4.Bölüm|Saudade

129 4 15
                                    

Okyanus ve Uzay Arslan'ın fotoğraflarını şuraya bırakalım,,

Not:Saudade Portekizcede "Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his"anlamına geliyor.

İyi okumalar!♡

Gözyaşları ile yıkanan yüzdendaha temiz yüz olamaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözyaşları ile yıkanan yüzden
daha temiz yüz olamaz.
               -William Shakespeare

•••
Herkes uyumadan önce mutlaka birbirine iyi geceler der.Ama herkesin gecesi iyi olmaz.Bazıları geçmişini kafasına takar,bazıları geleceğini.Dönüp durur da bir türlü uyuyamaz,hayal kurar kimisi,ağlayıp durur birisi. Özlediği insanları özlemeye devam eder.Koyunları sayar son çare olarak.O da fayda etmezse sabah kadar karanlığa bakar durur.Ah,evet!Ben o uyuyamayanlardanım.Yanımda mışıl mışıl uyuyan Ada ve Gece'ye baktım bir daha.Çadırı büyük almıştık güya!Gece yayıla yayıla uyuyor,Ada ve bende birbirimize yapışık şekilde duruyorduk.En son daha fazla dayanamayıp ikisinide uyandırmamaya çalışarak çadırdan çıktım.Tam uyanmadılar diye sevinecekken Ada'nın kıpırdandığını gördüm.Yanında olmadığımı anlamış olacak ki gözlerini açıp etrafa baktı.Çadırın dışında bir eli çadırın fermuarında olan beni görünce"Nereye ya?"dedi uyku sersemi sesiyle."Biraz hava alacağım uyu sen."diyip fermuarı kapattım.Çadırın önündeki mindere oturduğumda derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım ve başımı gökyüzüne çevirdim.Yakamozla neredeyse hiç konuşmamıştık.Bir an telefonumu alıp mesaj atmayı düşünsemde internetin çekmediğini hatırladım.Bana geziye gelebileceğini söylemişti,eğer buradaysa o da zaten bana mesaj atmamıştır diye geçti içimden.Daha sonra "atamamıştır"diye düzelttim.Yakamoz'a içten içe inanıyordum aslında.Bana olan sevgisine,bana verdiği değere,bana isteyerek kötü davranmayacağına inanıyordum.Neden inandığımı bilmiyordum ama kalbimden geçeni yapıyordum.Ve kalbim annem,kardeşim,Ada ve Gece'den sonra ilk defa birinin sevgisine inanıyordu.Şarkı dinlemeye karar verdiğimde çadırın içindeki telefonum ve kulaklığımı alıp bir şarkı açtım.Bu sefer Ufuk Beydemir konuşturuyordu ruhunu."Tenin almış beyazlığını aydan."dediğinde gözlerimi dolunay şeklindeki Ay'a çevirdim."Saçlarının rengi geceden."diye devam etti Ufuk.Bu sefer ben de gözlerimi yıldızlara çevirdim.Yıldızsız gece olur muydu hiç?Yıldızsız bir geceye gece denir miydi?"Bundan geceye sevdam!"diye haykırdı içindeki sessizliği Ufuk.O sırada karşımdaki ağacın altından görünen cılız ışık dikkatimi çekti.Biraz daha dikkatli baktığımda Oğuz'un kitap okuduğunu gördüm.Ya da okumaya çalıştığını desem daha doğru olur.Önündeki kitaba boş bakışlar atıyorken pek okuyormuş gibi gözükmüyordu çünkü.Bir kaç dakika daha kitaba baktıktan sonra kitabı kapatıp yanında duran gitarının üstüne koydu.Arkasındaki ağacın geniş gövdesine yaslandığında gözünden bir damla yaş düştüğünü gördüm.Neden ağlıyordu ki şimdi?Ne olmuştu böyle birden bire?Anlık gelen cesaretle yanına gitmeyi düşünsemde yalnız kalmak ister diye bu düşünceyi kafamdan attım.Etrafta bizden başka hiç kimse yoktu ve sadece cırcır böceklerinin çıkardığı ses vardı ortamda.Ha birde,kulaklığımdan gelen Ufuk Beydemir sesi.Ufuk'un sesi ortamdan yavaş yavaş çekilmeye başladı,şarkının son sözünü de söylediğinde yeni bir şarkıya başlamak istemediğimden kulaklıklarımı kulağımdan çektim ve telefonu kapatıp yanıma koydum.Ortamdaki sessizlikten dolayı Oğuz'un nefes alış-veriş sesini duyabiliyordum.Kesik kesik nefes alıyor ve ağlamaya devam ediyordu.Gözleri hafiften kızarmaya başlamıştı.Derin bir nefes aldığında"Bana bir masal anlat baba."diye fısıldadı.Ben şarkıyı söyleyeceğini düşünürken şarkıyla hiçbir ilgisi olmayan bir söz firar etti dudaklarından."İçinde senin olduğun masalları senin sesinden duyayım artık n'olur."Ben bir kaç dakika boyunca ne olduğunu anlamaya çalışırken Oğuz beni fark etti.Bir kaç saniye bana baktıktan sonra buruk bir tebessüm edip gözünden akan bir damla yaşı sildi.Bende gülümsemeye çalışarak baktım ona.Daha sonra gitarını ve kitabını eline alarak çadırına girdi.Tabii kafasında binbir soru olan ben arkasından bakakaldım.Daha fazla üstelemeden oturdugum minderden kalkıp çadıra uyumaya gittim.
--
Sabah gözlerimi kolumda hissettiğim baskıyla araladım.Gece koluma sık sık vurup"Uyan hadi!"diye mırıldanıyordu.Birkaç saniye sonra gözlerimi ovalayıp çadırın içine baktım.Kızlar çantaları topluyorlardı."Günaydın"dedikten sonra çadırın dışına çıktım.Herkes çadırlarını topluyordu. Rutin işlerimi hallettikten sonra çadıra kızların yanına dönüp çadırı toplamaya başladık."Yarım saat sonra otobüse binecekmişiz."diyen Ada ile birlikte aklıma yine yakamoz geldi.Geleceğini söylemişti,burada mıydı acaba?O da binecek miydi bu otobüse?Peki neden kendini gizliyordu? Sakince nefesimi dışarıya verip kızlarla birlikte öğretmenin yanında gittik.Herkes toplanınca öğretmenin açıklamasını dinledikten sonra kahvaltı için minderlere oturduk.Kahvaltı ettikten sonra çantalarımızı alıp otobüsü beklemeye başladık.Saat 11.40'a geliyordu.Birazdan bizi okula bırakacak olan otobüs gelecekti.Otobüs gelince yerleştikten sonra nihayet yolculuk başlamıştı."Ee nasıldı sizce?"diyen Gece'ye dönüp gülümseyerek"Güzeldi."dedikten sonra Ada'nın konuşmasını beklemeden kulaklığımı çıkartıp rastgele bir şarkı açıp başımı cama yasladım.Kızlar kendi aralarında konuşurken bende gece olanları düşünmeye başladım.Oğuz birden bire ağlamıştı ve babası ile ilgili bir şey demişti.Daha fazla düşünmeden gözlerimi kapattım ve şarkıyı dinlemeye devam ettim."Yarın hatrımı sorsan ne olur?Bugün hevesimi kırdın bir kere..."
Ada'nın kulaklığımı kulağımdan çıkartmasıyla düşüncelerimden ayrılıp"Ne oldu Ada?"diye sordum."Kanka geldik hadi inelim."dediğinde etrafa gözlerimi gezdirdim.Servisin boşaldıgını gördüm.Daha sonra Ada ile birlikte otobüsten inip çantaları almaya giden Gece'nin yanına gittik.Herkes evine gidiyordu,kimisini annesi kimisini babası alıyordu.Köşede arabasından çıkıp kızına sarılan bir babayı gördüm o an gözlerim dolmuştu.Kızlar fark etmiş olucak ki ikiside kollarını omzuma atmıştı.Sohbet ederek eve doğru yürümeye başladık.Eve geldiğimde kızlarla vedalaşıp anahtarımla kapıyı açıp eve girdim.Çantamı yere bırakırken"Sevgili ailem ben geldim!"diye de bağırıyordum bir yandan.Ayakkabımı çıkarttıktan sonra Uzay resmen odasının kapısını tekmeleyerek açıp koşarak yanıma geldi."Hoşgeldin abla!"diyerek kafamı kollarının arasına alıp göğsüne bastırarak sarılmaya başladı.Bir saniye boğuluyorum!"Uzay?Uzay? Uzay bırak ölücem şimdi!"diyerek kollarının arasından çıktığımda derin bir kaç nefes alıp normal bir şekilde ona sarıldım."Hoşbuldum ablacım."diyerek sarıldığım Uzay'dan ayrılıp koridorun başında beliren"Hoşgeldin kızım."diyen anneme sarıldım"Hoşbuldum annem"dedikten sonra annemdende ayrıldım.Annemin un olmuş önlüğüne bakıp"Anne lütfen mantı yapıyorum de!" dediğimde"Abla keşke başka bir şey isteseydin ya!"diyip kahkaha atan Uzay'a döndüm."Bu arada orada internet çekmiyordu diye fotoğraf atamadım kurtuldum sanma hepsini sana göstereceğim."diyip gülerek banyoya gidip elimi yıkadıktan sonra telefonumu şarja takıp çantamdaki eşyalarımı çıkartmaya başladım."Odamı özlemişim"diye mırıldanıp çantamdaki son eşyamıda çıkarttıktan salonda oturan Uzay'ın yanına geçip televizyon izlemeye başladım.Arka sokaklar'ın tekrarı vardı.Uzay'a"Neler oluyor?"diye sordum."Mesut vuruluyor.Ali'nin başı belada."cevabını aldıktan sonra yüzüme tatlı bir tebessüm koyup"Ben en son izlediğimde de bunlar oluyordu."dedim."En son ne zaman izledin?"diye sordu annem koltuğa otururken."2yıl önce."dediğimde ise üçümüz bir gülmeye başladık.İzlemekten sıkılıp odama gittim ve yatağıma uzanıp"En çok seni özledim canım yatağım."diye mırıldandım.Yan taraftaki komodine uzanıp telefonumu elime alırken içimdeki merakı bir türlü bastıramıyordum.Ve bu merak yakamozun mesajından başka bir şey değildi.Twittera girip baktığımda bir mesaj yoktu.Bu sefer ben mesaj atayım bari diye düşünüp mesaj atmaya karar verdim.Sohbet duvarımıza girip"Merhaba."yazdım ama sonra bu çok klişe olur diye sildim."Geziye gelebileceğini söylemiştin.Ben seni göremedim ama."yazdım.Ardından"Okyanus saçmalama direkt selamsız sabahsız böyle yazılır mı?diye düşündükten sonra tam mesajı silecekken annemin"Çocuklar hadi sofraya!"diye bağırmasıyla heyecan yapıp yanlışlıkla mesajı yollamıştım!Çabucak bir şeyler daha yazmalıydım.En sonunda yazacak bir şeyler bulunca mutfağa gidip yemek yemeye başladım.
okyanus:Gerçi orada olsanda seni göremem zaten.
okyanus:Neyse,
okyanus:nasılsın?
--
Yemek yedikten ve yaklaşık bir buçuk saat kitap okuduktan sonra telefonumu tekrar elime aldım.Twittera girdiğimde mesaj geldiğini gördüm.
yakamozBana baktın Okyanus.Gözlerimin içine baktın.
yakamoz:Ama ben olduğumu bilmiyordun.
yakamoz:Olsun,bunlar bana bir ömür yeter:)
yakamoz:sen nasılsın?
okyanus:sen nasıl olduğunu söylemedin ki bana?
yakamoz:Gözlerimin içine baktın diyorum,kötü olma şansım var mı?
•••
Herkese merhaba!:)
Tatilde pek fazla aktif olamadığımız için bölüm geç geldi,kusura bakmayın^^Okunma sayısı 100olmak üzere ve biz bu kitaba başlarken okunacağını bile düşünmüyorduk.Çok teşekkürler!♡

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin