırmamaya çalışarak kontrol ettim.

Bu kelepçeleri kendisi istemişti. Bana zarar vermekten korktuğu için, bu şekilde onun yanında kalmama izin vermişti.

Onu bu kadar acı çekerken görmek, berbat birşeydi. Kolları yara içindeydi. Kendine zarar vermişti. Kendini kaybetmiş ve bana da zarar vermek istemişti.

Ben zincirlerin uzanamayacağı kadar uzağında durduğum için, bana yaklaşamamıştı. Bu yüzden bu kelepçeleri neden istediğini o anda çok net bir şekilde anlamıştım.

Kanım donmuştu. Öyle acı çekiyordu ki, gerçekten kelimenin tam anlamıyla kanım donmuştu.

Boşalttığımız içinde sadece bir koltuğun olduğu odada yarı çıplak, acı içinde kıvranırken, hiç bir şey yapamamak öyle koymuştu ki. Gözyaşlarıma hakim olamamıştım.

Nefesim kesilmiş, biri beni boğuyormuş gibi hissetmiştim.
Kollarımda ki, yaralara baktım.

'Öleceğimi de bilsem, kendisine zarar vermesini engelleyeceğim' diyerek yanına gitmiştim. Üzerime saldırmıştı. Ancak kollarımı sımsıkı sararak onu sakinleştirmiştim.

Çok fazla zarar görmüştüm. Gerçekten öleceğimi dahi düşünmüştüm. Çok zor da olsa büyüme gerçekleştikten dakikalar sonra sakinleşip, kucağım da ağlayarak uyuyakaldığında onu bu koltuğa yatırmış ve yaralarımı sarmıştım.

Uyandırmamaya dikkat ederek, onun da yaralarını sardıktan sonra biraz uzaklaşarak uykuya kendimi bırakmıştım.

Saçlarını yavaş yavaş okşayarak, yanağına minik öpücükler kondurmaya başladım.

Kıpırdandıktan sonra, inleyerek gözlerini açmış yüzünü buruşturarak, aralık kırmızı dudakları arasından derin bir nefes vermişti.

Gözlerini açtıktan sonra bir kaç dakika sakince etrafta gözlerini gezdirdi. Gözleri bu sefer vücuduna döndüğünde sargı bezlerinin içinde kaybolmuş kollarıma, elimin üzerinde ki yara bantlarına, boynuma ve yüzüme tek tek baktı.

Kendi vücuduna da göz gezdirdikten sonra dudaklarını büzmüştü. Dolmaya başlayan gözleri ve büzdüğü dudağıyla tam anlamıyla bebek gibiydi.

Büzdüğü dudağına minik bir öpücük kondurup, saçlarının arasında ki elimle anlına dökülen saçları geri attım.

Doğrularak cebimden çıkardığım anahtar ile kelepçeleri açtıktan sonra zincirleri koltuktan uzağa attım.

Kısık ve yumuşak bir ses tonuyla yaklaşarak, kenara kaymasını söylediğim de hemen yattığı yerde arkaya doğru gitmiş ve benim için yer açmıştı.

Yanına uzanarak kollarımın arasına aldığımda yüzümü boynuma gömmüş ve kuyruğunu koluma sarmıştı. Biraz kaşındırsa da umursamadım.