Bir sabah yine üniversiteden gelmiş ve yorgun olduğum için uyumuştum. Ankaradaki en ucuz evlerden birini bulmuş ve ilginç bir bina tayfası ile oturuyordum. Üst kattaki çocuklardan sık sık çığlık ve bağırtılar gelirdi. Yine alt kattan gelen çığlık seslerine uyandım. Ve belki duyarlar diye ümitlendim. "Aaah susun işte be!" dedim ve artık olacak gibi değildi. Üst kata giden merdivenlere çıktım ve kapıyı çaldım. Hırıltıların içinde gelen çığlıklar ile korktum sonra burada olan olayları anlamak için Ankaranın Sesi adlı televizyon kanalını açtım.
Özellikle Ankarada oluşan gizli bir virüs bulunduğu ve bir insandan zombiye çevirdiğini söylüyorlardı. Ve bir haber verildi. Bu haberin psikoloji bozduğu ve bu görüntüyü çocukların izlememesi gerektiğini söylüyorlardı. Kızılcahamamın en kalabalık yer olduğu için en çok zombinin orada olduğu için oradan uzaklaşması gereken bir haber muhabiri vardı. Yerlerde cesetler ve onu yiyen zombiler vardı. Bir anda bir zombi adamın üzerine atladı. Ve kameraman da yere düştü ve sonra sinyal gitti bir anda bir adam çıktı ve zombilerin Ankarada en çok olduğunu ama zombilerin İstanbula gideceği yazıyordu. Ben Sincan'da oturuyordum o yüzden kolay bir yerde yaşıyordum. Çantamı aldım. İçine dedemin silahını, suyumu, bisküvi, ve üç kutu mermi koydum. Bıçağımı ve evimdeki süs ama keskin katanamı aldım. Katana biraz zor duruyordu fakat çantama zor olsa da sığdırdım.
Koşarak üst kata çıktım. Yukarıdaki cesetleri yiyen zombileri nasıl öldüreceğimi düşündüm katanamı aldım ve kafasına sapladım. Yere yığıldı. Sesi duyan diğeri de geldi ve kafasına katanamı attım. Fakat arkası gelmiş fakat onu oyalamıştım. Hızlıca silahımı çektim ve vurdum. Yere yığıldı. Bir elektronik ısıtıcı ve biraz patates ve limon ile yürüdüm. Patates ve limon ile elektrik yapacak ve sıcak yemek yiyebilecektim. Ecza ilaçlarını aldım. Cesetlere baktım. Aaah iğrençti. Hemen binadan çıkacaktım. Aklıma birkaç bina ötedeki ailem geldi. Koşarak çıktım. Evde kanlar vardı. Çok kötü oldum. Fakat babamı gördüm. Elinde avcı tüfeği vardı. Nişan aldı fakat tetiği çekmedi. Babam 48 yaşında fakat yine de enerjik bir adamdı. Annem ve abimin ayrı odalarda olduğunu söylüyordu. Gittim.
Abimin yukarıdan aşağıya dikenli tel sarkıttığını gördüm. Ama bu sefer öyle olmayacaktı. Katanamı çıkardım ve fırlattım. 🔪🔪🔪🔪😌tam isabet. Yere yığıldı. O sırada arkamdan bir zombi atladı. Noluyor bee!! Biraz ısırmaya çalıştı. O sırada abim dikenli teli fırlattı ve yukarıya doğru yükseldi. Ama ölmedi. Katanamı aldım ve karnına sapladım. Yine ölmedi biraz debelendi fakat ölmedi. Babam da avcı tüfeği ile vurdu ve öldü. Evdeki herkese sarıldım. Fakat annem neredeydı??? Hemen koşarak odaları aradım zombi üstüme doğru koştu. Babam avcı tüfeğini doğrulttu ve vurdu. Dizüstü çöktü ve abim de dikenli teli fırlattı ve zombinin kafasının yarısını aldı. Ben de silahla vurdum ve öldürdüm. Anneme sarıldım. Binadan indim ve haritayı açtım. Bize kaçışyolu gözüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını
Actionİnsanlar bir virüs ile zombilere dönüştü. Bu insanlardan ben nasıl kaçacaktım?