3♡

415 27 5
                                    

Sinirlenip telefonu masaya fırlatınca zil çaldı ve Reggie bana baktı.

"Hey sürtük ne oldu?"

"Uzun hikaye Reggiester. Sana öğle yemeğinde anlatırım. Tamam anlamında kafasını salladığında o kadar tatlıydı ki dayanamayıp sımsıkı sarıldım.

Öğle yemeği vaktiydi. Maddie, Mackenzie, Reggie ve ben öğle yemeği almak için sıraya geçtik. Maddie ton balıklı koca bir sandviç, Mackenzie spagetti, Reggie dilim pizza, bende patates kızartması almıştım. Masamıza geçip oturduk ve konuşmaya başladım.

"Çocuklar ne olduğuna inanamayacaksınız!"

"Yoksa sevgilin mi var sürtük!"

"Kapa çeneni Mack."

"Her neyse, bugün Fransızca dersinde bilinmeyen bir numara mesaj attı."

"Eee ne var bunda?"

"Kes sesini Reggie."

"Heyy çocuklar, bana resmen yavşıyor."Hemen onlara mesajları okuttum.

"Aman Tanrım! Çocuk çok romantik."dedi Maddie. Ona gözlerimi devirdim ve patateslerime chilli sos koyup yemeye başladım...

Sınıfa giderken Instagram'da takılıyordum. Ama bir anda birine çarparak beynimin sarsılmasıyla kafamı kaldırdım. Önümde bir adet Wolfhard duruyordu.

"Merhaba kızılcık. Yaz tatilinde çok seksileşmişsin."

"Kes sesini Wolfhard!" Geçmeye çalıştım ama olmadı. Finn beni kolumdan tuttu.

"Hey sen ne yapı-"

"Çok güzelsin kızıl."

"Siktir git Wolfhard son zamanlarda sapıklarla çok uğraştım!" Kendimi kurtarıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım ama kalbim çok hızlı çarpıyordu ve yüzüm ateş gibiydi.

İlk günüm Wolfhard sayesinde tuhaf geçmişti. Çocuklarla her gün olduğu gibi okul çıkışı Starbucks'a gidecektik. Hemen onlara mesaj attım.

Sadie: Hey aptallar okuldan çıktım yarım saat sonra buluşalım.

Sürtük Madds: Neden o kadar geç? Ben on dakikaya oradayım.

Reggister: Bende hızlı gelirim.

Sadie: İşim var sürtükler kapayın çenenizi.

Mack: Ne işi bu acabaa ;))

Sadie: YARIM SAAT SONRA KAFEDE SÜRTÜKLER... SİZİ SEVİYORUM. XX

Aslında hiçbir işim yoktu sadece kaykayımla gezip müzik dinlemeye ihtiyacım vardı. Çünkü Finn'in söyledikleri beni tuhaf bir şekilde hem etkilemiş hem de kızdırmıştı. Anksiyetemi yenmek için lofi HipHop dinliyordum. Hemen telefonumdan şu şarkıyı açtım; "Secret Crates-Springtime stroll" Bu şarkıya bayılırdım. Çok huzurlu ve dinlendiriciydi. Uzun bir yoldan sonra okulun oradaki ormana girdim. Bir koşu yolu vardı ama ben kaykay da sürebiliyordum orada. Beş dakikalık bir sürüş sonrasında bir sesle irkildim. Ve kulaklıklarımı çıkardım ve bana sırıtan Finn'e baktım. O da kaykayıylaydı.

"Merhaba Sadie." Bunu çok kibar söylemişti.

"Merhaba Wolfhard?"

"Yalnız başına kaykaya bindiğini gördüm. Sana eşlik edebilir miyim?" O kadar kibardı ki ona hayran kalmamı sağlamıştı.

"Tabii, çok memnun olurum." Güldü ve kaykayını sürerek yanıma yaklaştı.

"Hey ne dinliyordun?"

"Lofi HipHop."

"Ah Lofi HipHop'a bayılırım. Çok dinlendiriciler."

"Katılıyorum,çok olgun bir müzik türü."

"Evet. Ben aralarından en çok Secret Crates, The Deli ve Potsu dinlerim."

"Benimde favorilerim. Ama bir erkeğin Lofi HipHop dinlemesi tuhaf geldi." Aslında beni o kadar etkilemişti ki. Güldü.

"Şey Wolfhard istersen bir bankta oturup dinleyebiliriz."

"Sağol Sadie bu harika olur. Son zamanlarda anksiyete sorunum var ve psikologum bana dinlendirici müzikler önerdi. Hem zaten böyle sakin bir yerde bu manzara beni yeterince dinlendirdi." Manzara derken beni kastettiğini anlamıştım. Tanrım beni resmen etkisi altına almıştı. Çok kibardı ve çok ortak yönümüz vardı. Ayrıca giyimlerimiz çok uyumluydu.

Finn'in kombini:

Ona hayran hayran bakmamı anlamış olmalı ki hemen bir bank işaret etti sırıtırken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Ona hayran hayran bakmamı anlamış olmalı ki hemen bir bank işaret etti sırıtırken. Oturduk.

"Biliyor musun Wolfhard, benimde anksiyetem var. Ve bende bu yüzden Lofi HipHop dinliyorum."

"O zaman anksiyetemizi beraber yenelim Sadie."

"Tamam.." Saate baktığımda neredeyse on dakika boyunca sessizce dinlemiştik. Finn gözünü kapamış rahatlamaya çalışıyordu. Bende onu izliyordum. Gözlerini açtı ve bana gülümsedi.

"Neden anksiyeten var Wolfhar?"

"Son zamanlarda Iris yüzünden oldu. Eskisinden daha fazla garip davranıyor, beni kullanıyordu. Ayrıca üç kere aldattı da."

"Wolfhard çok üzgünüm-"

"Üzülme Sadie. O buna değmez bile. Artık beraber değiliz zaten." Buna nedense sevinmiştim.

"Ben kaçayım artık annem ve babam merak ederler. Sen çok iyi bir dostsun Sadie. Anksiyetemi bugün de senin sayende yendim. Teşekkürler."

"Her zaman Finn. Yarın da buraya gelelim. Sen iyi bir arkadaşımsın."

"Olur. Görüşürüz."

"Au revoir." Fransızca söylemiştim ve anlayıp güldü sonra elini karnına koyup hahifçe selam verdi ve kaykayıyla uzaklaştı. Saate baktığımda buluşmaya beş dakika vardı kaykayıma atlayıp son sürat oradan uzaklaştım.

Jealous girlfriend  | fadie ・...◦♡◦...・Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin