1.2

461 66 44
                                    

Size bir günde iki bölüm

Hadi gene iyisiniz sizi sizi

Media diş kapıdan sonra duvar hayal edin*

Keyifli okumalar yavrum

"Dediğimi yap elması al" dedi lafını tekrarlayarak.

"Sana Neden güveneyim, ya vermezsen?"

"Bazen riske girmek gerek, ama inan o elmasın bana kazandıracağı hiç bir şey yok, satmak ve sonra bu adamlarla uğraşmak istemiyorum bu yüzden sen işimi halet ben de istediğini vereyim"

Alt dudağımı ısırıp düşünmeye başladım. Ha Yoongi ye güvenmek ha Hoseok a, ama dediği iş çok basit, süphelendirmedi değil. Benim düşünme esnasında cebinden parıldayan kocaman taşı çıkardı.

Tüm çıkarım taştaydı, bu kadar yakından görmek ve o fazla göz alıcı, elim istemsizce ona doğru uzanırken Hoseok avucunu kapatıp elini geri çekti.

"A-a-a onu öldür, bunu al"

Gözlerimi kapadığı avucundan çekip ona baktım, yüzünde memnun bir sırıtış vardı.Her ne kadar bu gülüşü hoşuma gitmese de elmacık kemikleri sayesinde en az elmas kadar göz alıcı duruyordu.

"Neden kendin öldürmüyorsun koca çocuk,kandan mi korkuyorsun"

Elmasi elinde bir iki atıp tuttuktan sonra cebine koyup konuşmaya başladı.

"Ben yapardım, ancaaak polisler yakamda biliyorsun elmas çalmak kolay değil yada bilmiyorsun elmasın ben çaldığıma göre"

Histerik bir gülüş atım o sinsi gülüşü ile gülerken.

Benden Yoongiyi öldürmemi istedi, adam öldürmek yaptığım işler arasında değil aslında, ben sadece çalarım, hırsızım ben katıl değil.

Düşünürken ne ara dişlediğimi farkında olmadığım dudağımı serbest bırakıp bana merakla bakan gözlere bakarım. Kararımın yanlış veya doğru olduğunu düşünmeyi es geçerek sunduğu teklifi kabul ettim.

Oyunu bir de bu yandan oynayalım.

.

Yavaşça merdivenlerden iniyorduk, Yoongi ve piano sesi çoktan kesilmişti. Etraf tekrar buruk havasını almıştı sanki. Hoseok elini belime atınca sert bir bakış atıp geri çekildim.

"Ne? Ortak değil miyiz"

"Ortağız, ama bu bana dokunabileceğin anlamına gelmiyor"

Onu orda bırakarak hızla çıkışa ilerledim, arkamdan geliyordu ben se etrafta onu aramaktan kendimi alıkoyamıyordum.

Ordaydı. Gördü beni. Göz göze geldik, yanıma gelecek miydi acaba. Tanrım senden yardım istesem. Çantamın arkasına sakladığım silahımı gergin bir şekilde sıktım. Şimdi işini bitirip kaçsam nereye kadar gidebilirdim?

Gözlerimi ayırmadan ona doğru bakarken etraftan geçen insanlar aramıza girmesi ile bakışma sonlanmıştı. Insanlar yerlerine geçince demin baktığım yerde onun olmadığını gördüm. Çok uzun süre geçmeden biri kolumdan tutu ve doğruca dışarı çıkardı.

Hoseok. Ah evet o yeni ortak. Kafamda ki düşünceleri bir kenara atıp, asıl işimin elmas olduğunu kendime tekrar hatırlattım.Beş dakikalık yol yürüdükten sonra arabasına varmış ve binmiştik, o sıralar neden bu kadar uzağı park etti diyerek içimden ona lanet okuyordum, ve şu topuklu ayakkabıya da.

Yoongi arıyor..

Hoseok görmeden telefonu kapatıp çantama attım. İçimde hala yanlış yaptığımı söyleyen sesler siz çalıyordu.

My Neighbor Is A Thief ᵐʸᵍ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin