Bugün basketbol maçındayken, trübünlerde gözüme takıldın yine.
O minik ve turuncu kafan öyle gözüme çarpıyordu ki, göz göze geldiğimiz an gözlerini kaçırman çok tatlıydı.
Hemen panikledin ve suyu kafana diktin, fakat soğuk olduğunu unuttuğun yüzünün aldığı halden belliydi.
Hafifçe gülerken, kafama gelen topla neye uğradığımı şaşırmıştım. Etrafıma gelen takım arkadaşlarıma bakmaya başladığımda, kaşlarım çatılmıştı. Elini uzatan arkadaşımın elini tutup, kalktım ve etrafa bakındım.
Karşı takımdan Yugyeom elini özür dilercesine kaldırıp gülümsediğinde, sinirim başlamadan bitmişti. İyi çocuktu ve karşı takıma yeni girmişti. Bende hafifçe gülümseyip, gözlerimi sana çevirdim. Fakat yerinde yoktun.
Neden yoktun?
Düşmem seni endişelendirmemiş miydi hiç? Bunu düşünmemin çok saçma olduğunu fark ettiğimde maça odaklandım.
—————
Üzerimi soyunma odasında duş alıp değiştirdikten sonra, teneffüs olduğunu fark etmemle omuzlarımı düşürdüm ve boynumu kütlettim.
Sınıfa girip, sırama ilerleyecekken olduğum yerde nedensizce duraksadım. Sıramda uyuyakalmıştın, Jimin. Ve yanakların kafanı koluna yasladığından şişmişti, kahretsin ki uyurken de çok güzeldin.
Ama anlamsız olan kısmı neden benim sıramda olduğundu, omuz silktim ve gelip yanındaki boş sandalyeye oturdum ve spor çantamı yana bıraktım.
Arkama yaslanıp derin bir nefes alırken ve seni izlemeye başladım. Minik burnun ve dolgun dudakların sanat eseri yapılırmış gibi özenle yüzüne konmuş gibiydi.
Hafifçe gülümsedim ilgimi çeken şeylere ilgi göstermeye başlama kararı aldım kendimce.
O sırada zilin çalmasıyla dudaklarını şapırdattın. Susadığını anlamıştım sen gözlerini aralamaya çalışırken hemen çantamdaki suyu baş ucuna koydum ve sandalyemi biraz geriye itip seni çaktırmadan izlemeyi denedim.
Yavaşça uyandın, gözlerini ovuşturdun, bıraktığım sudan büyük bir yudum aldın ve sonra dudaklarında dilini gezdirdin.
Hafifçe yutkundum ve sessizce izlemeye devam ettim.
Yanaklarını şişirip etrafına bakarken, gözlerin yanındaki beni bulunca büyüdü ve hızla kalkıp çantanı alarak sınıftan çıktın.
Şaşkınca arkandan biraz bakıp sınıfa giren öğretmenle kendime geldim. Kafamı gülümseyerek iki yana salladım ve kendi sandalyeme oturup, derste uyumaya karar verdim.
—————
Okul bitiminde uyanmıştım ve saçlarımı karıştırırken spor çantamı omzuma astım. Okuldan çıkmadan önce notalarımın olduğu defterim için dolabıma gittim ve kapağı açtığım an yere düşen küçük defteri eğilerek aldım.
Tek kaşımı kaldırıp defterin dışını inceledim. Böyle bir defterim yoktu ki benim. İşte tam o sırada omzumda bir el hissettim.
********
Birkaç kişi bile merak ederse devamını şimdilik, daha çok bölüm atacağım. Severseniz yorum yapın ileride ya böyle kısa ama çok bölüm atacağım ya da uzun ama az bölümle devam edeceğim, Yoonminle kalın.
