Yaklaşık 1 dakika boyunca öylece bakışmıştık. Hint dizisi kıvamında devam eden bakışmamızda, ben onun aklındakikeri okuyordum. O da sadece aklımdan geçenleri okumayı diliyordu.
'Keşke onunla konuşabilseydim.'
"Konuşabilseydin ne söylemek isterdin?"
'Beni öpmeni isterdim. Hayır hayır bu olmaz hayır düşünme Ülgen. Hey bir saniye!'
Ona yaklaşmaya başladığımda geri geri yürümeye başladı.
'Neden öyle bakıyor? Neden üzerime doğru geliyor?'
Yaklaştıkça aramızdaki mesafe azalıyordu. Dibine kadar girmiştim artık. Gözlene bakarken kalbim deli gibi çarpıyordu.
Öylece durup ona baktım. O da nefes almayı unutmuş gibi bakıyordu. Hiçbir şey düşünmüyordu. İlk kez dünya bu kadar sessiz bir hal almıştı.
Boş sokak, ve ilk kez tadına varabildiğim, sessizliğin sesi eşliğinde ona daha da yaklaştım.
İkimiz de bunun sonucunda ne olacağını bilmiyorduk. Tam dudaklarımız birbirine değecekken gelen kedi sesiyle birden geri çekildim.
Eh mart ayındaydık ve kediler bu ayı severdi. Bir an Ülgen'i kedi gibi düşünmeden edememiştim. Aklımdaki dğşünceleri silerken, o akıl okuyamadığu için kendimi şanslı hissettim.
'Beni neredeyse öpüyordu! Siktir şimdi yüzüne nasıl bakıcam. Çok utanıyorum.'
Gülümseyip ona baktım. Yüzü kızarmıştı. Boyu benden uzun olduğu için ona bakarken kafamı kaldırmak zorunda kalıyordum.
Gülümseyip elimi saçlarına götürdüm. Ay ışığı ve sokak lambalarının karışımıyla aydınlanmış yüzünde gezdirdim gözlerimi.
'Neden öyle bakıyor?'
"Ülgen, sana aklını okuyabildiğimi söylesem bana inanır mıydın?"
'Bu imkansız.'
"Belki de o kadar imkansız değildir?"
'Siktir nasıl? Benimle dalga geçiyor olmalı.'
"Seninle dalga geçmiyorum. Seni duyabiliyorum."
'Ne söylediğimi bil o zaman?'
"Ne söylediğimi bil o zaman."
'Siktir doğru söylüyor! Her şeyi duyuyor mu yani? Nasıl olabilir ki?'
"Nasıl olduğunu ben de bilmiyorum. Kendimi bildim bileli böyle. Sadece, senin yanındayken sadece senin sesini duyuyorum. Diğer rahatsız edici sesler kulaklarıma gelmiyor."
Elini yüzüme getirip baş parmağıyla yanaklarımı okşadı. Gözlerindeki parıltıya bakarak gülümsedim. Gözleri çok güzeldi.
'Senden hoşlandığımı da duydun mu?'
"Evet."
'Seni öpebilir miyim?'
Sadece kafamı olumlu anlamda sallayıp gözlerimi kapatmakla yetindim. Bana yaklaştıkça kalbim hızlanıyor, nefesini hissedebiliyordum.
Dudaklarımız buluştuğunda içimin titrediğine emindim. Şu an onun bile düşüncelerini okuyamıyordum. Yavaşça dudaklarını hareket ettirdiğinde ona karşılık verdim.
Tekrar ayrılıp gözlerime baktı. Gülümseyip ellerini yüzümden çekti ve kendi yüzüne götürdü.
'Tanrım resmen öpüştük!'
"Seni duyabildiğimi unuttun mu?"
'Bu rüyadan ne zaman uyanacağım?'
"Eğer bu bir rüyaysa beraber sonsuza dek bu rüyada yaşayalım."
Ne ara ona aşık olduğumu anlamamıştım bile. Aşkın nasıl bir his olduğunu bilmiyordum ve inanmıyordum. Aşk benim için, filmler ve kitaplar için oluşturulmuş ütopik bir hayalden ibaretti.
Şimdi ise aşk benim için onun gözleri, düşünceleri, ruhu ve kalbiydi...
--
Hadi bakiim dhdhdhd
Sizce Soner nasıl akıl okuyabiliyor?
Belki bugün bir bölüm daha yazabilirim.
Sizi seviyorum ❤️💗🧡💜💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyabilir Misin?(Gay)
Short StoryPeki ya siz hiç insanların düşüncelerini okumak istediniz mi? 17.05.19