Yoongi, Jimin'in onun yanağını öpmesiyle sımsıkı sarılmıştı ona. Birkaç dakika öyle ağlamıştı. Ne o konuşmuştu, ne de Jimin.
Sonrasında Yoongi'nin evinin terasına çıkıp yere serdikleri yorgana uzanmışlardı.
Jimin gökyüzünü izlerken, Yoongi onu izliyordu.
O sırada bir yıldız kaymıştı ve Jimin konuşabilmeyi dilemişti. Konuşup içinde kalan kelimeleri haykırabilmeyi. O sırada gözleri dolmuş ve bir damla yaş yanağından süzülmüştü.
Yoongi bunu fark edince biraz Jimin'e yaklaştı ve baş parmağıyla çok narin bir dokunuşla gözyaşını sildi.
Jimin gözlerini kapattı, o ise kirpiklerinden öptü meleğini.
Jimin gülümsedi, o daha çok gülümsedi.
Sonra Jimin başını Yoongi'ye çevirip gözlerini araladı ve göz göze gelmelerini sağladı.
İkisinin gözlerindeki duygular birbirine binlerce şey anlatırken, ikisi de daha fazla dayanamayıp birbirlerinin dudaklarına kapandılar.
Jimin elini siyah saçlarına daldırmıştı Yoongi'nin, o ise pembe saçlının yanağına elini koydu ve hafifçe okşadı.
Dudakları birbirine öyle uyuyorduki yıldızlar uyumlarını kıskandı.
Yoongi elini aşağıya doğru indirdi ve Jimin'in elini tuttu. Jimin ise ikisinin parmaklarını sıkıca birbirine kenetledi. Bu sefer bir yıldız daha kaydı. Ama o ellerinin uyumunun güzelliğinden terk etmişti gökyüzünü.
Jimin gözyaşlarını tutmayı bıraktığında Yoongi kaşlarını çattı ve hafifçe geri çekildi.
Jimin diğer elini ensesine attı ve gülümsedikten sonra dudaklarını onunkine dudaklarına bastırdı. Yoongi anlamıştı, mutluluktandı.
Ne kadar geçti, ne kadar sürdü bilinmezdi ama ikisi de istemeden bir süre sonra geri çekildiler.
Bir süre birbirlerini izlediler. Çok seviyorlardı, bunu görebiliyorlardı. Konuşmasalar bile anlayabiliyorlardı.
İkisi de aynı anda gülümserken Yoongi alnını Jimin'inkine yasladı.
Sakince aldıkları ve düzene sokmaya çalıştıkları nefesleri birbirine karışıyordu. Gözleri kapanmıştı.
Son bir yıldız daha kaydı ve yıldızın bir dileği vardı.
Bu ikilinin birbirlerini bırakmamasıydı.
*******
Kısa oldu ama hoşuma gitti, destekleyenlere teşekkür ederim.
