Secret •Yoonmin•

'4'

-End of the Flashback-

O günden sonra sana ne zaman yaklaşmaya çalışsam, neyin olduğunu öğrenmeyi denesem veya yardım etmeye çalışsam benden hep uzak durdun. Neden yapıyorsun ki bunu? Ne zararım dokundu benim sana?
Benim canımı acıtabileceğini ilk defa hissettim.
Aradan bir hafta geçmişti. Ve, sen bende istediğin renge bile iltifat etmedin. Sinirlenmeye başlıyorum, Park Jimin. Bu halimi görmek istemezsin.
——
En son delireceğimi düşünüp, derin nefesler aldım ve sinirimi yatıştırmaya çalıştım.
Telefonumu çıkartıp, bir arkadaşımı aradım ve ona senin adını verip adresini bulmasını istedim. Başka türlü konuşmayacaktın benimle.
Aramayı kapadıktan 9 dakika sonra mesaj olarak gelen adresinle oturduğum koltuktan fırlayıp, ayakkabılarımı giydim ve kapüşonumu kapatıp, evine doğru yürüdüm. Bana bunu da yaptırıyorsun ya, gerçekten tebrikler Jimin.

—————

Kaldığın binaya baktığımda, tek kaşımın kalkmasına engel olamadım. Bu binada kalmak ne kadar güvenli hissettirirdi ki senin gibi minik birine? Ailen de mi bakmıyordu sana?
Kapının açılmasıyla duvarın arkasına biraz daha girdim. Seni görmemle yutkundum.
Çok dağılmış gözüküyordun..
Bereni ve maskeni takıp hızlı adımlarla yürümeye başlamanla duvarın arkasından çıkıp peşinden seni takip ettim.
———
Aradan geçen 1,5 saatin ardından sonunda durdun. O minik bacakların yorulmadı mı hiç?
Bende sen durup telefonda konuşurken kenarda soluklandım ve devam edip girdiğin yeri inceleyecekken, gördüğüm isimle yutkundum. Burada çalışman biraz.. Garip. Oranın girişinden gözükmeyen bir duvara yaslanıp yere çöktüm. Lütfen, Jimin.. Beni hayal kırıklığına uğratma.

—————

Evde şarabımı yudumlarken, ayağımla gerginlikle yerde ritim tuttum. Gözlerim evimin terası sayesinde görebildiğim Seul manzarasında hızlıca dolaşırken, yine aklımda sen vardın. Hafif bir gülümseme oluştu yüzümde.

Yanımdaki telefonun zil sesiyle gözlerimi devirdim ve elime alıp arayana baktım.
Mal çocuk hep bir şeylerin arasına giriyordu. Neyse ki tek yakın arkadaşlarımdandı.

"Efendim hobi?"
"Hyung, hadi dışarı çıkalım sıkıldım."

İtiraz etmek istiyor muydum bilmiyorum. Zaten yapacak daha iyi bir şeyim yoktu.

"Tamam 15 dakikaya alırım seni hazır ol."
"Tamamdır, görüşürüz."

Telefonu kapatıp şarabı kafama diktim ve aşağıya inip, odama geçtim üzerime siyah boğazlı kazağımı yırtık pantolonumu ve deri ceketimi geçirip, kapıya ilerledim. Işıkların kapalı olduğundan emin olduktan sonra, araba ve evin anahtarlarını alıp çıktım.

——————

Hoseok'un evinin önünde durup kornaya bastım. O sırada kapıdan çıkarken "Havalı müzik yolla bana!" Diye bağırdı. Kafamı gülerek iki yana salladıktan sonra, herhangi bir müziği radyoyu açarak tutturdum. O giydiği bol pantolon ve tişörtle havalı yürüme merasimi yapmaya çalışırken, evinin bahçe kapısına çarpmasıyla inlemişti.
Gülmemek için kendimi zorlayıp camdan kafamı çıkarttım.
"İyi misin kardeşim?"
Kafasını ovarak arabaya bindi ve kemerini taktı.
"İyiyim iyiyim, birkaç dakika havalıydım en azından, değil mi hyung?"
"Evet, Hobi. Nereye gidiyoruz?"
"Ben tarif edeceğim, önce ışıktan geçelim."

——————

Yarım saat sonra Hoseok'un tarif ettiği mekanın önünde durduk ve valeye arabayı verip indik. Şu saatte bile çok kalabalıktı adını aklıma kazımak için kafamı kaldırmamla olduğum yere çakılmıştım.
Burası Jimin'in geçen gün girdiği yerdi. Hoseok beni ittirip içeri girmesiyle kendime geldim ve dudaklarımı ıslattım. Ya seni de burada görürsem? O zaman elimden kaçamazsın, Park Jimin.
Hoseok'un el sıkıştığı adamla tanışıp bize ayarladığı locaya geçtik.
Birkaç ikram masaya gelirken yavaşça içmeye başladık.
Birkaç kızın gözlerini üzerimde hissederken derin nefesler alıp gözlerimi etrafta gezdirdim ve ışıklar hafif kapanıp sahnedeye dansçılar gelmeye başladığında içkimi yudumlarken orayı izlemeye başladım.
Hoseok ne kadar yakışıklı olduklarıyla ilgili konuşmaya çoktan başlamışken, benim gözüm orada dans eden sendeydi, Park Jimin..
O gün bu bara girme sebebin, bu muydu? Burada bir dansçı mıydın? Sen.. Bir striptizci miydin, Park Jimin?

******

Yarın veya ondan sondaki günde bölüm atabilirim umarım seversiniz