Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme
Gönlüm duygularını anlatamadığı için
kızarken dilime;
Dilim anlatamayacağı şeyleri
düşündüğü için kızıyor gönlüme...~Mevlana
Kayseri / Boztepe 1979
Tepemizdeki sıcak, kavurucu bir şekilde bizi yakarken gözlerim istemsizce kısılmıştı. Karşımda annem vardı. Gene üzerinde o beyaz elbise... Koyu kahve saçları hafif esintiyle havalanırken, yüzü ifadesizdi. Konuşmadı öylece suratıma baktı. Aramızdaki uzaklık beni korkuturken bir adım atmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım... Kendimi yürümek için zorlarken anneme baktım. Olduğum yerde çakılmıştım.
" Anne! "
" Yanına gelmek istiyorum. "
Annemin kahve gözleri simsiyah dipsiz bir kuyuya dönüşürken ifadesi hiç bozulmadı. Annemin yanına gidebilmek için deli gibi olduğum yerde çırpınırken aniden önümde o adam belirdi. Üzerinde siyah bir gömlek ve siyah bir kot pantolon vardı. Kalın kaşları benden nefret edercesine çatıldı. Sivri burnundan belli belirsiz derin bir nefes verdi. Dudakları istemsizce aralanırken ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Onun arkasından Annemi görebiliyordum. Annemin görüntüsü git gide bulanıklaşıyordu. Anneme doğru koşmak için tekrar hamle yaptığımda gene hareket edemeden öylece kaldım. Acı dolu bir haykırma dudaklarımdan döküldü.
" Anne! "
" Gitme! Gitme ne olur! "
" Bu adamla yalnız bırakma beni! "
Annemin görüntüsü yavaş yavaş bulanıklaşmaya devam ederken fısıldadım.
" Korkuyorum... "
Adam bunu duyar duymaz hızlı adımlarla bana doğru yaklaşırken, Annemin görüntüsü yok olmak üzereydi. Yeşil gözler önümde kızgınlıkla bana baktığında, gözlerinin rengini ilk kez seçebileceğim kadar yakınımda olduğunu anladım. Adamın ormanı andıran gözlerinde kaybolurken dudaklarından bir cümle döküldü.
" Arkana bak! "
Aniden arkama döndüğümde olduğum yerde donakaldım. Denize bakan bir uçurum...
Arkam boşluktu. Tek bir adım atsam hayatım biterdi. Korkuyla uçurumun aşağısındaki mavi denize baktım. Dalgaların acı çığlıkları kulaklarımı doldururken şaşkınlığımı hâlâ üzerimden atamamıştım. Arkamda duran orman gözlü adam bir adım yaklaşarak kollarını belime sardı. Kafasını kulağıma doğru yaklaştırırken sıcak nefesi ürpermeme sebep oldu. Dudaklarından dökülen cümlelerle tüylerim diken diken oldu.
" Bu seni korkuttu mu? "
Başımı korkuyla belli belirsiz sallarken dişlerinin gıcırtısı doldurdu kulaklarımı.
" Korkma. "
" Sen zaten çoktan düştün! "
Belimi saran kolları bir anda gevşeyip beni uçuruma doğru var gücüyle itti. Uçurumdan aşağı düşerken çığlık attım.
" Hayırr! "
Biri beni sarsmaya başladığında gözlerimi zorlukla açabildim. Karşımda ablamı gördüğümde nefes nefese kalmıştım. Ablam alnımdaki ter damlalarına baktı.
" Bu halin ne? "
Gözlerim hızlıca odayı tararken gaz lambasının odamızı aydınlattığını fark ettim.
" Hasta mısın? "
Ablama döndüğümde çok endişeli görünüyordu. " Hayır. Kabus gördüm. " Ablam elindeki bir bardak suyu bana uzattığında endişesi hala geçmemişti. Suyu ellerinin arasından alıp kana kana içmeye başladım. Boş su bardağını ablama uzattıktan sonra kendimi boş yatağa yeniden bıraktım...Kayseri / Cırgalan 1975
Yeşilliklerle dolu bir köy olan Cırgalan oldukça güzeldi. Evlerin çoğu tepe kısımlara kurulmuştu. Tarlalarda çok fazla kırmızıbiber görmüştüm. Bu biberlerle toz biber yapılıp satılıyordu. Dönemeçli yolları bana karadenizi anımsatmıştı. Tarlaların kenarında su akıyordu. Bu su tarla sulama işlemi için tüm Cırgalan' a yayılıyordu. Otomatik sulama sistemi gibi. Bizim kaldığımız yerde böyle bir şey olmadığı için bu köye imrenmiştim. Keşke orada oturmak yerine burada otursaydık. Belki benide Cırgalandan biri isterdi. Olma ihtimali oldukça yüksekti. Memduh eniştemin çevresinde bekar erkekler vardı. Belki onlardan biride beni beğenirdi. Bu hayalime kıkırdadım. Cırgalan hakkında arabada anca bu şekilde gözlem yapabilmiştim. Bu sabah Murat marka süslü bir düğün arabasıyla damat tarafı gelin almaya gelmişti. Tevfik abim ablamın kuşağını bağlarken ağlamayı hiç beklemiyordum. Ablamda bana eşlik etmişti. Tevfik abimin gözleri ise dolu dolu olmuştu. Kuşak bağladıktan sonra Memduh eniştem odaya adımını attı ve Mustafa isimli adam yüksek sesle dua okumuştu. Daha sonra ablam ve eniştem, Murat marka araca bindiler. Bende onlara eşlik ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/163642007-288-k2089.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KADININ KADERİ
Chick-LitYaşadığı cehennemin içinde hergün başka bir azap çeken genç adam, ansızın yasak bir aşkın peşine düşer ve büyük bir sır saklamak zorunda kalır. Bu öyle bir sırdır ki.. ya ona hayat olup nefes verecek. Ya da Azrail olup canını alacak. ...