Ateş Kadar Hararetli

2.1K 346 41
                                    

Baekhyun sabahın ilk ışıklarıyla uyandığında Kris kapının önünde babasıyla sohbet ediyordu. İkisine de günaydın demeden banyoya koştu ve sabah rutinlerini uyguladı. Üzerine babasının her zamanki gibi ayırdığı takım elbiseyi giyerek sonunda yanlarına gitti.

"Günaydın Prens Baekhyun, bahçeye gitmek ister misiniz?"

"Neden?"

Kral Lux koluyla Baekhyun'u dürttü. "Daha kibar ol!"

Baekhyun gözlerini devirerek tekrar Kris'e döndü. "Günaydın Prens Kris. Neden bahçeye gidiyoruz?"

"Minik bir sürpriz."

Baekhyun'a elini uzatsa da Baekhyun eli görmemiş gibi yaptı ve bahçeye yürümeye başladı. Dışarı çıktığında Junmyeon ve Sehun kapının önünde onu bekliyorlardı.
"Günaydın çocuklar!"

"Günaydın Işık Prensi." İkisi de Baekhyun'a yabancı bakışlar atıyorlardı. Baekhyun ne olduğunu soramadan Kris yanlarına geldi.

"Prens Junmyeon ve Prens Sehun bana yardım etmeyi kabul ettiler."

"Ne için?"

"Benden obsidyen taşı istemiştin, yanılıyor muyum?"

"Ah..." Baekhyun hızlıca başını salladı ve kenara çekildi.

Kris uzanıp Junmyeon'un elini tuttu ve ikisi de aynı anda gözlerini kapadı. Ellerinin içinde ateş ve su birleşerek lav oluşturduğunda Sehun ellerine doğru üfledi. O kadar hızlı bir nefes üflemişti ki Baekhyun bir an arkadaki ağaçların devrileceğini düşündü.

Sonunda Kris'in elinde aniden soğutulduğu için oldukça kırılgan görünen siyah bir taş oluştu.
"Teşekkürler, beyler." Kris ikisini selamlayıp hızlıca gönderdiğinde Baekhyun gerilmişti. Yine ikisi kalmıştı.

Kris gülerek Baekhyun'a yaklaştı ve taşı ona uzattı. "Şekil vermemi ister miydin?"

"Hayır, teşekkür ederim." Baekhyun taşı aldıktan sonra Kris'e artık kibar davranmak için hiçbir nedeninin olmadığını fark etti. Taş sonuçta artık ondaydı. "Prens Kris..."

"Hm-hm?"

"Neden bunu yaptın?"

"Neyi?"

"Anlamaza yatmayı kes." Baekhyun sinirli bir şekilde ona doğru geldiğinde Kris biraz daha dikleşti. "Benden ne istediğini öğrenmek istiyorum."

"Işık'ı."

"Ne?"

"Işık'ı Ateş'le birleştirmek istiyorum ve sanıyorum ki kız kardeşin yok?"

"Hayır, yok. Ama... Bunun için kendi hayatını mahvediyorsun. Benimkini de."

"Bu diplomatik bir anlaşma. Beni sevmene gerek yok."

"Ama... Bunu..." Baekhyun derin bir nefes aldı. "Bunu Chanyeol'a yapmamalısın. Eğer benim bir kardeşim olsaydı ona asla ihanet-"

Kris gülmeye başladığında Baekhyun susmak zorunda kaldı. "Bak, Işık Prensi." İşaret parmağını Baekhyun'un çenesine bastırdı ve yüzünü kendine yaklaştırdı. Aralarında az bir mesafe kalmıştı ve Baekhyun gözünü bile kırpmadan ona bakıyordu. "Chanyeol ve senin aranda olan hiçbir şey umrumda değil. Chanyeol da umrumda değil, sen de. Siz hiçbir vasfı olmayan insanların romantik işlerle uğraşmasını anlıyorum ama ben meşgul bir insanım."

Baekhyun sinirden istemsizce ellerinden bordo ışıklar çıktığını fark etti. Ellerini arkaya sakladı ve bunu görmesini engelledi. "Buna çok pişman olacaksın Kris."

Galaxy's In His Fingertips || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin