bitler

368 66 54
                                    

iyi okumalar♡

---

Bambam oturdukları binanın çatısında sümüklerini akıtarak ağlayan arkadaşına bir mendil daha uzattı.

"Jaebum... o kadar da kötü değil."

"Kötü değil mi? Arkadaş kalmak kötü değil mi?"

Bambam, Jaebum'a ne diyeceğini bilemeyince omzunu silkti. Youngjae hislerine karşılık vermeyip onu reddettiği için harap olmuştu.

"Dinle, Jaebum. Youngjae'yi sevdiğini biliyorum fakat bu dünyanın sonu değil, bu okulda bir sürü kız veya erkek var."

"Ben onu istiyorum! Youngjae'yi istiyorum!" diye bağırdı. Bambam, aşk yüzünden Jaebum'un bu kadar ağlayacağını hiç tahmin etmezdi. "Bana karşı çok iyiydi... kahretsin, nasıl karşılık vermez? Agh, şu velet! Ondan nefret ediyorum!"

"Nefret etmiyorsun."

"Tabiiki de! Onu çok seviyorum!" teselli olmak için Bambam'e sarılmadan hemen önce konuşmuştu.

Bambam iç çekti, arkadaşının sırtına hafifçe vurdu.

"Belki de sadece kafası karışmıştır. Bence senden hoşlanıyor."

"Öyle mi düşünüyorsun?"

Bambam başını salladı. "Dediğin gibi, sana karşı çok iyi. Diğer insanlarla olan etkileşimini gördüm, aynı değildi."

Bambam yardım edemiyordu ancak Jaebum'un yüzünün umutla aydınlandığını görünce gülümsedi. Resmen aşıktı.

"Jinyoung'u düşün, Jackson onu öptüğünde tokat atmıştı ama şimdi onunla birlikte.

"O tokat çok iyiydi." Jaebum, o ve Bambam'in bir çalının arkasından gizlice onları izledikleri zamanı hatırlayınca güldü.

Bambam'de güldü. "Youngjae'yi öp, eğer seni tokatlarsa doğru yoldasındır."

"Ya öpücüğüme karşılık verirse?"

"Ben düğünü hallederim."

Jaebum, eskisinden daha canlı hissetmesini sağlayan arkadaşının dediğiyle seslice güldü.

"Kahretsin! Yugyeom'u okuldan almaya gecikiyorum." Bambam saatine baktığında endişeyle konuşmuştu. Hızlı olmazsa zamanında yetişemeyecekti. "Ağlamayı kes ve devam et, kaplan. Eğer gerçekten seviyorsan kalbini fethet." sırt çantasını alıp Jaebum'a gülümsedi.

Bambam başka bir şey söylemeden Jaebum ve annesinin yaşadığı binanın çatı katından hızlıca ayrıldı. Asansörün kapısı açıldığında koşarak binadan çıktı.

Yugyeom uzun süre bekletilmekten nefret ediyordu, Bambam bir haftanın sonunda anlamıştı bunu.

Okula geldiğinde dışarıda kimseyi görmeyince rahatlamıştı. Daha zilin çalmasına vardı.

Bambam beklerken kaldırıma bakan bir banka oturdu. Okula kadar koştuğu için yorulmuştu. Yugyeom liseye geçene kadar onun bakıcılığını yapacaktı ve Yugyeom onunla aynı liseye gitmek istediğini söylüyordu.

Zil çaldığında çocuklar dışarı çıkmaya başladı. Yugyeom uzun boyu sayesinde diğer çocuklar arasında kolayca görünüyordu.

"Bambamie!" küçük çocuk bakıcısını görünce mutlulukla bağırmıştı.

Bambam ona bugün istediği her şeyi yapacaklarını söylediği için çok heyecanlı hissediyordu, bir yandan da her günkü gibi Bambam'in eve gideceği zaman yaklaştıkça üzülüyordu.

"Okul nasıldı küçük?"

"İyiydi, yapacağımız şeyleri konuşalım. Bugün cuma olduğu için ödev yapmak zorunda değilim!"

Bambam, Yugyeom'un elini parmakları arasına alırken gülümsedi. Boyuna rağmen elleri küçük ve çok hassastı (Bambam açısından).

"Ne yapmak istiyorsun?"

"Film izleyelim! Patlamış mısır yeriz ve dışarıda oyun oynarız, ayrıca video oyunu da oynarız ve çikolatalı milkshake içeriz..."

Bambam dünyanın en iyi işine sahip olduğunu temin edebilirdi. Maaşı iyiydi ve dürüst olmak gerekirse, Yugyeom'la vakit geçirmeyi de seviyordu.

Küçük çocuk, asil kalbi ve neşesiyle inanılmaz biriydi.

"Uzun listene başlamadan önce ellerini yıkamalısın, öğle yemeğini ısıtacağım." Bambam, Kim'lerin evine girer girmez konuşmuştu. Çocuk, bakıcısının emrine uyarak başını salladı ve koşarak yukarı çıktı.

Bambam sırt çantasını kanepeye bıraktı, kazağını çıkarıp mutfağa doğru yöneldi. Yugyeom'un annesinin ocakta hazır bıraktığı yemeği ısıtıp küçük olanın aşağı inmesini bekledi.

"Bil bakalım ne oldu, Bambamie." Yugyeom mutfağa girip sandalyesine otururken konuştu.

"Ne oldu?"

"Bir kız benden hoşlanıyormuş!"

Bambam Yugyeom'a baktı.

"Neden yüzün felaket bir ifadeye büründü?" Bambam küçüğünün buruşmuş burnuna bakıp güldü.

"Kızlar çirkin ve bitleri var!"

Bambam kahkaha atınca Yugyeom'da güldü.

"Jungkook sadece sevdiğim kişiden öpücük alırsam kızların bitinin bana yapışmayacağını söyledi."

"Bu yanlış Gyeom." Bambam, hem Yugyeom hem de kendi için yemek koyarken konuştu.

"Değil! Jungkook bebek bakıcısı onun alnını öptüğünden beri ona bit yapışmadığını ve daha iyi kızlarla oynadığını söylüyor!"

Bambam tekrar güldü. Bu iki çocuğun da samimiyeti gerçekten çok sevimliydi.

"O zaman senin alnından öpmesini istediğin kişiye söyle. Böylece güvende olursun."

"Bana bir öpücük verir misin Bambamie?"

Bambam'in yediği spagetti birden boğazına kaçınca acıyla öksürmeye başladı.

"Ben mi?"

"Yapamaz mısın?" Yugyeom üzgünce sormuştu.

Bambam çökmek üzereydi.

"Arkadaşça sevdiğin biri sevdiğin kişi olmaz Yugyeom."

"Ah hayır mı?"

Bambam başını salladı.

Yugyeom'un hayal kırıklığına uğradığını görünce dayanamayıp iç çekti ve alnına küçük bir öpücük bırakmak için ona yaklaştı.

"Her dediğini yapabilirim." Bambam gülümsedi ve Yugyeom'un saçlarını okşadı, midesinde bir kelebek dalgası oluşmuştu.

Yugyeom alnına elini koyup utançla gülümsedi.

Bambam ondan çok hoşlanmıştı.

Çok, çok.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
giant baby |yugbam-çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin