~ Resmi yana kaydırınca bir türkü var okurken size söylediğim kısımda türküyü açıp dinleyebilirsiniz.
Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki "Kim o" de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim.
~MevlanaKayseri / Boztepe 1979
Kader...
Ne kadar basit bir kelime. Herkesin diline dolanmış, çürümeye yüz tutmuş ve basitleşmiş. Basitleştirilmiş...
İnsanoğlu her şeyi basitleştiriyor ve değersiz kılıyordu. Oysaki " Kader " basit görünen bir kelime bile olsa kendisi oldukça güçlüydü. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren elimize tutuşturulmuş olan tek şeydi Kader. Öyle ki bunu seçme hakkında bile sahip değilsin. Sadece sana sunulanı yaşamak zorundasın. Dünya durmaksızın dönüyor, mevsimler oluşuyor, gece ve gündüz sürekli yer değiştiriyor. Her şey bir düzen ve uyum içinde ilerliyordu. İnsanlar doğuyor, büyüyor ve ölüyordu. Daha garip olan ise hepsinin kader denen şeyde yazılı olmasıydı. Kader, insanın en kötü şeyleri yaşamasına sebep bile olsa bize bazı armağanlar veriyordu. Bunca kötü şeye katlanmamıza sebepler veriyordu. Sevdiğimiz insanlar gibi...
İşte benim kaderimin bana vermiş olduğu en güzel armağan ise Orman yeşillerinin sahibiydi. Kader, benden sevdiğim iki insanı almış onun yerine bu adamı göndermişti. Karşımda bana merakla bakan Leyla' ya onu nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Ne tepki verirdi onuda bilmiyordum. Bir insanın yaşadığı güzel şeyleri paylaşma ihtiyacı çok garip bir şeydi.
" Bir adam var..." dedim Leylanın gözlerine bakarak.
" Kim olduğunu bilmiyorum. "
Leylanın ifadesi ciddi bir hal aldığında ne diyeceğini bilmiyordum.
" Kim olduğunu bilmediğin adamlarla mı görüşüyorsun Hikmet? "
Leyla' ya endişeli gözlerle bakmaya devam ettiğimde konuşmasına devam etti.
" Kimdir, nedir bilmiyorsun bile! "
" Henüz bilmiyorum ama öğreneceğim. "
Leylanın bana böyle çıkışmasını beklemiyordum. O bana böyle şeyler anlattığında ben bu tepkiyi vermiyordum. Bu normal miydi?
" Hikmet, sen çok safsın! "
Elbette ben çok saftım. Bir kere bu konularda hiç tecrübem yoktu. Tecrübem olmadığı için bunu Leyla ile paylaşmak istemiştim.
" Saf olabilirim ama her insan bir şansı hak eder Leyla! "
Leyla bana endişeli gözlerle bakmaya devam etti.
" Anlat bakalım ne oldu bu adamla? "
Orman yeşillerinin sahibi ile yaşadığımız şeyler aklıma gelince sırıttım. Leyla, sırıtmama bakarken ifadesini bozmadı.
" Bakkalda karşılaştık ve beni evime bırakmak istediğini söyledi. Bende izin verdim. Kim olduğunu bilmiyor olsamda öyle güzel gözleri var ki Leyla. Baktıkça içine çekiyor. " Onu gördüğüm ilk anda soğuk bakışlarına karşın sımsıcak yeşilleri olduğunu fark etmiştim. Gözlerinin derinlerinde yanan küçük alevler tehlikeye davet gibiydi. Kalın kaşları ve ona ciddiyet katan sivri burnu vardı. Sert mizacına karşın hemen yumuşama özelliği vardı.
" Gözlerinin derinindeki merhameti gördüm. O herkesten farklı. Çok farklı... Hayatımda gördüğüm en tuhaf adam diyebilirim. Soğuk ve sert görüntüsünün ardında sanki başka bir adam var. "
Leylanın meraklı gözleri şaşkınlıkla büyürken ona nasıl göründüğümü merak ettim.
" Onu tanımak istiyorum Leyla. Onu çok merak ediyorum. "
Leyla elini omzuma koydu ve bana bakmaya devam etti.
" Ben biliyorum. Sen geri dönüşü olmayan bir yola giriyorsun. Ne yap et yol yakınken geri dön! İyi şeyler hissetmiyorum. "
Geri dönmek mi?
Benim hikayem daha başlamamıştı. O ormanda doğru düzgün nefes bile alamamıştım. O yeşillere doya doya bakamamıştım. Ne geri dönmesinden bahsediyor bu?
" Kim ne derse desin Leyla, ben asla geri dönmeyeceğim! "
Leylanın içine düşen korku gözlerine yansımıştı. Yalvaran gözlerle bana bakmaya devam etti.
" Belki tanısan nefret edeceksin? Belkide güvenmeyeceksin ha? Belki kötü biri? Kurban olayım beni dinle! "
Leylanın henüz onu görmeden bana kötülemeye hakkı yoktu. Ben onu görmüştüm. Güven veren gözlerini görmüştüm. Gülümsemesini görmüştüm! Bende tanımıyor olabilirdim ama Leyla hiç tanımıyordu. Bu korku onun içine nereden düştü bilmiyorum ama bir an önce gitse iyi olurdu. Kapının aniden açılmasıyla karşımda simsiyah gözlerlerle bize bakan Emine'yi gördüm. Sanırım tartışmamıza kulak misafiri olmuştu.
" Bir sıkıntınız mı var kızlar? "
Bunu Emine' ye anlatmam ne kadar doğru olurdu ki? Belki beni Leyladan daha iyi anlardı. Sonuçta kendisi evli bir kadındı. Eminenin merak dolu gözleri ikimizin üzerinde gezindi.
" Hikmet bir adamla beraber, " dedi Leyla. Emine bana dönüp dikkatlice baktı.
" Öyle mi? "
" Henüz beraber sayılmayız. "
" Nasıl sayılmazsınız? Adam seni evine kadar bırakmış! "
" Sadece beni tanımak istiyor. "
Leyla öfkeyle soludu
" Bence seni kullanmak istiyor! "
Nasıl Hilminin beni kullanmak istediğini iddia edebilirdi ki? Hiç görmediği tanımadığı adama kendi bildiği gibi kimlik giydirmeye hakkı yoktu. Onun kötü bir niyeti yoktu. Leylanın çok gereksiz endişeleri vardı. Eğer böyle yapmaya devam ederse aramız bozulabilirdi. Tartışmanın büyüyeceğini fark eden Emine, işaret parmağını havaya kaldırdı.
" İkinizde susun! "
Leylanın öfkeli gözleri Emine' ye döndü. Beni yaktığı gibi onuda yakacaktı. Arkadaşımın bu yanını hiç bilmiyordum. Sinirlenince kendi bildiğinin yapılmasını istiyordu. Ne kadar buna hakkı olmasada.
" Beni dinleyin! "
Eminenin dipsiz kuyu olan gözleri ikimiz arasında gidip geldi.
" Sen bu adamla görüşmek istiyor musun Hikmet? "
Başımı sallarken aklımda bir an bile olumsuz düşünce yoktu.
" Evet. "
" O zaman sana engel olmak düşmez Leyla! "
Leyla bunu duyar duymaz öfkeyle bana baktı.
" Sadece içimde iyi hisler yok. Bu yüzden uyarıyorum onu! "
Emine, Leylanın omzuna elini koydu. Yüzünde sakin bir ifade vardı.
" Seni anlıyorum. Hikmet kendi seçimlerini yapacağı yaşta. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilecek kadar akıllı. "
Emine kalbimde sözleriyle taht kurarken Leyla bu durumdan rahatsız olmuş gibiydi.
" Ve asla bir adama karşı ön yargılı olamazsın! " dedi Leylanın gözlerine bakarak.
" Ama... "
" Hikmet, her şeyi yaşayarak fark edecektir zaten Leyla. "
Ona başımı sallarken Leylanın ifadesi biraz olsun yumuşadı.
" Özür Dilerim. "
Leyla' ya gülümsedim. Benim için endişelendiği belliydi. Ben ona bu konuda kızmıyordum. Endişelenmekte elbette haklıydı ama bana birazcık olsun güvenmeliydi. Her şeyi yaşayarak öğrenmeliydim.
" Önemli değil. "
Leyla aniden bana yaklaşarak kollarını boynuma sardı. Bende kollarımı ona sararak sarışına karşılık verdim.
" Dikkatli ol, " diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KADININ KADERİ
Literatura FemininaYaşadığı cehennemin içinde hergün başka bir azap çeken genç adam, ansızın yasak bir aşkın peşine düşer ve büyük bir sır saklamak zorunda kalır. Bu öyle bir sırdır ki.. ya ona hayat olup nefes verecek. Ya da Azrail olup canını alacak. ...