2.Bölüm

342 12 2
                                    

Sahra
Avare avare sokakta geziyordum. Bir kaç saat öncesini yaşamamayı o kadar çok dilerdim ki, Yıllar sonra neden bugün.... yıllar sonra neden bugün, göz yaşlarım sel olmuştu. O an ki telaşla evden nasıl çıktım  bilmiyorum ama birine anlatmam lazım bunu daha fazla içimde tutamazdım telefonu alıp Ceren'i aradım.Bir kaç çalıştan sonra telefon açıldı.
"alo sahra"
"Ceren ben çok kötüyüm ben ben çok kötüyüm"
"tamam sakin ol neredesin sen şimdi ben geleyim yanına"
Adresi verdim. Park'ta olan oturağa oturdum.Çok geçmeden önümde bir araba durdu korkuyordum.Bu saatte herşey olabilirdi.Başıma bir şey gelebilirdi ama korkmamam lazımdı kendimi savunmalıydım.Arabanın İçinden takım elbiseli adamlar çıktı.
"Dicle hanım"
'Dicle' kimdi bu Dicle bana yabancı gelen bu isim ve bu adam bana neden Dicle diyordu. Delirmeme çok az kalmıştı.
 "ben Dicle değilim benim adım sahra"
 Bana baktı.Şaşırmış gibiydi fakat adam beni müsait yerine bile takmadı.Yanındaki adama baktı emir verir gibi başını benim olduğum tarafa doğru salladı. Hemen koşmaya hazırlandım. Yavaşça ayağa kalktım.Arkama bile bakmadan koşmaya başladım. Adamların arkamdan geldiğini hissediyordum. Cerenin biran önce gelmesi için Allah'a dua ediyordum. Yoksa bu adamlar bana ne yaparlardı ALLAH bilir
"kaçmayacaksınız  sahra hanım"
Şiveleri doğu Mardin Diyarbakır şivesine benziyordu. ALLAH'ım yarabbim düşündüğüm şeye bak ben aklım taa içine koşmaya devam ettim.Köşeyi döneceğim zaman adamlardan biri karşıma çıktı. Geri gitmek istesem o adamlar vardı arkamda.
"kaçmayın sahra hanım"
Önümdeki izdanbuta baktım. Yapabilirim, başarabilirim önümdeki adamın yanına yaklaştım ve kasığına tekme attım. Adam acıyla yere düştü yanına eğilip
"yenge hanım için çok özür dilerim bir süre kullanamaz"
Dedim ve Gülmeye aynı zamanda  koşmaya başladım. Delirmiş olmalıyım evet evet kesinlikle delirdim. Sokağın sonunda cerenle karşılaştım. Onunda kolunu tutup koşmaya devam ettim. Bu adamlar benden ne istiyorlar.Benimle ne gibi bir dertleri olabilir bilmiyorum ve bilmekte istemiyorum. Sakin bir yere gelip oturduk. Ceren bana baktı en sonunda kendimi tutamadım ağlamaya devam ettim.
"ne oldu sahra niye kaçıyoruz. Neden ağlıyorsun"
"benim benim gerçek ailem değiller onlar"
"sahra anlamıyorum düzgün anlat bakalım"
"DNA testi yaptım ya orada benim onların çocuğu olmadığım yazıyordu. Yıkıldım Ceren yıkıldım."
"emin misin"
"onlarca kez okudum. Hem Alya kağıdı alıp sesli okudu ve bağırmaya başladı herkes gelince tekrar tekrar söyledi. Annem 'nerede benim çocuğum' dedi bana bağırmaya başladı Ceren içim acıdı"
Bana sarıldı. Beni teselli et eke istedi ama o da ne diyeceğini bilmiyor gibiydi. Park çok sessizdi sadece benim ağlama seslerim vardı. Yavaş yavaş bize ayak sesleri yaklaşıyordu. Tedirgin oldum acaba kimlerdi.
" Dicle kaleoğlu"
Dicle kimdi Allah aşkına bu 'dicle' adam bana niye Dicle diye sesleniyordu. Usul usul ayağa kalktım. Bana yaklaşan adama baktım. Uzun boylu çıkık elmacık kemikleri mavi gözleri kirli sakallı bir adamdı. Beni asıl şaşırtan ise bu adama çok benzediğim yanıma geldi bana baktı.
"Dicle niye kaçıyorsun bizden"
"ben dicle değilim benim adım sahra"
Dediğimi sanki duymuş ama duymamış gibi yaptı.
"miraç bey sizi istiyor gidelim hemen"
"ben gelmeyeceğim bunu söyle o miraç beyine"
Adam koluma dokundu hemen elini çektim.
"bana dokunursan bir daha seni yok ederim bunu yaparken tek gram pişmanlık duymam"
Tısladım adeta evet korkuyordum ama korkumu belli etmek istemiyordum. Cerene baktım o da bana baktı.
"Ceren sen eve git ben bu adamın derdini öğreneyim"
"olmaz seni bırakamam"
"söz veriyorum hiç bir olmayacak tamam mı"
Kararsız kalsa da sonunda kabul etti gitmeyi. Hatta en şaşırdığım şey ise adamlar cereni evine bırakacaklardı.Bende önümde beni bekleyen arabaya bindim. Araba son modeldi nereden baksan 150 200 bin TL civarıydı.Yolları izlemeye başladım.Araba durduğunda etrafıma baktım.bir sitenin içine gelmiştik.Yavaşça arabadan indim benim burada ne işim vardı hala çözebilmiş değilim bildiğim bir şey varsa oda korktuğum. Hemde deli gibi korktuğum kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor ellerim ayaklarım zangır zangır titriyor.Adam yanıma geldi. "buradan dicle hanım" adama baktım.'Şeytan diyor vur ağzının ortasına bir tane görsün dicle'yi' keşke evden hiç çıkmasaydım. Bunlar başıma gelmezdi.O zaman BABAM bırakmazdı beni.Ne güzel kelimeydi ama değildi işte murat yılmaz benim babam değildi. Koruma bana eşlik ederek bir binanın içine girdik. Korku hissettiğim tek şey korku. Keşke keşke bunlar bir oyun olsaydı veya bir rüya ben uyandığım zaman herşey'in geçeceği rüya olmasını isterdim.Sanki birazdan uyanıcaktım ve hazırlanıp okula gidicektim. Fakat lanet olası bir RÜYA!!! değildi hepsi gerçekti ben şuan hiç tanımadığım bir adamın yanına gidiyorum.Kapıya yaklaştık.Adam benden önce kapıyı araladı girmem için elim ayağım zangır zangır titriyordu.Ben yavaşça içeri girdim.Koltukta bir adam oturuyordu.Adam 28 29 yaşlarında olmalıydı.Kirli sakalı vardı,gözleri benim gözlerimle aynıydı resmen çıkık elmacık kemikleri sert yüz hatları adam nefes kesiciydi.Bana bakıyordu açıkçası o kadar felaket değildim.İç sesim burada devreye girdi.'lan salak senin burada bağırıp çağırman lazım sen yok adam çok yakışıklı yok ben de felaket değilim' iç sesime hak verdim ve konuşmaya başladım.

BERDEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin