heyecan verici

323 64 39
                                    

iyi okumalar ♡

---

Jaebeom bir kez daha kahkaha attı.

"Gümleyi kes dostum!" rahatsız bir şekilde bağırdı Bambam.

"Artık bir çocuk tarafından yönetilen biriyle arkadaş olmaktan uzak kalmayı tercih ederim." Jaebeom lolipopunu yalamadan önce konuşmuştu.

"Beni yönetmiyor!" kendini savundu Bambam. "Ama... Hey konumuza geri dönelim. Sana anlattığım şeylerin ne anlama geldiğini düşünüyorsun?"

"Sanırım sen pedofilsin."

"Eminim ki 'pedofili'nin ne demek olduğunu bile bilmiyorsun." Bambam iç çekti. "Benden sadece iki yaş küçük."

"Pislik."

Bambam koluna vurdu.

"Tuhaf şeylerden bahsediyorsun." Jaebeom güldü. "Ayrıca, Yugyeom'a aşıkmışsın gibi konuşuyorsun." Bambam gülerken arkadaşının ciddi yüzünü görünce gülmeyi kesti. "Sen delisin."

"Sen de." Jaebeom da güldü. "Birkaç hafta önce, Mark hyungla varolmayan heteroseksüelliğimi ortaya koyduğunu söylemiştin ve şimdi de bana o çocuğa aşık olduğumu söylüyorsun."

"Asla öyle bir şey demedim."

"Demiştin" Jaebeom omzunu silkti. "Ah! Bak, şu Jackson değil mi?"

"Bu ne lan? Jinyoung neden yanında değil? "

Jackson yanlarına gelince durdu, ağır bir şekilde iç çekti.

"Jinyoung bana kızgın."

"Neden?"

"Bunu ben de bilmek isterdim." Jackson arkadaşlarını güldürerek cevap verdi. "Hem de çok. Ne konuşuyordunuz?"

"Bambam 12 yaşındaki bir çocuğa aşık."

"Pislik." Jackson ve Jaebeom, rahatsızca yerinde hareket eden Bambam'i zevkle izliyorlardı. "Yugyeom'dan mı bahsediyorsunuz?"

"Kimseden bahsetmiyoruz! Çünkü kimseyi sevmi..." Bambam'in telefonunun sesi konuşmasını böldü. "Yugyeom'un annesi arıyor." telefonu açıp ayağa kalktı ve arkadaşlarından birkaç adım uzaklaştı.

"İyi günler, noona."

"Merhaba, Kunpi-ah. Sınıfta mısın?"

"Hayır, moladayım. Neden aramıştın?"

"Ay, Kunpi-ah. Bunu sana nasıl soracağımı bilmiyorum." dedi Bayan Kim. "Yugyeom'un babası ve ben San Diego'da bir kongreye davet edildik. Fakat Yugyeom'un henüz pasaportu yok."

Bambam, Bayan Kim'in sormak istediği şeyi anlamıştı.

"O günlerde Yugyeom'la ilgilenmemi mi istiyorsunuz? Eğer öyleyse, sorun değil." Bayan kim sakinleşmek için derin nefes aldı.

"Bilmiyorum Kunpi-ah. Onu evde hiç yanında bir yetişkin olmadan bırakmadım."

Bambam'in kafası karışmıştı.

"Onun haftasonunu sizin evinizde geçirmesini istemem fazla mı olur? Sadece haftasonu. Yugyeom'un birlikte kalmak istediği ve güvenebildiğim tek kişisin."

"Ah, anlıyorum. Peki... güveniniz için teşekkür ediyorum ama önce anneme sormalıyım. Bana göre Yugyeom istediği her zaman bizde kalabilir."

Bambam neden heyecanlandığını bilmiyordu.

"Annemle konuşup size cevabını bildireceğim. Olur mu?"

"Evet, elbette. Çok teşekkür ederim, Kunpi-ah. Çok kibar bir çocuksun." Bambam gülümsedi.

Yugyeom'un kendisine olan muazzam sevgisinden dolayı hafta sonunu birlikte geçireceklerini öğrendiğinde yüzünün alacağı heyecanlı ifadeyi tahmin edebiliyordu.

Ve elbette bu sevgi ve heyecan karşılıklıydı.

---

"Sadece haftasonu kalacak anne." Bambam telefonda annesine ısrar ediyordu. "Yugyeom akıllı bir çocuk, bize sorun çıkarmaz."

"Sorun o değil oğlum. Evimiz onlarınki gibi büyük değil ve çok büyük bir sorumluluk almış olacağız. Belki sıkılır."

Yugyeom tavandaki boya lekelerini sayarken bile hiç sıkılmazdı.

"Lütfen anne. Yugyeom'la kalacak kimse yok."

Bambam'in annesi içini çekti ve pes etti.

"Tamam, tamam. Ama yanınızda ben yokken parkta dahil hiçbir yere gidemezsiniz, onların evinin çevresi kadar güvenli değil yaşadığımız yer."

"Evet, sorun değil! Teşekkür ederim anne. Yugyeom seninle tanıştığına çok memnun olacak, ona senden çok bahsetmiştim."

Bayan Bhuwakul gülümsedi. Oğlu çok tatlıydı.

"Akşam görüşürüz, tatlım. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum, anne. Görüşürüz."

Aslında, Bambam neden bu kadar heyecanlandığını hâlâ bilmiyordu.

---

Yugyeom yavaşça tabağındaki sebze çorbasını içiyordu. Bu onun için hiç normal değildi, genelde daha fazla oynamak için aceleyle yerdi yemeğini.

Bambam onu almaya okula gittiğinden beri Yugyeom'un her zamanki gibi olmadığını fark etmişti.

"Küçük. Okulda bir şey mi oldu?"

Yugyeom başını salladı.

"Peki ne oldu?"

Yugyeom asık suratıyla Bambam'e baktı.

"Ailem gidebilirmiş... Beni yalnız bırakacaklar."

Yugyeom'un gözyaşları kısa süre sonra yanaklarından aşağı doğru akmaya başladı.

"Seni yalnız bırakmayacaklar, Yugyeom." Bambam küçük olanın göz yaşlarını silerken konuştu. "Biri o üç gün boyunca seninle ilgilenecek."

"Ve bu kişi kim?"

Bambam, ona bakıp gülümserken kaşlarını kaldırıp indirdi.

Yugyeom kalbinin hızlandığını hissettiğinde heyecanla ağzını açtı.

"Sen misin, Bambamie!?"

"Bunu istiyorsan, evet."

Yugyeom çığlık attı ve Bambam'in bacaklarına otumak için hızla sandalyesinden kalktı.

"İstiyorum! İstiyorum!" mutlu, çok mutlu bir sesle bağırdı. "Haftasonunu birlikte geçireceğiz! Birlikte olacağız, çok oyun oynayacağız, bir sürü film izleyeceğiz ve... kaç gece sürecek?"

"İki."

"İki gece birlikte uyuyacağız ve..."

Bambam gülüşünü küçültemiyordu, Yugyeom haftasonu yapacakları uzun şeylerin listesini genişlettikçe genişletiyordu.

Bambam yanılmamıştı, Yugyeom onunla kalma fikrini duyunca çok heyecanlanmıştı.

Bambam de ona bakacağı için çok heyecanlıydı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
giant baby |yugbam-çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin