on sekiz mayıs 2017
Yumuşak bir yaz rüzgârı esiyor, annem saçlarımı tarıyormuş gibi hissediyorum. Gülümsedikten hemen sonra, sen açacağı evde unuttuğun için çakmağımla açtığım biradan bir yudum alıyorum. Bana şarabı tattırıp o pahalı zevke alıştırdığın için ilk yudumda suratımı buluşturuyorum. Ben ikinci yudum için şişeyi ağzıma götürürken sen omuzlarıma hırkanı, saçlarımın arasına öpücüğünü bırakıyorsun. Sonra hemen yanıma oturuyorsun.
Güneş batıyor. Bulutlar pembe. Yanımda sen varsın, elin elimde. Bira içmiyor olsak cennette olduğuma yemin edebilirim.
"Çok güzel."
Manzarayı izliyorsun
"Evet, öyle."
Seni izliyorum.
Arabadan müzik sesi yükseliyor. Coldplay bu akşam bizim için söylüyor. Kafamı omzuna koyuyorum. Kokun beni iliklerime kadar titretiyor ama ruhum sıcak. Burnunu saçlarıma sürtüyorsun. Gülümsediğini hissediyorum. Sarhoş olmak için geldik, amacımızdan sapmıyorum. Birayı kafama dikiyorum. Gülüyorsun. Manzarayı kaçırmak istemiyorum, kafamı kaldırıp gülümsemene bakıyorum.
Yavaş olmak istediğini biliyorum, ağırdan almak istediğini biliyorum.
Siktir, hiçbiri o an umurumda değildi.
Dudaklarına yapışıyorum.
Sert öpüşüme tepki olarak dudaklarıma gülüyorsun, beni yavaşlatıyorsun. Tüm dengem bozuluyor, Coldplay susuyor kalbim mikrofonu devralıyor.
Sarhoş olmam için biraya ihtiyacım yok. Dudaklarının tadını her aldığımda uçuyorum.
Eğer hatırlasaydım, bugün giderdim oraya. Bu kez tek içerdim. Dudaklarınla değil ucuz bir şarapla sarhoş olurdum belki. Belki sarhoş bile olmazdım.
Şimdi anneme gidiyorum. Günün güzel battığı ve hatırladığım tek uçurum orası çünkü. Korkma dudaklarını unutmadım. Sadece neredeler bilmiyorum.
•••
bir haziran 2017
Elini dizime koyuyorsun, ancak o zaman fark edebiliyorum hiç durmadan dizimi salladığımı. Gerginim, bunu benden önce sen anlıyorsun. Destek olmak için dizimi sıkıyorsun. Kafamı sana çeviriyorum. Kaşlarını kaldırmışsın, beklentiyle gözlerime bakıyorsun. Gülümsemeye çalışıyorum.
"İyi bir oyuncu değilsin Park Jimin."
Dudaklarımda emanet gibi duran gülümseme siliniyor, omuzlarım düşüyor.
"Sanırım yapamayacağım."
Sesim o kadar kısık çıkıyor ki, radyodan yükselen müzik yüzünden dediğimi anlayamamış olabileceğini düşünüyorum. Müziğin sesini kısıyorsun. Çeneme yumuşakça dokunup gözlerine bakmamı sağlıyorsun. Gülümsüyorsun.
"Yapabileceğini biliyorum."
Yıldızların tam takım destekte. Gözlerin gözlerimdeyken her şeyi yapabilecekmiş gibi hissediyorum. Kafamı tekrar cama, hastanenin olduğu tarafa çeviriyorum. Kapıda Taehyung beliriyor, hızlı adımlarla arabaya yaklaşıyor. Kafamı sana çeviriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Cliffs
Fanfiction... "Ne o? İntihar mı edeceksin?" Ölümün büyüleyici sesini bölen ilahi tınının sahibini, seni görmek için kafamı çeviriyorum. Aradaki on adımlık mesafeye rağmen gözlerindeki minik ışıltıları görebiliyorum. Gökyüzünde belirmeye başlayan yıldızlardan...