Bir insan nasıl sadece bir süre kötü şeyler yaşayıp sonrasında eski hayatına süper bir hızla dönerdi ki? Ya ben paranoyağım ya da gerçekten de garip bir şeyler yaşadım. 8. Sınıfta neredeyse psikolojim bozuluyordu ki zaten okulu zor tamamladım o zaman.
8. sınıfın son zamanlarında bir keresinde okul nöbetçisi olduğumda okul bahçesine çıkmıştım. O sırada bahçe tamamen boştu. Tel örgülerin dışındaki adam hariç... Bir banka oturup çaktırmadan adama bakıyordum. Oturduğum bank ise çıkışa çok yakındı. O zamanlar okulumuzda güvenlik yoktu. Birkaç dakika sonra okula doğru yaklaşmaya başladı. Daha sonra adımlarını hızlandırdı. Banka çok yaklaşmıştı ki kalkıp okula doğru koşmaya başladım. Okula girmeden önce arkamı döndüğümde adam benim oturduğum bankın önünde duruyordu ve bana bakıyordu. Daha sonra o adamı bir daha görmedim sanırım. Aslında yaşadığım en büyük olay buydu. Ha bir de hislerimi saymalıyız. Çünkü bazen üzerimde bir çift göz hissediyordum. Belki de saçmalıyorumdur?
Belki de küçük olduğum için garip geliyordu bana. 8. sınıfta liseye geçeceğim için okulum değişecekti ve bu yüzden sıkıntı etmiyordum. Yaz tatili sorunsuz geçmişti ve yeni bir yıla dahası yeni bir ortama giriyordum. Mutluydum fakat içimde bir endişe de vardı. İlk yılım bir önceki yıla göre daha iyi geçmişti fakat yine de kendimi güvende hissetmiyordum. Oysaki yaşadığım hiçbir şey yoktu. Sadece hissediyorum. Daha sonrasında babam ona minnettar olacağım bir şey yaptı. Taşınmamız gerektiğini söylüyordu fakat babam bize neden taşınmamız gerektiğini söylemediği için annem endişeleniyordu. Benim yedi yıldır arkadaşım olan – o tatlı ikizler- Esra ve Gülçin bile artık konuya müdahale edip babamı taşınmaktan vazgeçirmeye çalışıyordu. Sanki bu ailenin çocuğu ben değildim de Esra ve Gülçin'di.
Artık geceleri uyuyamaz olmuştum ve bir gece annem yine babama bağırırken şiddetle odamdan çıktım, merdivenlere yöneldim ve büyük bir hırsla salonun kapısını açtım. Annem ve babam o an gerçekten şaşırmışlardı. Ve benim zor durumda olduğumu da işte o an anlamışlardı. Duygusuzca "taşınalım" dedim. Bu konuda ilk kez fikir belirtiyordum ve o an bana iki çift göz şaşkın şaşkın bakıyordu. Annem tam konuşacakken babam benden destek aldı ve anneme karşı geldi. Annem bende taşınmayı isteyince daha fazla şey diyemedi. Yaz tatilinin ikinci ayında taşınacaktık. Ben de okuldan kurtulacaktım. Gülçin ve Esra ertesi gün taşınmayı benim istediğimi öğrenince benimle ilk kez küsmüşlerdi. Yaz tatilinin ilk ayı benimle neredeyse hiç konuşmadılar. Diğer ay ise her şey normalleşti ve bir araya geldik ama her yaz yaptığımız tüm o yaramazlıkların hiçbirini yapmadık. Ama taşınacağımız gün birbirimize öylesine sarıldık ki birbirimize üçümüzün gözyaşları birbirine karıştı. O gün ruhumu bırakmıştım orada ve sadece bedenim yeni eve taşınıyordu.
Sonraki iki yılım tamamen sorunsuz hatta fazla güzel geçti. Bu yıl ise başka bir okula gideceğim. Şu an her şey sorunsuz gidiyor. Ama sadece şu an...
Okulumu sevmiyordum. Öğretmenler ve arkadaşlar falan işte. Ayrıca bu okulda kendimi son zamanlarda güvende değilmişim gibi hissetmeye başladım. Umarım yine o zamanki gibi olmaz. Çünkü o zamanlar kafayı yediğimi falan düşünüyorum.
İşte şimdi üç hafta sonra yeni okulumda, yeni arkadaşlarla ve yeni maceralarla buluşacağım...
"Aylin! Buraya gel, markete gideceksin." Annemin bana seslenişiyle irkildim. Yatağımın üzerine oturmuş müziği açmış kitap okuyordum. Pembe pijamalarımla ve saçlarım dağınık bir halde annemin yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Vakti
AventureBu normal bir Papatya'nın hikayesi değil. Bu solacağını bilen ama bunu bile bile yaşama tutunmaya çalışan bir Papatya'nın öyküsü. "O" neden olduğunu bile bilmediği bir intikamı alıyor. "Ona" verilen şeyler bir Papatya'nın yapraklarının tek tek s...