2.Bölüm (Görünmez Ev Arkadaşı)

320 68 61
                                    

MAVIS

Hayalet olduğumda ilk öğrendiğim şeylerden biri ruhani algıları yüksek olan birkaç insanın hayaletleri görebildiğiydi. Cenazemde beni gören sadece bir kişi olmuştu o da korkudan sürekli çığlık atıp durunca ben de bunu düzeltmek için farkında olmadan varlığımı gizlemeyi öğrenmiştim.

O günden sonra beni görebilen başka bir insana hiç rastlamadım ama rastlasaydım, onun da benden korkup kaçacağından emindim. Bu yüzden işleri ağırdan almak istedim ve siyah saçlı genç eve girdiğinde varlığımı gizlemeyi tercih ettim.

Görünmediğim zamanlarda eve soğukluk yayma becerimi kullanmak istemiştim sanırım biraz da. Eğer evde çok serin bir hava olursa bu genç adamın ürperebileceğini düşünmüştüm.

Düşünmüştüm düşünmesine ama Bay Vantablack* asla hiçbir şey umrunda değilmiş gibi davranıyordu, üstüne ince bir hırka alıp kollarını çekiştirdikten sonra eşyalarını yerleştirmeye devam etmişti benim tüm hevesimi kaçırarak.

(*Vantablack:Bilim insanlarının geliştirdiği, ışığı yüzde 99,96 oranında absorbe ederek gerçek karanlığı sergileyen bir maddedir. Işığı soğurma özelliğine sahip olan Vantablack şu an için dünyadaki en siyah materyal olarak bilinir ve Vantablack ile kaplanan herhangi bir nesne ışığı yansıtmaz.)

Onu incelemek istediğim için biraz yanına yaklaştım. Simsiyah gözlerinde uçsuz bucaksız bir karadelik var gibiydi ve bakışlarına kocaman bir yorgunluk hakimdi. Yumuşak bir mizacı olmasına rağmen sert bakışları vardı bu genç adamın. Bir şeyler yaşamış olduğunu düşünüyordunuz ister istemez.

Yorulduğu için yatağına -benim yatağıma- oturmuş öylece bakıyordu etrafa sakin sakin. Hırkasının kollarını biraz daha çekiştirdiğindeyse  iyice üşüdüğünü fark ettim varlığımdan dolayı. Ben de derin bir iç çekip bu başarısız ilgi çekme girişimimden vazgeçtim.

Tam olarak yüzünün önünde duruyordum, insanların duygularını yüzünden okumak eskiden beri sevdiğim bir alışkanlığım olmuştu ve bu genç adama da yapmak istediğim şey buydu sanırım.

Bir yandan onu incelemekle meşgulken diğer yandan yavaş yavaş görünür olmaya başlamıştım her ne kadar beni göremeyeceğini bilsem de.

Siz onları görebildiğiniz halde birinin sizi görmemesi korkunçtu, birine platonik olarak aşık olmaya benziyordu. O ordaydı ve o senin için bir şeydi ama sen onun için orda yoktun ve belki de hiçbir şeydin.

İç çektim bu umutsuz düşüncelerle. Ben görünürlüğümden emin olduğum zaman beklemediğim bir şey olmuştu ve bu genç adam korkuyla gözlerini açıp ayağa kalkıvermişti benden kaçar gibi.

Benden kaçar gibi mi? Yoksa beni görebiliyor muydu? Biri bana bu yalnızlıktan kurtulacağımı söylesin.

ZEREF

Eve girdiğimde herhangi bir hayalet varsa onu görmeyi bekliyordum ama bu beklentim yerine karşılaştığım tek şey soğuk bir hava olmuştu.

İç çektim bu hava karşısında, tabii ki de evde biri vardı var olmasına ama saklanmayı seçmişti. Belki fazla utangaçtı, belki de o da insanları görmekten ve görülmekten hoşlanmıyordu, sebebi neydi bilmiyorum ama işime gelmişti, görünmedikleri zaman gerçekten işim çok kolaylaşıyordu.

Üzerime bir hırka aldım ve kollarını çekiştirdim, yaz ayında olmamıza rağmen burası gerçekten çok soğuktu. Sıcak sevmeyen biri olarak bu durumla pek bir derdim yoktu sanırım.

Eşyalı bir eve taşınmak hayatımı kolaylaştıran şeylerdendi, buraya sadece iş eşyalarımı ve kıyafetlerimi taşımıştım o yüzden yerleşmem uzun sürmemişti, en azından normal bir taşınma işine göre.

Çabuk bile bitse yorulmama engel olmamıştı gerçi, yeni bir ev daha düşüncesi de aklıma çökünce kafam karışık bir şekilde yatağa oturmuştum pencereye bakarak.

İçerideki soğuk havaya rağmen dışarıda sıcacık bir güneş vardı ve sakin bir bölgeye benziyordu burası. Sakin yerleri severdim, çocukluğumdan beri böyleydi, zaten kalabalık şehirler hiç güzel anılar vermemişti bana.

Yine aklıma gelmesini istemediğim anılar kafama doluşmaya başladığında bunları unutmak için havanın soğukluğuna tutunmaya karar vermiştim. Bu soğukluğun etkisi aklımı ısıtırken hırkamın kollarını çekiştirdim.

Ama ben soğuğa alışmışken soğuk da alıştığım diğer her şey gibi silinmeye başlamıştı hayatımdan. Yavaş yavaş ısınıyordu tekrar hava.

'Bir de bunun üzerine kafa yoracak halim hiç yoktu doğrusu.' En azından ben böyle düşünmüştüm ama önümde beliren hafif gölgeye daha dikkatli bakmak için odaklandığımda karşımda sarı saçlı genç kızı görmüştüm bir anda.

Şaşkınlıkla açılan gözlerime hakim olamadığım gibi istemsizce ayağa fırlamıştım anın telaşıyla. Uzun zamandır hayalet görmeye alışık olmama rağmen bir hayaletin beni korkutması alışık olmadığım bir şeydi.

Yutkundum ona bakarken, beni gördüğü için fazlasıyla heyecanlı görünüyordu bu güzel genç kız. Ama ne kadar sevimli görünüyor olursa olsun hayalet hayaletti ve... Evet, az kalsın unutuyordum, o bir hayaletti ve bu sefer fazla neşeli bir tanesine çatmıştım.

Bir Küçük Hayalet MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin