Bu bölümü sevgili FatmaDandanGulsevgi ithaf ediyorum.
Keyifli Okumalar...SARUHAN
“Saruhan,” dedi bir kez daha.
Onun sesiyle ismimi duymak bir kez daha içimi titretti. Akabinde gözyaşları yanaklarını yıkarken özlemle gülümsedi. “Bunun olması için çok bekledim. Görüyorum ki beklediğime değmiş.”
Belinay’ın sözlerine anlam veremediğim için sessiz kaldım. “En son gördüğüm gibi değilsin. Zihnim nasıl bir oyun oynuyor bilmiyorum, seni daha önce hiç böyle görmemiştim.”Sevdiğimin hakkı vardı, sakallarım oldukça uzamıştı, zayıflamıştım, uykusuz geçen gecelerden ötürü göz altı torbalarım şişmiş ve kızarmıştı. Bir adımla yaklaşıp karşımda durdu.
“En kötüsü de ne biliyor musun?” Dedi titreyen sesiyle. Başımı iki yana salladım.“Sana dokunamamak. Ne zaman sana sarılıp kokunu içime çekmek istesem benden gidiyorsun.”
Belinay’ın neyden bahsettiğini anlamam uzun sürmedi. Gördüğü rüyalardan bahsediyordu. Keşke anlamasaydım, yaralı yüreğimi daha çok kanatmıştı. Cennet çiçeğimin yanaklarından süzülen gözyaşlarını silip ona sıkı sıkıya sarılmak için tarifi imkansız bir heyecan duyuyordum. Ama yapamadım. Ne gözyaşını silebildim ne de sarılıp sıcaklığını hissedebildim.
Ah cennet çiçeğim seni ne çok yaraladığıma gözlerim şahitlik ediyor artık. Sensiz geçen her bir saniye de ben de yara aldım. Yaralarım kabuk bağlamadan üstüne bir yenisi eklendi. Senden saklanıp geçirdiğim onca zaman vicdan azabı ensemden hiç ayrılmadı, sana duyduğum özlem zehirli bir yılan misali bedenimi sardı, nefes alamadım. Senin gibi bende yaralandım.
“Teninin sıcaklığını, kokunu çok özledim,” dedi yine bir kaç damla gözyaşı yanaklarından süzülüp inerken.
“Sarılabilirsin,” dedim onun gibi ağlayarak.
“Ya yine kaybolursan.”
“Söz veriyorum hiç bir yere gitmeyeceğim.”
Gülümsedi. İki adımla aramızdaki mesafeyi kapattı. Yerimde durağan kaldım. Başını kaldırıp yüzüme baktı.
“Söz verdin,” dedi.
Başımı sallayıp onayladım. Kollarını belime dolayıp başını göğsüme koydu. Gözyaşlarını hıçkırıklara dönüştü. Kollarımı beline doladım. Kokusunu içime çektim, sevgilinin kokusuna doymanın imkanı yoktu.
Gözyaşlarım omuzlarına damlıyordu. Bir olmuş iki kırık kalp. Aşk ateşi etrafımızda dolanıyor, bizi birbirimize daha çok bağlıyordu. Ne kadar orada öylece kaldık bilmiyorum, önemi de yoktu. Biz yine bir olmuş, bir beden de can bulmuştuk. Aşkı sadece dilde değil benliğimizle yaşamıştık.
Cennet çiçeğim sakinleşip gözyaşları son bulduğunda bir kaç saniye sessiz kaldı. Akabinde hızla geriye doğru çekildi. Kollarım boşluğa düştü. Korkuyla yüzüme baktı.
“Kafayı yiyorum değil mi? Kalp atışını duymuş olamam, tenin bu kadar sıcak olmuş olamaz. Unutmaya yüz tutmuş olan tenin, kokun bu kadar keskin hissetmiş olamam. “
Temkinle bir adım attım. “Hissettiğin her şey gerçek. Bu rüya değil gerçeğin ta-kendisi.”
“Nasıl? Ben anlam veremiyorum. Bilinçaltım için bu oyun çok fazla.” Dedi bir kaç adım daha uzaklaşarak.
“Bilinçaltının bir oyunu değil bu. Kalp atışımı duydun, tenimin sıcaklığını hissettin. Belinay’ım ben ölmedim hayattayım.”
“Saçma,” diyerek bağırdı. “Saruhan’ım bana böyle bir kötülük yapmaz. Her neysen kes sesini.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ~Düzenleniyor~
Espiritual♡AŞK VE MACERA ROMANI.♡ Aşkı yaşamaya, yanmaya, kalbinizi mühürlemeye hazır mısınız? Onların aşklarına sadece sevdikleri değil; gecenin sessizliği, gözyaşlarının ıssızlığı, koca bir kalabalığın içinde kalmış yalnızlık şahit olmuştu. Eğer gözyaşları...