Bölüm 1 ~KADER

701 98 100
                                    

" Hiç kimse kaderini değiştiremez ve kaderinden kaçamaz. "
~ Goethe

Kayseri / Boztepe 1971

Bazı anlar kaderini baştan yazar, insan hiç farkında olmaz derler. Ben doğduğum andan beri hayatım hep yokluk, sefalet içindeydi. Annem Sivaslı bir Anadolu kadını, babam belediyede çalışan bir adamdı. Para sıkıntımız yoktu, bizim sevgi sıkıntımız vardı. Babam, her ne kadar çalışıp para kazansa da bizi sevgisinden hep mahrum bırakırdı. Ev ortamımız  sakin geçerdi, biz uyurduk annem geç saatlere kadar oturur babamı beklerdi. Babam bazen arkadaşlarıyla meyhaneye içmeye giderdi. Babam eve gelince az uz kulağıma kavga sesleri gelirdi. Ne kadar kavga etseler de babam annemin gönlünü almasını he zaman bilirdi. Bazı geceler uyuyamaz gaz lambasının ışığına bakarak ablamla konuşurduk. Bu konuşma annem gaz lambasını kapatmaya gelene kadar sürerdi. Uyuyor numarası yaparken uykuya dalardık. Sabah güneş doğmaya başlarken horozların sesine uyanırdık. Ablamla kalkar yazmayı kafamıza örter bahçeden üç beş domates, salatalık ve yeşillik toplar, annemi uyandırırdık. Annemle beraber çay demler ve sofrayı kurmasına yardım ederdik. Herkes üç beş lokma bir şey yer kalkar işinin başına geçerdi. Ablam ve benim her zaman yapacak çok işimiz olurdu. Sedirlerin minderleri çırpılır, kapının önü süpürülürdü. Bahçeyle annem ilgilenir ev işi bitince bizde ona katılırdık. Kardeşim Hayriye' de akşama kadar peşimizde dolanırdı. Bazen de arkadaşlarıyla oynamaya giderdi. Annem öğle yemeği vakti yaklaşınca yemek yapar benden kardeşimi çağırmamı isterdi. Tahtadan yapılma bahçe kapısını açar, kapının önündeki sokakta arkadaşları ile oynayan Hayriye'ye seslenirdim. Öğle yemeğinden sonra Hayriye gene arkadaşlarının yanına giderdi. Arkadaşlarıyla ana yola kadar koşar yoldan karşıya geçip, az ötedeki ağaçların arasına girip kaybolurdu. Bazen orada kardeşimi bulmakta çok zorlanırdım. Ne kadar annem oraya gitmesine kızarsa kızsın Hayriye annemi hiç dinlemiyordu. Yine öyle bir gündü...

Öğle yemeğimizi yemiştik Hayriye sabırsızlıkla sofradan kalktı, anneme bakıp gülümsedi.

" Anne gidebilir miyim? "

Annem, Hayriye' ye derin derin baktı. Kardeşimin oraya gitmesini hiç istemediği yüzünden anlaşılıyordu, ama sanki kardeşimide üzmek istemiyordu.

" Çok dikkatli ol ama tamam mı kızım? " Hayriye yüzündeki gülümsemeyle anneme yaklaşıp yanağını okşadı.

" Seni seviyorum Anneciğim! "

"Bende seni seviyorum güzel kızım. "

Hayriye geri çekilip anneme el salladı ve arkasını dönüp gitti. Bir huzursuzluk vardı içimde sanki bir şey olacak gibiydi. Kötü şeyler düşünmeyi bırakıp ablam Şefika'nın sofrayı kaldırmasına yardım etmeye başladım. Annem ise bahçenin işlerini bitirmek için kalkıp bahçeye çıktı, bizde ablamla birlikte bulaşık yıkamak için annemin arkasından bahçeye çıktık. Bahçede kocaman betondan yapılma bir havuz vardı. Onun içinde ablamla bulaşık yıkardık. On dakika kadar sonra, bahçemizin tahta kapısı gıcırdayarak açıldı, İki kadın, yazmasıyla ağzını kapamış gözyaşlarıyla anneme bakıyordu.

Annem ne olduğunu anlamak için bahçe işi yapmayı bırakıp onların yanına yaklaştı. Komşumuz Fatma teyze annemin omzuna elini koydu.

" Perihan sakin ol ama bir şey diyeceğim. "

" Bir şey mi oldu? "

" Hayriye... " dedi ve kapıyı gösterdi. Annem daha fazla duramadı ve tahta kapıyı açıp sabırsızlıkla koştu. Bende annemin arkasından koştum. Komşularımızda arkamızdan geliyordu. Annem hızlı hızlı sokakta anayola kadar yürümeye devam etti. Hayriye' ye ne olmuştu? Sokağın sonuna geldiğimize karşımızda birkaç insan anayolda yerde yatan birinin başında bekliyordu. Annem oraya doğru koşmaya başladığında, bende koşmaya başladım. Annem insan kalabalığının arasından geçerek yere oturdu. Ben hala koşuyordum. Annemin çığlığını duyduğumda olduğum yerde donakaldım. Kardeşimin adı kulaklarımı doldurdu. İnsanların sesleri birbirine karıştığında, önümden bir araba geçti. O koca yol annemin acı çığlıklarıyla doldu. İnsanların bazıları geri çekildiğinde, Annemi kardeşimin cansız bedenini göğsüne bastırmış bir halde çığlık atarken gördüm. Gözlerim dolmaya başladığında, arkamda durduğunu bilmediğim ablamın' da çığlık sesi kulaklarımı doldurdu. Ablam kardeşimin cansız bedeni ve anneme doğru koşarken ben olduğum yerde öylece duruyordum. Şok olmuş bir vaziyetteydim. Gözyaşlarım hızla akmaya devam ederken insanların acı acı bakan gözleri bizim üzerimizdeydi.

İKİ KADININ KADERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin